Avrupa Basınında Bugün (17 Nisan 2013)
Fransa BasınıLiberation | Cahuzac siyaseti bırakıyor
Eski Bütçe Bakanı Jérôme Cahuzac yalan söylerken ne kadar mücadeleciyse, özür cümleleri sarf ederken de öyleydi.
Cahuzac, Amerika’da sıkça görülen ancak Fransa’da daha önce görülmemiş bir şeyi yaptı ve dün televizyon ekranlarına çıktı. Kendisine yöneltilen sorulara, iyi seçilmiş cümleler ve dikkatle yanıt verdi.
Sorulardan en önemlisi, Cumhurbaşkanı François Hollande’ın kendisinin İsviçre’deki banka hesabından haberdar olup olmadığıydı. Cahuzac bu soruya derhal “Hayır” diye yanıt verdi ve Cumhurbaşkanı’na da yalan söylediğini anlattı. Bakanlıktan istifa eden ve partisinden de ihraç edilen Cahuzac, Hollande’a ülkeyi yönetmek konusunda başarılar dilemeyi de ihmal etmedi.
Cahuzac bundan sonra ne yapacağı sorusuna da yanıt verdi. İlk başlarda parlamentoda kalmak istediğini ancak daha sonra yaptığı hatanın buna elvermediğini söyleyen Cahuzac, adeta asla nakavt olmayan bir boksör imajı çizdi.
Almanya BasınıABD'de Boston Maratonu'nda düzenlenen bombalı saldırı, basında öne çıkan yorum konusu.
Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung Boston maratonu sırasında düzenlenen bombalı suikastın terör saldırılarını önlemenin mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne serdiğini yazıyor:
“Boston'u kan gölüne çeviren saldırı, neredeyse her zaman hukuk devletiyle uyuşmayan sınırsız yetkilerle donatılmış olan İç Güvenlik Bakanlığı'nın bile sivilleri 24 saat korumaktan aciz olduğunu gösterdi. Terör çağında güvenlik hayal olup çıkmıştır. ABD'deki siyasi hayatı felç eden kutuplaşma ve nüans tanımayan düşünce yapısının kafası karışık birini bu eyleme yönelttiği ortaya çıkarsa şaşmayalım. ABD'den gelen ilk tepkiler, saygı uyandırıcı ciddi soğukkanlılık izlenimi uyandırıyor. Hürriyetçi toplumlarda her ikisi de olmalı: Tercih ettiğimiz hayat tarzını sürdürebilmek uğruna mücadeleye hazır olmalıyız. Hürriyetimizi aldatıcı güvenliğe kurban etmeyeceğimizi de teröre göstermeliyiz.”
Frankfurter Rundschau gazetesi, en az üç kişinin ölümüne, kısmen ağır olmak üzere 176 kişinin de yaralanmasına yol açan Boston saldırısına şu satırları ayırmış:
“Bırakın önlemek için ne yapabileceğimizi, teröre en doğru tepkiyi nasıl verebileceğimizi bile bilmiyoruz. Dini, siyasi, ferdi ya da toplu fanatikler tarafından düzenlenmiş de olsa, bu gibi saldırıların büyük ve çok katmanlı toplumların kaderi olduğunu idrak etmek zorundayız. Ama bizler bu sezgiyi kabullenemiyoruz. Tekerrürünü önlemenin yolunu bulmak umuduyla terörün nedenlerini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Gerisini polise bırakıyoruz. Yeni bir saldırı haberi geldiğinde de dehşet içinde televizyonun karşısına geçiyoruz. Korku bir süre sonra yerini bir yenisine bırakıyor.”
