Header Ads

Görünür Adam Görünmez Olduğunda..

- yazı: İPEK SOYGA -
New York Times’ın çok satanlar listesinde yer alan Amerikalı yazar Chuck Klosterman’ın Görünür Adam’ı aslında H.G.Wells’ten beri aşina olduğumuz bir görünmez adam hikâyesi. Kendisini görünmez kılabilen Y_ ile psikolog Victoria Vick’in görüşmeleri üzerinden, toplum, popüler kültür, medya ve bireye dair çarpıcı bir eleştiri sunan kitap, e-postalar, sesli mesajlar, telefon görüşmeleri ve terapi seansı notlarıyla kurgu dışı bir metin taslağı olarak, terapist Victoria Vick’in editörüne göndermek üzere hazırlamış olduğu bir eser. Victoria Vick aşağılık kompleksinden muzdarip. “Ben doktor değilim”, “İşimde pek başarılı olduğumu sanmıyorum”, “Hayatımda farklı tercihler yapmalıydım” cümleleri Vick’in kendini yetersiz hissettiği anlardaki sayıklamalarının yalnızca bir kısmı. Bununla beraber Victoria, karşısına son derece ilginç bir vaka olan Y_ çıktığında onu geri çevirmekten de aciz.

Y_ ışığı yansıtıp kendisini görünmez kılan bir kostüm icat ettiği iddiasında bulunan bir bilim adamı. Terapiye gelme sebebi ise, insanların sadece yalnız kaldıklarında kendi gerçek kimliklerini ortaya koydukları inancıyla, tanımadığı kişilerin evlerine girerek onları gözetlemesinin ardından hissettiği suçluluk duygusu. Ona göre önemli olan işin bilimsel kısmı değil: Bir arzum vardı ve onu gerçekleştirebilecek bir şey inşa ettim. Bunun bir bedeli de oldu. Sanırım şu anda içinde bulunduğum durum, istediği şeye ulaştıktan sonra onun işleri daha da zorlaştırdı­ğını keşfeden herhangi bir sanatçının başına gelenden pek de farklı değildir. İnsanların tek başlarınayken nasıl yaşadıklarını incelemeyi arzuluyordum, böylece bu uğurda kullanabilece­ğim bir araç icat ettim. İşte bu kadar basit. Bilimsel değerine ya da ahlaka ne kadar uygun olduğuna yönelik bir endişem yok. Sadece tam olarak ne yaptığımı bilmeni istiyorum.

Y_ için asıl mühim olan, genellikle kendilerine fark ettirmeden, gözlediği bu insanlar hakkında öğrendikleri:

Yalnız yaşadığını hayal et. Yalnız yaşamadığını biliyorum, fakat yine de öyle hayal et. Şehrin kenar mahallelerinden birindeki tek odalı bir dairede, sakin, münzevi bir yaşam sür­düğünü hayal et. Şimdi, başka birinin de bu dairede olduğunu hayal et. Bir yabancının senin evine girmeyi başarıp, orada sessizce oturarak seni gözlediğini hayal et. Bu yabancı senin aslında kim olduğuna dair oldukça fazla şey öğrenirdi, değil mi? Sahtelikten arınmış bir ortamda, senin hakkında ancak senin tecrübe edebileceğin derinlikte şeyler öğrenebilirdi. Toplum arasındaki kendi versiyonunu yaratmakta kullandığın tarif her neyse, onun hammaddelerini öğrenebilirdi. Unuta­mayacağı şeyler öğrenirdi. Belki de onun için zor olurdu bu. Belki de kendini kötü hissederdi. Belki hiç kimseye yönelik olmayan bir öfke duyardı içinde. Belki de kendisini daha az düşünmeye başlardı.

Victoria Vick, her ne kadar Y_’nin icat ettiği iddiasında bulunduğu ‘görünmezlik kostümünü’ gerçekçi bulmasa da beklemediği bu durum karşısında bir kez daha çaresizliğe kapılır ve Y_’nin sorunlarının bir terapist olarak kendi kapasitesini aştığını düşünür. Derken Y_, Vicky’nin ofisine görünmez olarak çıkagelir ve her şey daha da karmaşık bir hal alır. Bu andan itibaren aralarındaki ilişki de hasta doktor ilişkisi olmaktan çıkar. Y_ görünmez olarak girdiği evleri, tanık olduğu tüyler ürpertici olayları anlatırken bir yandan da Vicky’i de evinde ‘çaktırmadan’ ziyaret ettiği imalarında bulunur.

Hikâye vahşi bir sona doğru ilerlerken Vick ile Y_’nin ilişkisi kontrolden çıkar ve Vick’in sadece Y_’nin hayatını değil, kendi hayatını da sorgulamasına neden olur.

Klosterman, neredeyse okuyucuya Vicky’nin hikâyesine inanmaması için yalvararak, kurgu ve gerçeklik ilişkisiyle ustaca oynar. Ne de olsa görünmezlik yalnızca insanlık tarihinin en eski hayallerinden biri değil, bir terapistin de en çok isteyebileceği şeydir; onun zihnine girebilmek, kafatasının içine atlayıp gözlerinin ardında gizlenmek…

Y_ aslında gerçek gibi sunulan kurgusal bir karakter, Vicky’nin kendi kendine yarattığı görünmez arkadaşı mıdır? Yoksa Vicky gerçekten bir görünmezlik kostümü icat etmiş, zamanını sürekli, tamamen açık ve hassas görünen, savunmasız yabancılarla baş başa geçiren fesat bir bilim adamıyla mı karşı karşıyadır?

Yayınevine yazdığı taslak metin durumu iki tarafa da çekmeye müsait:

İlk sohbetimizde de söylediğim üzere: Anlatmaya çalıştığım hikâyeyi kanıtlayamam. Elimde sadece (hiçbir şeyi kanıtlayamayan) görüşmelerin ses kayıtları ve boş gibi görünen bir koltuğun fotoğrafı var. Bunun bir pazarlama felaketine dönüşmesini nasıl engelleyeceğiz? Bu eseri roman olarak yeniden kurgulama fikrine şiddetle karşı çıktığını bilsem de, başka bir seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum (üstelik tem­silcimin böyle bir değişikliğin yaptığımız sözleşmede bir takım yeni düzenlemelere gitmemizi gerektireceği ve alacağım avan­sın miktarında önemli bir azalmaya yol açacağı konusunda beni bilgilendirmesine rağmen). Yayıncılık oyununun kurallarını benden daha iyi bildiğin açıkça ortada olduğundan doğru kara­rı vereceğine güvenim tam.

Chuck Klosterman pek çok konuyu üstü kapalı bıraksa da bu hoş görülebilir bir durum; ne de olsa, yazarın –işin aslı Y_’nin- kendi deyimiyle, açıklama ya­pılmasını gerektirenler sadece kurmaca hikâyelerdir. Görünür Adam, her tür okuyucunun ilgisini çekebilecek eğlenceli, eleştirel ve tek solukta okunan bir roman, Chuck Klosterman ise inanılmaz bir hikâye anlatıcısı.


Görünür Adam
Chuck Klosterman
İTHAKİ YAYINLARI

*starkitap

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.