Fatma Çakır: Kadınların Erkeklerle Eşit Olduğu Tek Yer Cezaevleri
Ankara Barosu adına cezaevlerini ve genellikle de kadın cezaevlerini gezen Avukat Fatma Çakır geniş kapsamlı bir rapor hazırladı. Raporun tamamlanmasının ardından raporu yetkili kurumlara ileten Çakır'a uzun süredir herhangi bir yanıt verilmiş değil.
» Kadın cezaevlerinde yaptığınız incelemede kadın mahkumlara dair gözlemleriniz neler?
Kadın suçluluğunun temelinde kadınların maruz kaldıkları şiddet olayları var. Kocasından, ailesinden, sevgilisinden şiddet görmüş, saldırıya uğramış ya da benzer olaylar yaşamıştır. Bu onları erkek mahkumlardan ayıran en önemli farklılıktır. Gerek kadının suçluluğunun temelinde yatan şiddet ve gerekse kadının o suçu işlerken yaşattığı ve etkilendiği şiddet nedeniyle cezaevlerinde mahkûm kadınlara yönelik özel hizmet veren danışma merkezinin bulunması gerekiyor. Bu merkezde sosyal hizmet uzmanı, psikolog, pedagog, hukukçu bulunmalıdır.
»Erkek mahkumlardan farklı nedenlerle cezaevlerinde yatıyorlar dediniz. Kadın mahkumların nelere ihtiyacı var?
Kadınlar cezaevlerinde erkeklerle eşit muamele görüyor. Belki sistemin kadına erkeklerle eşit muamele yaptığı tek yer cezaevleri. Kadın cezaevlerinin ayrı yerlere ihtiyaçları var. Kadın mahkûmların banyoya, Çocuklu kadınların daha farklı beslenme ihtiyaçları var. Çocukların kreş, oyun odası gibi mekânlara ihtiyacı var. Ancak cezaevlerinde kreş var, öğretmen yok. Kadınlar için pozitif ayrımcılık gerekir. Kadınların belli bir yaştan sonra erkeklere oranla daha fazla güneşe ihtiyacı vardır. Ayın belli dönemlerinde farklı ihtiyaçları var. Bir de kadınların çoğu en yakınlarına karşı bir fiil gerçekleştirip mahkum olmuş. Kadın mahkûmlar yalnız değiller, aynı zamanda mahkûmlar kimsesizler. Onlar büyük oranda cezaevlerinde sevdikleri tarafından da terkedilmişler. Bu durum devlet tarafından mutlaka dikkate alınmalı.
»Kadın cezaevlerinde nelerin olmasını öneriyorsunuz?
Eğitim eksikliği suçu ve suçluyu oluşturan önemli etkenlerden biri olduğu düşünülecek olursa, cezaevlerinde verilecek eğitimin önemi de ortaya çıkacaktır. Okur yazar olmayanların oranının kadın mahkumlar arasında yüksek olması, kadınların bulunduğu cezaevlerinde kadınların eğitim alabilecekleri eğitim mekanlarının yapılmasını gerektirmektedir. Kültürel yaşama katılmaları için de tiyatro, konser ve konferans etkinliklerinin düzenleyebilecekleri çok amaçlı kapalı salonlar yapılmalıdır. Kadın mahkumlara ev ekonomisi, hasta bakımı, dikiş, nakış, dokumacılık gibi alanlarda mesleki eğitim verilmesi yerine ihtiyaç ve isteğe göre bilgisayar, yabancı dil vb teknolojinin imkânlarından yararlanarak nitelikli iş gücü oluşturmalarını sağlayacak eğitimlerin verileceği ihtiyaçları karşılayacak olanaklara sahip derslikler yapılmalı ve imkân dahilinde üniversite eğitimine devam edebilme koşulları yaratılmalıdır. Ayrıca cezaevlerinde kütüphaneler olmalı ve her türlü kütüphanede kadınla ilgili birim oluşturulmalı, kadınla ilgili belge ve doküman bulundurulmalı.
Kadın sağlığı onun duygusal, sosyal, fiziksel, zihinsel iyiliğini içerir. Her cezaevinde psikiyatr psikolog kadın doğum uzmanı. Kadın ceza ve tevkif evlerinde mutlaka bir kadın doğum uzmanı istihdam edilmeli, belli periyotlarla genel sağlık taraması yapılmalıdır. Temizlik önemli sağlık sorunlarından biridir. Haftada iki kez olmak üzere hijyen şartlarında yıkanma olanakları standart olmalı, yıkanma ve kullanma suyu düzenli olarak verilmelidir. Kadınların aylık hastalıkları düşünülerek odalara duş bölümleri yapılmalıdır.
