Taşra Sıkıntısından Öyküler Yapmak
![]() |
- yazı: MELİSA KESMEZ - |
Mahir Ünsal Eriş, sanırım o seslerden biri oldu benim için. Yeni nesil yazarların pıtrak gibi çoğaldığı -iyi ki!- bir edebiyat ortamında, ilk öykü kitabı ‘Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde’ ile uzun zamandır unuttuğum bir yere dokundu. Edebiyatta ilk görüşte aşka inanır mısınız bilmem… Daha kapaktan tavladı beni. İçine girince, hem kapağın hem şahsına münhasır isminin hakkını verdi. Bitmesin diye gıdım gıdım okudum, bitince el mecbur başa döndüm. Kim bilir daha kaç kere okurum.
İnsan sevdiği şeyleri yazamıyor lakin. Kaç dakikadır boş sayfaya bakarken bunu düşünüyorum. Yazarsam büyüsü bozulacak sanki. Çehov’un öykülerini inceleyen H.E. Bates’in dediği kadar var; “Bu, uçmanın gizlerini öğrenmek için, bir kuşu kesip biçmek gibi. Kesip biçtiğinizde büyü bozulur.” Yine de bir yerden başlamak gerek. “Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde” hayattaki her şeyle ilgili bir kitap. Çanakkale’de doğup Bandırma’da büyümüş, 30’larında genç bir adamın durduğu yerden geriye baktığında, gördüklerini resmediyor öykü öykü. Kitabın merkez üssünde çocukluk var. Başka başka karakterlerin hikâyelerinde çıkıyor karşımıza o hassas, dokunsan kırılacak yıllar… Bazen bir erkeğin karnına ilk düğümleri atan çocukluk aşkı olarak uzatıyor kafasını, bazen kadınların hep zamansız gittiklerini öğreten anneye özlem olarak… Bazen arkadaşlık, bazen onlar gidince hayatın ne kadar sıkıcı olduğunu hatırlatan en yakın arkadaşın ölümü, bazen yoksulluk, bazen haylazlık, bazen de yalnızlık olarak…
Makûs talihi dönmeyenler
Kırık öyküler bunlar. Mahir Ünsal Eriş’le Erdek’te bir rakı masasına otursak karşılıklı, aynı tonda ve aynı samimiyetle anlatacak olması muhtemel, efkârlı öyküler. Hayatta kaybedenlerin olduğu taraftan sesleniyor her biri. Öyle ya da böyle makûs talihi dönmek bilmeyen insanları konu ediyor ama acındırmıyor kendine hiç. Hüznü baş tacı ediyor bilakis. Eriş’in hüzünlü de olsa yer yer gamsız dili kendini sık sık hatırlatıyor. Sessiz sakin yaz ikindileri, eprimiş güneş şemsiyeleri, küfür gibi esen rüzgârıyla kırbaçlı Erdek kışları, önce kreması dişlenen kremalı bisküvi, annenin eline tutuşturduğu salçalı ekmek, komşu kadınların mutfak dedikoduları, patlayınca ikiye yarılıp kafaya takılan plastik top, kağıt helva arası dondurma… Kitaptaki tüm öykülerin başrolünde dozu hiç azalmayan bir melankoli var. Karakter oyuncusu ise, okurun kalbine kadar sızan, insanın karnını buran bir taşra sıkıntısı…
İfade edemeyeceğim kadar güçlü bir anlatma iştahı var Mahir Ünsal Eriş’in. Hayatın kıyısında köşesinde kalmış anları bir koleksiyoner hassasiyetiyle toplamış adeta. Küçük şeyleri ıskalamıyor hiç. Doğallığına, naifliğine dokunmuyor hayatın. Köpürtmüyor hiçbir şeyi. Kimseyi etkilemeye çalışmıyor. Basit olanın gücünü iyi kullanıyor. “İnsanların kederli olmayı çok sevdiği yıllar”ı anlatıyor; “Her şeye sinmiş bir Maltepe sigarası kokusu, bir ucuzluk, bir pazardan alınmışlık, bir muşambalık.” Günün çocuklar için ezan okununca bittiği, salondaki çekyatta oturup harita metottan yapılan dünya kupası albümüne sakızdan çıkan futbolcuların yapıştırıldığı, terliklerden araba yapıp halının deseninde yürütüldüğü, Beşiktaş’ın en büyük olduğu, evde bangır bangır Ferdi çalan zamanlar…
Sadece çocuklar da değil öykülerin kahramanları. Yetişkinlik halleri de var kitapta, yine de içlerinde hep çocukluk gizli. İnsanlık hallerini, insanın hayat karşısındaki mağlubiyetini, kadın erkek, çocuk yetişkin demeden öyle maharetle çözümlüyor ve resmediyor ki Eriş, kitabı okurken hep yaşını başını almış, ununu elemiş eleğini asmış bilge bir adam beliriyor gözümün önünde. Lakin aynı yaşta olduğumuzu hatırladıkça, keskin gözlemciliği ve olayları okurun zihninde aynen canlandıran anlatım gücüyle hayran bırakıyor. Yeni öyküler için iştahımı kabartıyor. Edward Hopper’ın resimlerine baktığımda bir şey gelir çöreklenir içime. Barış Bıçakçı okuduğumda da. İşte o “şey” Mahir Ünsal Eriş’in içinde de var.
Mahir Ünsal Eriş kimdir?
* 1980 yılında Çanakkale’de doğup Bandırma’da büyüyen Mahir Ünsal Eriş, Arkeoloji okumuş.
* Çeşitli dillerden kitaplar, makaleler, öyküler çeviren ve hâlâ da çevirmeye devam eden yazar, tevatüre göre, otobüs yolculuklarında sözlük okuyan, dillerin kökeni üzerine tartışılmaz bir engin bilgiye sahip bir dil âşığı.
* Bir Türkan Şoray sever olan Eriş ayrıca, kitaptaki özgeçmişinden aynen aktaracağım üzere: “Gençlerbirlikli’dir; söylenişi bile güzel.”
Bangır Bangır Ferdİ Çalıyor Evde
Mahir Ünsal Eriş
İletişim Yayınları
2012, 152 sayfa, 13.5 TL.
*Radikal Kitap
YORUM YAZIN