Header Ads

‘CHP’yi Paramparça Edeceğiz’ ya da ‘Taş Yok mu Taş’

- İNÖNÜ ALPAT -
Sonunda biri çıktı da, duygularımıza tercüman oldu.

2014 yerel seçimleri CHP için bir son olabilir. Sırrı Süreyya söyledi çünkü. CHP’yi “paramparça edeceğiz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin Ankara’da düzenlediği aday tanıtım toplantısında, HDP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sırrı Süreyya Önder, teatral edayla ve hiddetle CHP’ye seslendi: “Paramparça edeceğiz sizi, paramparça.”

Yüreğimize su serpildi, içimiz soğudu, karnımızın şişi indi. Yolsuzlukla mustarip olanların ateşine nasıl benzin dökülmediyse, müstakbel başkan aynı hassasiyetle bir kova suyu başımızdan aşağı boca etti. Yatıştık, sakinledik. Geleceğe dahi bir umutlu bakar hale geldik, 30 Mart seçimlerinin tadından yenmeyecek sonuçlar doğuracağına daha bir inanmaya başladık.

Bir cesur yüreğe, bir uslanmaz isyancıya, bir ‘doğruya doğru’ adama ihtiyacımız vardı. Sonunda o da oldu. Düştü önümüze ve bizlerin cüret edip de nişan alamadığımız hedefi açık hale getiriverdi.

Şimdi onlar düşünsün. Panik olma sırası CHP’de. 30 Mart gecesi, “saat 20.45’te”, CHP’nin İstanbul’da kurduğu dukalık nihayete erecek. CHP’nin yirmi yıllık hâkimiyeti bitecek.

Yerine kimin geçeceğinin bir önemi yok. Önemli olan yirmi yıldır hileyle, hurdayla, baskı ve şiddetle, yağmayla, talanla, patatesle, kömürle ellerinde tuttukları iktidarın yıkılması. Kimin geleceğinden ziyade kimin gideceği hiç bu kadar önem arz etmemişti, şimdiye kadar yaşadığımız seçimlerde.

Sanmayın ki el değiştiren sadece belediye başkanlığı olacak.

Neoliberal politikaların kentsel ayağı çökecek; bu, neoliberalizmin ülkedeki çöküşünün başlangıcı sayılacak. Kentleri neoliberalizmin av alanı haline getiren uygulamalar duracak. Kimse artık belediyeleri ticarethane gibi görmeyecek, kimse kentlileri müşteri yerine koymayacak. Kimsenin haddine olmayacak kentsel değerleri ulusal, uluslararası sermaye gruplarına peşkeş çekmek.

Üçüncü Boğaz Köprüsünün ayakları için açılan devasa temellere gömeceğiz CHP’yi. Yüce Kent Divanına çıkartacak, Boğaz Köprüsü için kesilen ağaçların yaprakları kadar çok soru soracağız. Yok edilen su havzalarındaki her damlanın hesabını isteyeceğiz. Kaçacak yer bulamayacaklar, kentsel dönüşüm adıyla meşrulaştırılan yağmanın yığıntıları onları saklamaya kâfi gelmeyecek.

En çok da, Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçlar ve o ağaçlar için canlarını ortaya koyan kentliler sevinecek bu sona. Bir daha hiç kimse cüret edemeyecek, kentlilerin ortak kullanım alanlarına alışveriş merkezi yapmaya. Paramparça edeceğiz çünkü onları.

Sadece kentle mi sınırlı kalacak yırtıp atacağımız manzume. Bir de bunun merkezi hükümet ayağı olmayacak mı?

Olacak elbette. Paramparça edeceğiz CHP’yi.

Bakın görün o zaman, KCK operasyonları adı altında binlerce Kürt’ü hapse atmaya kimse yeltenebilecek mi?

Görün, Roboski bir daha yaşanacak mı?

Bakalım, Hrant Dink bir daha katledilecek mi? Korunacak mı katiller bir daha? Tetikçiyle hatıra fotoğrafı çektirmeye niyetlenen çıkacak mı?

Bırakalım bu karanlık cinayetin gerçek faillerinin sırra kadem basmasını, 2014 Dink anmasında, görevli polislere Dink’i vuran faşistinki gibi, beyaz bere dağıtılabilecek mi?

Daha önce paramparça edebilseydik belki de şimdi aramızda olacaktı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez.

Aramızda olacaklar Paris’te katledilen üç Kürt kadınıyla sınırlı kalmayacaktı. Gezi direnişinde kaybettiğimiz arkadaşlarımız; Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım yaşayacaktı. On yılı aştı CHP iktidara geleli, kimleri kaybettik bu zaman zarfında, canımız nasıl yandı, isimlerini unuttuk pek çoğunun.

CHP parçalansın hele. Türkiye’yi Suriye’deki iç savaşa dahil etmek kimin haddine olacak. Bir daha Reyhanlı katliamı yaşanmayacak, sınırlar El Kaidecilere açılmayacak. Türkiye, bölgedeki emperyal politikaların uygulayıcısı olarak görülmeyecek. Bağımsızlıkçı bir dış politikamız olacak ve komşularla dostane ilişki kurulacak. Yeter ki CHP paramparça olsun.

On yılı aşkın zamandır merkezi yönetimde, yirmi yıldır da neredeyse yerel yönetimlerin tamamında iktidar olan CHP zihniyetinin yol açtığı ekonomik-sosyal-siyasal-kültürel yıkımdan söz etmek bile zül geliyor açıkçası. Hele yolsuzluklara hiç değinmeyelim. CHP’den başka ne beklenebilir; lime lime dökülüyor iktidarları; ne ahlak kaldı ne yargı bağımsızlığı.

Ama bitti artık; paramparça edeceğiz CHP’yi.

Bitirirken; bu yazı CHP savunusu değildir; satırların yazarı CHP’li olmamıştır hiç, olası bir CHP iktidarının başka türlü cereyan etmeme ihtimali de tabii ki vardır. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Sırrı Süreyya, yirmi yıldır İstanbul’u yöneten ve yaşanan bütün kötülüklerin birinci dereceden müsebbibi olan AKP’yi değil de, “CHP’yi paramparça edeceğiz” diyorsa, üç lafından 2,75’i CHP üzerine oluyorsa ortada ya bu yazıdakine benzer ironik bir yaklaşım vardır ya da hakikaten niyet sorgulamak dışında bizlere bir başka şans kalmamaktadır.

İlki doğruysa; söz ustası karşısında ceketimizi ilikler, saygıda kusur etmeyiz. Ancak ikincisi doğruysa, Sırrı Süreyya’nın Nemrut Dağı’nın hikâyesini anlattığı kısa filmdeki sözüyle yazıyı sonlandırırız. “Taş yok mu taş.”

İnönü Alpat

* sendika.org
** http://www.sendika.org/2014/01/chpyi-paramparca-edecegiz-ya-da-tas-yok-mu-tas-inonu-alpat/

1 yorum:

  1. ''Sırrı Süreyya Önder, Chp'ye seslendi: Bütün sağcıları, faşistleri alıp oyumuzu bölmeyin diyorsunuz. Bölmek değil, Paramparça edeceğiz...'' sırrı süreyya önder'in dediği bu. chp'nin istanbul'da, ankara'da ve hatay'da gösterdiği adaylar ibretliktir. bu adaylar için yüzünü sola dönüp oyları bölmeyin demek en azından ayıptır. yukarıdaki yazı bu ''küçük'' ayrıntıyı atlamış, ya da özellikle görmemiş. ben atlamış olmasını tercih ederdim...

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.