Tutuklu ve hükümlüler istedikleri giysileri giyebilmeli, kaldıkları odalarda yazlık ve kışlık giysilerini muhafaza edecek yüklükler yapılmalıdır.
Yeterli besleyici değeri olan sağlığa uygun nitelikte yiyecek verilmeli, ekonomik güçlük içinde olanlara destek sağlanmalıdır. Aynı zamanda yaşam birimlerinde ve genel alanda sağlıklı mutfak ve kantin imkânı sağlanmalıdır. Toplu yemeklerin yenebileceği sağlıklı koşullarda hijyenik yemekhane bulundurulmalıdır.
»Bir de anneleri ile cezaevlerinde kalan çocuklar var.
Evet. Kadın cezaevlerinde anneleriyle kalan çocuklar önemli bir konu. Bu çocukların eğitimine yönelik olarak kreş ve anaokulu olmalıdır. Çocuklar için eğitmenler, doktor, pedagog ve psikolog bulundurulmalıdır. Oyunun da çocuklar üzerinde eğitici etkisi dikkate alınarak çocuk oyun odalarında gece kalınacak odalara da götürülmesine izin verilecek şekilde oyuncaklar bulundurulmalıdır.
Yasalarımız bile birbiriyle çelişiyor. Ceza İnfaz Kanununun 65. maddesinde "Analar hükümlü olup da dışarıda korumasına bırakılacak kimsesi bulunmayan sıfır-altı yaş grubundaki çocuklar, analarının yanında kalabilirler. Bu çocuklar gündüzleri ceza infaz kurumu bünyesindeki veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya diğer kurum ve kuruluşlara ait kreş ve gündüz bakımevlerinde barındırılırlar. Analarının yanında kalan çocuklara, yaş ve durumlarına ve ihtiyaçlarına göre yiyecek ve içecek verilir.
Diğer yerde, "Üç yaşını doldurmuş çocuklar, hâkim kararıyla çocuk yuvalarına veya yetiştirme yurtlarına yerleştirilebilirler. Bu çocukların belirlenecek bir program ve usule göre zaman zaman analarıyla temasları sağlanır. Nasıl bir iştir? Bir yerde diyorsun ki kalır, diğerde alır giderim diyorsun. Bu durumu belirttiğimiz yetkililer, "Çok haklısınız. Fakat öbür türlüsü çok maliyetli" diyor.
»Kadınlar düşünülerek oluşturulan cezaevi var mı?
Türkiye’de kadınları suça iten sebepler açısından olsun, kadınların mahkûmiyetleri sırasında yaşadıkları sorunlar açısından olsun, kadın cezaevlerinde çözümlenmesi gereken sorunlar olduğu bir gerçektir. Türkiye’de kadın cezaevi olarak yapılan mimari tasarımı kadınların ve çocukların ihtiyaçları göz önüne alınarak inşa edilmiş tek kadın cezaevi yoktur. Hapis cezalarının sonunda mevzuat fiziki mekânlar ve uygulama bakımından kadın tutuklu ve hükümlülerin kadın olmaktan kaynaklanan farklı sorunların olabileceği gerçeği kabullenilmemiştir. Zira 5275 sayılı yasanın 2. maddesi cezaların infazında cinsiyet ayrımı yapılmaksızın düzenlenmiştir. Kanunda pozitif ayrımcılık bağlamında da olsa kadınlara yönelik özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tüm kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında uygulanan kurallar cinsiyet ayrımı yapılmaksızın kadın tutuklu ve hükümlüler için de geçerlidir. Bu uygulama cezaevlerinde kalan kadınların aleyhinedir. Çünkü kadınların kadın ve anne olarak cezalarının infazı süresinde farklı yaşam alanlarına ihtiyaçları vardır.
'Gazeteciler tutuklu olmadıkları halde hücrelerde kalıyor'
Terörle mücadele ve çıkar amaçlı suç örgütlerinin tutuklu kalacakları yerler bizim düşündüğümüz gibi Avrupa standartlarına uygun değil. Kalınan yerler oda değil hücredir. Gazeteci arkadaşlarımız da tutuklu olmalarına rağmen bu hücrelerde kalmaktadır Türkiye’deki odalar uluslararası standartlara uymuyor. Mekânlar Avrupa standartlarına yasal anlamda uydurulmaya çalışılmış fakat F tipi cezaevleri yok. Bu cezaevi modeli Amerika’nın terk ettiği bir sistem. Doğru olan odaların olup tutukluların istedikleri zaman çıkabilecekleri alanların yaratılmasıdır. Koğuş sisteminin alternatifi hücre tipi olmamalı.
