Header Ads

Cumartesi Anneleri'nin 499. Buluşması: 'Ahlarımız Sizi Tutacak ve Biz Sizinle Barışmayacağız'


Cumartesi Anneleri, 499. kez Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yaptı. Bu hafta 23 yıl önce polisler tarafından kaçırılarak kaybedilen sosyalist Hüseyin Toraman’ın dosyası açıklandı.

Kayıp yakınları, kayıplardan sorumlu olan listenin başlarında yer alan Doğan Güreş ve Arif Doğan'ın öldüğünü hatırlattı. "Katiller sorgusuz, sualsiz hesap vermeden gidiyor" diyen kayıp yakınları, bundun AKP Hükümeti'ni sorumlu tuttu.

NE OLMUŞTU?

Marmara Üniversitesi’nden yeni mezun olan 24 yaşındaki Hüseyin Toraman sosyalist kimliği nedeniyle sürekli olarak polisin hedefindeydi. 26 Nisan 1991 tarihinde dışarıda olduğu sırada, evine Gebze Emniyet Müdürlüğü ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü TMŞ polisleri, birbirinden habersiz aynı anda baskın yaptı. Polislerin arasında çıkan çatışmada Gebze Emniyet Müdürlüğü'nden bir polis öldü. Gebze polisi olaydan Toraman'ı sorumlu tuttu, evinin duvarlarına intikam yeminleri yazdı. Bunun üzerine Hüseyin Toraman Kocamustafapaşa’ya taşındı.

Toraman, 27 Ekim 1991 sabahı, pazar kahvaltısı için ekmek almak için evden çıktıktan sonra, komşularının ve esnafın gözü önünde silahlı, telsizli, sivil giyimli kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı beyaz bir araca bindirilerek kaçırıldı. Olay yerine çağrılan polisler, kaçıranların da polis olduğunu anlayınca müdahale etmeden ayrıldı. Baba Ali Rıza Toraman olaya müdahale etmeyen karakol polislerinin, kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamasını içeren ses kaydını dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e verdi. Tanıklara, delillere rağmen Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığı bugüne kadar inkar edildi.

1991'de Fatih Cumhuriyet Savcısı Zafer Sercan Yetişir'in açtığı soruşturmada bir sonuç alınamadı. 2011 yılında İstanbul Cumhuriyet Savcısı Veysi Büyükkılıç’ın başlattığı soruşturma ise 20 yıl sonra, "zamanaşımı süresi dolduğu" iddiasıyla kapatıldı. Ancak, İHD avukatlarının yaptığı itiraz sonucunda dosya üzerindeki kapatma kararı kaldırıldı. Hüseyin Toraman, 23 yıldır kayıp, bilenen kayıpları ise 23 yıldır korunuyor.


Eylemde ilk sözü gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak aldı. "Katiller aramızdan bir bir ayrılıyor" diyen Ocak, çok sayıda faili meçhul cinayetten ve gözaltında kayıptan sorumlu olan Arif Doğan ve Doğan Güreş'in öldüğünü hatırlattı. Ali Ocak, onların hesap vermeden ölmesinden AKP'nin sorumlu olduğunu belirtti, "Sırada Mehmet Ağar var. Onlar hesap sormasa da, biz soracağız. Ellerimiz katillerin yakalarında olacak" dedi.

Kayıpların dosyalarını takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, dün Ethem Sarısülük'ün ailesinin katil polis Ahmet Şahbaz'ın şikayeti üzerine duruşmaya çıkarıldığını hatırlattı, "O ayıp bize yeter" dedi. Tanrıkulu, "Annelerin vicdanlarını ayrıştırdık, kutuplaştırdık, yazık bize. Buranın vicdanıyla Kobanê'nin vicdanını bira araya getiremedik maalesef. Ama inanıyorum ki, bu meydanda mücadele sürdükçe vicdanlar kendini sorgulayacak. Kazanan olacağız" şeklinde konuştu.

"SİZİNLE BARIŞMAYACAĞIZ"

"23 yıldır Ekim bize acı gelir, kara gelir" diyerek sözlerine başlayan Hüseyin Toraman'ın kardeşi Sakine Toraman, kardeşinin devrimci, sosyalist kimliğinden dolayı gözaltına alındığını ve kaybedildiğini söyledi. Davanın zamanaşımına uğratıldığını söyleyen Toraman, şöyle devam etti:

"Davanın zanlısı kim, devlet. Evet, katil sensin devlet. Devlet suçunu kendi eliyle aklıyor. Kendi kurduğu komisyonlarla 'araştırma' yapıyor. Araştırmalarınızı kabul etmiyoruz. Neden bağımsız araştırma komisyonları kurmuyorsunuz?"

Acılarının hiç bitmediğini, öfkelerini kamçıladığını vurgulayan Sakine Toraman, "Öfkem, öfkemiz dünkü gibi. Annemin ahı yükseliyor. O ah sizi tutacak ve biz, sizinle barışmayacağız" dedi.

Dersim, Roboskî, Maraş, Çorum, Gazi ve Gezi katliamlarını hatırlatan Toraman, şunları kaydetti:

"Kurulduğundan beri katil devlet. Kendi döktüğü kanın hesabını vermeyen, kendinden önce kan döken hükümetin suçuyla nasıl hesaplaşır. Ama hesap vermek zorundasınız. Bize çektirdiğiniz acılara karşı, huzurunuzu bozmaya, devletinizin temellerini sarsmaya devam edeceğiz."

'BU DAVA BİZİM İÇİN KAPANMADI'

Haftanın açıklamasını Cumartesi insanlarından Düriye Sezgin okudu. 23 yıldır devletin, tüm hükümetlerin Hüseyin Toraman'ın katillerini koruyup kolladığını, gözaltında kaybedilen bedenin ise ailesinden gizlendiğini ifade eden Sezgin, Toraman’ın kaybedilmesinden başında Mehmet Ağar’ın bulunduğu İstanbul Emniyetini'nin ve başında Orhan Kaya’nın bulunduğu Gebze Emniyetini'nin, Mesut Yılmaz ve Süleyman Demirel'in başbakanlık yaptığı 48 ve 49. hükümetlerin, General Fikri Nezihi Çakır’ın Genel Sekreteri olduğu Milli Güvenlik Kurulu’nun sorumlu olduğunu belirtti.

Toraman'ın akıbetini ortaya çıkarmayan, failleri yargılamayan hükümetlerin de bu suça ortak olduğunu belirten Sezgin, Toraman dosyasının, bedeni ailesine teslim edilinceye, failler cezalandırılıncaya kadar kendileri için kapanmayacağını kaydetti.

(etha)
foto1: dokuzsekiz
foto2: Sezgin Tanrıkulu

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.