Heilbronner Stimme gazetesi saldırının düzenlendiği tarihe dikkat çekiyor:
“FBI saldırının fail ya da faillerini bulmak için bütün imkânlarını seferber ederken, devleti ezeli düşman ilan eden yerli radikalleri de unutmuyor. Çünkü Boston, ilk göçmenlerin Britanya Krallığı ile yaptıkları tarihi hürriyet mücadelesinin sembolleştiği yerdir. Çöp kutularına yerleştirildiği anlaşılan bombalar, bundan 240 yıl önce isyan başlatarak Amerika'nın doğumuna vesile olan yurtseverlerin anıldığı gün patladı.”
Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin yorumunda terörün Amerikalıları yıldıramayacağı vurgulanıyor:
“Hiçbir saldırı Amerikan iyimserliğine kalıcı darbe indiremez. Daha iyi bir geleceğe inanmak, Amerikalıların DNA'sında vardır ve bu iyimserlik hiçbir şekilde mutasyona uğramaz. ABD yine yara aldı ama bu darbeye sağduyuyla ve mantıkla tepki gösterdi. Böyle Amerikalılarla seve seve dayanışma gösterilir. Dayanışma sınırsız ve şartsız olmayabilir. Ama dürüstçe ve sınır tanımadan gösterilmelidir.”
Münchner Merkur gazetesi, ‘Terör ne ister' başlıklı yorumunda, hürriyet uğruna ağır bedel ödemeye hazır olunması gerektiğini vurguluyor:
“Terörün hedefleri azami tahribat, dehşet ve güvensizlik yaratmak ve menfur eylemlerinin gölgesinde kendini dev aynasında görmektir. Saldırının ardında, Amerikan toplumundan dışlanmanın uyandırdığı nefreti dışa vurmak isteyenlerin mi yoksa Batı kültürünün fanatik düşmanlarının mı olduğu nasıl olsa ortaya çıkacaktır. Saldırı, modern ve açık toplumların ne kadar kırılgan olduğunu açığa çıkarmayı başarmıştır. Boston saldırısı hürriyetin risksiz olamayacağını ve ona sadece soğukkanlı uyanıklıkla karşılık verilebileceğini göstermiştir.”
İngiltere BasınıFinancial Times gazetesi, Türkiye'de cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili soruşturmada Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'e dava açılmasıyla ilgili bir haber yoruma yer veriyor.
"Türkiye ekonomisini dışa açan cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani bir kalp krizi nedeniyle olduğu belirtilen ölümünden 20 yıl sonra bir mahkeme, emekli bir subaya karşı cinayet suçlamasıyla dava açtı." diyen gazete, mahkemenin bu kararı, soruşturmada dava açmak için zaman aşımının dolmasından hemen önce aldığını yazıyor.
Haberde, iddialarla ilgili geçen yıl yapılan bir soruşturmada, Özal'ın doğal nedenlerle ölmüş olabileceği sonucuna varıldığının ve fazla kilolu olan cumhurbaşkanının ölümünden hemen önce Orta Asya'daki zorlu bir geziden dönmüş olduğunun da altı çiziliyor.
Geçen yıl Özal'ın mezarı açılarak yapılan incelemede cumhurbaşkanının kesin ölüm sebebi tespit edilememişti.
Gazete, iddiaların öldüğü gün tıbbi ekibinin Özal'ın yanında olmamasından ve kalp krizine içtiği bir limonatanın yol açmış olabileceği söylentisinden beslendiğini de vurguluyor.
Financial Times, bir savcının bu ay vardığı sonuçta, "Özal'ın organize bir şekilde işlenen bir cinayete kurban gittiği yönünde kuvvetli şüpheler bulunmaktadır" dediğini ve Ergenekon davası sanığı olarak cezaevinde bulunan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz için ömür boyu hapis istediğini de aktarıyor.
Yazıda, bu tür soruşturmaların ülke içinde yarattığı gerilimin bir örneğinin, geçen hafta Ergenekon davası duruşması sırasında göstericilerle polis arasında yaşanan çatışmada görüldüğü de belirtiliyor.