Röportaj: Esin Epli/BirGün
» Kadın cezaevlerinde yaptığınız incelemede kadın mahkumlara dair gözlemleriniz neler?
Kadın suçluluğunun temelinde kadınların maruz kaldıkları şiddet olayları var. Kocasından, ailesinden, sevgilisinden şiddet görmüş, saldırıya uğramış ya da benzer olaylar yaşamıştır. Bu onları erkek mahkumlardan ayıran en önemli farklılıktır. Gerek kadının suçluluğunun temelinde yatan şiddet ve gerekse kadının o suçu işlerken yaşattığı ve etkilendiği şiddet nedeniyle cezaevlerinde mahkûm kadınlara yönelik özel hizmet veren danışma merkezinin bulunması gerekiyor. Bu merkezde sosyal hizmet uzmanı, psikolog, pedagog, hukukçu bulunmalıdır.
»Erkek mahkumlardan farklı nedenlerle cezaevlerinde yatıyorlar dediniz. Kadın mahkumların nelere ihtiyacı var?
Kadınlar cezaevlerinde erkeklerle eşit muamele görüyor. Belki sistemin kadına erkeklerle eşit muamele yaptığı tek yer cezaevleri. Kadın cezaevlerinin ayrı yerlere ihtiyaçları var. Kadın mahkûmların banyoya, Çocuklu kadınların daha farklı beslenme ihtiyaçları var. Çocukların kreş, oyun odası gibi mekânlara ihtiyacı var. Ancak cezaevlerinde kreş var, öğretmen yok. Kadınlar için pozitif ayrımcılık gerekir. Kadınların belli bir yaştan sonra erkeklere oranla daha fazla güneşe ihtiyacı vardır. Ayın belli dönemlerinde farklı ihtiyaçları var. Bir de kadınların çoğu en yakınlarına karşı bir fiil gerçekleştirip mahkum olmuş. Kadın mahkûmlar yalnız değiller, aynı zamanda mahkûmlar kimsesizler. Onlar büyük oranda cezaevlerinde sevdikleri tarafından da terkedilmişler. Bu durum devlet tarafından mutlaka dikkate alınmalı.
»Kadın cezaevlerinde nelerin olmasını öneriyorsunuz?
Eğitim eksikliği suçu ve suçluyu oluşturan önemli etkenlerden biri olduğu düşünülecek olursa, cezaevlerinde verilecek eğitimin önemi de ortaya çıkacaktır. Okur yazar olmayanların oranının kadın mahkumlar arasında yüksek olması, kadınların bulunduğu cezaevlerinde kadınların eğitim alabilecekleri eğitim mekanlarının yapılmasını gerektirmektedir. Kültürel yaşama katılmaları için de tiyatro, konser ve konferans etkinliklerinin düzenleyebilecekleri çok amaçlı kapalı salonlar yapılmalıdır. Kadın mahkumlara ev ekonomisi, hasta bakımı, dikiş, nakış, dokumacılık gibi alanlarda mesleki eğitim verilmesi yerine ihtiyaç ve isteğe göre bilgisayar, yabancı dil vb teknolojinin imkânlarından yararlanarak nitelikli iş gücü oluşturmalarını sağlayacak eğitimlerin verileceği ihtiyaçları karşılayacak olanaklara sahip derslikler yapılmalı ve imkân dahilinde üniversite eğitimine devam edebilme koşulları yaratılmalıdır. Ayrıca cezaevlerinde kütüphaneler olmalı ve her türlü kütüphanede kadınla ilgili birim oluşturulmalı, kadınla ilgili belge ve doküman bulundurulmalı.
Kadın sağlığı onun duygusal, sosyal, fiziksel, zihinsel iyiliğini içerir. Her cezaevinde psikiyatr psikolog kadın doğum uzmanı. Kadın ceza ve tevkif evlerinde mutlaka bir kadın doğum uzmanı istihdam edilmeli, belli periyotlarla genel sağlık taraması yapılmalıdır. Temizlik önemli sağlık sorunlarından biridir. Haftada iki kez olmak üzere hijyen şartlarında yıkanma olanakları standart olmalı, yıkanma ve kullanma suyu düzenli olarak verilmelidir. Kadınların aylık hastalıkları düşünülerek odalara duş bölümleri yapılmalıdır.
Tutuklu ve hükümlüler istedikleri giysileri giyebilmeli, kaldıkları odalarda yazlık ve kışlık giysilerini muhafaza edecek yüklükler yapılmalıdır.
