Žižek Hakkında Her Şey
- GÖKSUN YAZICI - |
Hakkında ne söylenirse söylensin, üretken bir düşünür olduğunu inkâr etmek zor. KitaplarınıN büyük bölümü Türkçeye çevrildi. Türkiye’de hayranları ve ondan nefret edenler var. Fakat, ona karşı duygularımızı bir yana bırakırsak, Žižek’in düşüncesini daha soğukkanlı değerlendirebiliriz. Çünkü bu sansasyonel kişiliğin ardında gerçek bir düşünür var. Düşünce biçimine katılmak ya da katılmamak onu okumamıza engel değil. Popüler kültürün incelikli analizlerinde, geç dönem kapitalizmini ele alış biçiminde, öznenin durumuyla ilgili yazdıklarında düşüncesinin temel eksenleri ortaya çıkıyor. Žižek, batı felsefesinin bir kanadında duruyor: Hegel-Marx-Lacan üçlemesini hem takip ediyor hem de onların düşüncelerine ilginç yorumlarla katkıda bulunuyor.
Sansasyonel kişiliğini ve canlı anlatımlarını bir yana bırakırsak, Žižek çok tanınan ama düşüncesi az bilinen bir düşünür olmayı sürdürüyor. Her ne kadar popüler konuları ele alıyor, oldukça akıcı bir dille yazıyor olsa da, yine de düşüncesini anlamak için batı düşünce tarihine hakim olmak gerekiyor. Bu düşüncenin kendine göre zorlukları var.
Tony Myers’in Slavoj Žižek kitabı bu konuda önemli bir işlev üstleniyor. Yeni başlayanlar için bir kılavuz görevi görse de, Žižek ve düşüncesinin temellerini bilenler için de yeniden düşünme aracı oluyor.
Myers kitabında Žižek’in düşüncelerini özetlemek yerine, bu düşüncenin arka planında olan işleyen düşünce biçimini ortaya koymuş. Žižek’i okumak için en gerekli olan şey de bu temel zaten. Bu temel bilinmeden Žižek’in düşüncesi kolay anlaşılmaz.
Hegel-Marx-Lacan üçlemesini daha önce anmıştık fakat hemen belirtmeliyiz ki, Žižek bu düşünürlerin basit bir izleyicisi değil. Hepsiyle Žižekvari bir bir ilişki kuruyor. Myers, Žižek’in bu düşünürlerle kurduğu ilişkiyi, onların düşüncesini nasıl ele aldığını çok net bir şekilde anlatıyor. Örneğin, Hegel’in diyalektiğini kabul eden Žižek’in bu diyalektiğin varacağı sonuçtan çok bizzat çelişkiye odaklandığını gösteriyor. Bu Žižek’in düşüncesini takip etmek için oldukça önemli bir bilgi çünkü herkes Marx’ın Hegel’i baş aşağı çevirdiğine inanırdı. Fakat Marx, Hegel’de diyalektiğin başlangıcını tersine çevirse de, diyalektik sürecin belirlenen bir sonuca varacağını düşünüyordu.
Žižek ise tam da bu diyalektik süreçte çelişkilere odaklanarak, diyalektik sürecin açık ucunu ortaya çıkarıyor. Peki bu neden önemli? Önemli çünkü tarihin yasaları olmadığını söyleyen, varılacak bir sentezin de olmadığını söyleyerek insan aktörlüğüne önemli bir yer bırakıyor.
Myers, bu noktada diğer önemli temel bir tartışmaya geçiyor: Öznenin durumu. Postyapısalcıların Descartescı özenenin ölümünü ilan ettikten sonra, Žižek o özneyi yaşatıyor. Lacancı özne teorisiyle beslenen bu özne taraftarlığı Žižek için başka bir aktörlük anlayışını da beraberinde getiriyor.
Myers’in Slavoj Žižek kitabı, düşünürün kitaplarını özetleyen bir çalışma değil. Žižek’in temel felsefesi yaklaşımlarını ortaya koyduğu için Žižek’i derinden anlamayı sağlıyor. Žižek veya diğer düşünürler genellikle kendi düşüncelerinin temellerini ortaya sermez, temel yaklaşımlarından söz etmezler çünkü onlar bu zeminde dans edip burada üretmekle görevli olduklarını düşünür. Düşünürleri okumanın temel zorluğu, onların mevcut temellerini bilmemekten kaynaklanır. Myers’in Žižek için yaptığı bu çalışmayı diğer düşünürler için yapan başka kitapların olması, batı düşüncesini anlamamızı ve bu düşünceyle tartışmamızı kolaylaştıracaktır.
SLAVOJ ŽIŽEK
Tony Myers
Çeviren: Abdurrahman Aydın
Phoenix Yayınları
2014, 208 sayfa, 15 TL.
* Radikal Kitap'tan alınmıştır.
YORUM YAZIN