Financial Times, Ilımlı İslamcı grup, Gülen hareketinin Türk toplumunun birçok yerinde nüfuzlu yerlere sahip olan üyeleri, bu tür davaların en önemli destekçileri konumunda" diyor.
Geçen hafta Silivri'deki göstericileri, bağımsız yargıçları yıldırmaya çalışmakla suçlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Ergenekon ve benzeri davaların süresi ve çaplarıyla ilgili sabırsızlığını da ifade etmişti, habere göre.
Gazete son olarak Türkiye'nin önemli bir kısmının, Özal'ın Kürt militanlarla kanlı çatışmaları sona erdirmek isterken öldürüldüğüne inanmış durumda olduğunu belirtip, Kürt bir muhasebeci olarak tanıttıkları Hasan adlı bir kişinin, "Özal Kürt sorununu çözmek istediği için öldürüldü. Erdoğan'ın bu sorunu çözmesine izin vermeyecekler" dediğini aktarıyor.
Independent gazetesi manşetinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin Boston kentinde düzenlenen Maraton sırasında yaşanan patlamalara yer vermiş.
Gazetenin birinci sayfasında, patlamalarda ölen üç kişiden biri olan 8 yaşındaki Martin Richard'ın fotoğrafı var. Fotoğrafta Martin, elinde "Artık insanlara zarar verilmesin. Barış" yazılı bir karton tutuyor.
Gazete, Boston'ın, bu saldırganlığı anlamakta zorlandığını da belirtip, dün sabahtan itibaren olayın bir "terör saldırısı" olduğunun, Başkan Barack Obama da dâhil olmak üzere yetkililer tarafından telaffuz edilmeye başlandığını yazıyor.
Manşetinde aynı konuyu işleyen Times gazetesi ise, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın, "Bombacıyı bulmak üzere dünyanın öteki ucuna da olsa gideceğiz" şeklindeki açıklamasını öne çıkarmış.
FBI ajanlarının 11 Eylül'den bu yana düzenlenen en kötü saldırıyı çözmek için tüm kapalı devre kamera kayıtlarını gözden geçirdiğini duyuran gazete, bombayı yerleştiren kişinin büyük ihtimalle kapalı devre kameralarına yakalandığı ya da etraftaki kişiler tarafından çekilen fotoğraflardan birinde yer aldığı tespitini de yapıyor.
Daily Telegraph gazetesi, İngiltere eski başbakanı Margaret Thatcher'ın bugün düzenlenecek cenaze törenine geniş yer ayırmış.
Gazete, Thatcher'ın ailesi ve yakınlarının kitlesel cenaze töreninin öncesinde özel bir tören için dün toplandıklarını yazıyor.
Eski başbakan karşıtlarının hazırlandığı protestolara da değinen Daily Telegraph, cenaze törenini yönetecek üst düzey bir din adamının göstericilere yönelik olarak, "Kendinize bir sorun, bir cenaze töreni sırasında protesto gösterisi düzenlemek uygun mu?" dediğini aktarıyor.
Birçok kişinin Thatcher'ın görüşlerine şiddetle karşı olduğunu belirten din adamı, cenaze töreninin "bir başkasının insanlığına saygı göstermek" olduğunu da vurguluyor.
Thatcher'a karşı yapılacak protesto biçimleri arasında, bazı göstericilerin, cenazenin geçtiği sırada arkalarını dönmesi de yer alacak gazeteye göre.
Guardian gazetesi yazarı Seumas Milne ise Thatcher konusunda Daily Telegraph'ın tam tersi bir görüşe sahip.
Yazar, "yalnızca Thatcher'ı değil, Thatcherism'i de gömmenin zamanı" diyor.
Milne'e göre, "Thatcher İngiltere'yi kurtarmadı ya da ekonomiyi düzeltmedi." ve İngiltere Thatcher'ın başarısız modelinden ve uğursuz sonuçlarından kurtulmalı.
(trttürkhaberdar/dw türkçe/bbc türkçe)
YORUM YAZIN