Yeterli besleyici değeri olan sağlığa uygun nitelikte yiyecek verilmeli, ekonomik güçlük içinde olanlara destek sağlanmalıdır. Aynı zamanda yaşam birimlerinde ve genel alanda sağlıklı mutfak ve kantin imkânı sağlanmalıdır. Toplu yemeklerin yenebileceği sağlıklı koşullarda hijyenik yemekhane bulundurulmalıdır.
»Bir de anneleri ile cezaevlerinde kalan çocuklar var.
Evet. Kadın cezaevlerinde anneleriyle kalan çocuklar önemli bir konu. Bu çocukların eğitimine yönelik olarak kreş ve anaokulu olmalıdır. Çocuklar için eğitmenler, doktor, pedagog ve psikolog bulundurulmalıdır. Oyunun da çocuklar üzerinde eğitici etkisi dikkate alınarak çocuk oyun odalarında gece kalınacak odalara da götürülmesine izin verilecek şekilde oyuncaklar bulundurulmalıdır.
Yasalarımız bile birbiriyle çelişiyor. Ceza İnfaz Kanununun 65. maddesinde "Analar hükümlü olup da dışarıda korumasına bırakılacak kimsesi bulunmayan sıfır-altı yaş grubundaki çocuklar, analarının yanında kalabilirler. Bu çocuklar gündüzleri ceza infaz kurumu bünyesindeki veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya diğer kurum ve kuruluşlara ait kreş ve gündüz bakımevlerinde barındırılırlar. Analarının yanında kalan çocuklara, yaş ve durumlarına ve ihtiyaçlarına göre yiyecek ve içecek verilir.
Diğer yerde, "Üç yaşını doldurmuş çocuklar, hâkim kararıyla çocuk yuvalarına veya yetiştirme yurtlarına yerleştirilebilirler. Bu çocukların belirlenecek bir program ve usule göre zaman zaman analarıyla temasları sağlanır. Nasıl bir iştir? Bir yerde diyorsun ki kalır, diğerde alır giderim diyorsun. Bu durumu belirttiğimiz yetkililer, "Çok haklısınız. Fakat öbür türlüsü çok maliyetli" diyor.
»Kadınlar düşünülerek oluşturulan cezaevi var mı?
Türkiye’de kadınları suça iten sebepler açısından olsun, kadınların mahkûmiyetleri sırasında yaşadıkları sorunlar açısından olsun, kadın cezaevlerinde çözümlenmesi gereken sorunlar olduğu bir gerçektir. Türkiye’de kadın cezaevi olarak yapılan mimari tasarımı kadınların ve çocukların ihtiyaçları göz önüne alınarak inşa edilmiş tek kadın cezaevi yoktur. Hapis cezalarının sonunda mevzuat fiziki mekânlar ve uygulama bakımından kadın tutuklu ve hükümlülerin kadın olmaktan kaynaklanan farklı sorunların olabileceği gerçeği kabullenilmemiştir. Zira 5275 sayılı yasanın 2. maddesi cezaların infazında cinsiyet ayrımı yapılmaksızın düzenlenmiştir. Kanunda pozitif ayrımcılık bağlamında da olsa kadınlara yönelik özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tüm kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında uygulanan kurallar cinsiyet ayrımı yapılmaksızın kadın tutuklu ve hükümlüler için de geçerlidir. Bu uygulama cezaevlerinde kalan kadınların aleyhinedir. Çünkü kadınların kadın ve anne olarak cezalarının infazı süresinde farklı yaşam alanlarına ihtiyaçları vardır.
'Gazeteciler tutuklu olmadıkları halde hücrelerde kalıyor'
Terörle mücadele ve çıkar amaçlı suç örgütlerinin tutuklu kalacakları yerler bizim düşündüğümüz gibi Avrupa standartlarına uygun değil. Kalınan yerler oda değil hücredir. Gazeteci arkadaşlarımız da tutuklu olmalarına rağmen bu hücrelerde kalmaktadır Türkiye’deki odalar uluslararası standartlara uymuyor. Mekânlar Avrupa standartlarına yasal anlamda uydurulmaya çalışılmış fakat F tipi cezaevleri yok. Bu cezaevi modeli Amerika’nın terk ettiği bir sistem. Doğru olan odaların olup tutukluların istedikleri zaman çıkabilecekleri alanların yaratılmasıdır. Koğuş sisteminin alternatifi hücre tipi olmamalı.
Röportaj: Esin Epli/BirGün
YORUM YAZIN