Amerikan Baharı Geliyor Mu?

- YAZI: EYLEM DELİKANLI -

Occupy Wall Street ve New York polisi arasındaki kovalamaca bugünlerde Manhattan'ın Union Square bölgesinde cereyan ediyor. Kış boyunca yeni bir döneme hazırlandığını bildiğimiz İşgal Hareketi, baharın ilk günlerindeki eylemlerini Facebook aracılığıyla da duyurmaya devam ediyor. An itibarıyla sokak sokak eylem yerlerini anons etmeleri bir yana "Amerikan Baharı Geliyor" söylemine de sıkça vurgu yaptıklarını belirtmeden geçmeyelim.

Geçtiğimiz Cuma günü (16 Mart 2012) Occupy Wall Street'in (OWS), 6. ayları nedeniyle Zuccotti Park'ı yeniden işgal etmeye çalışması 100 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanırken yaklaşık iki blok ötede yer alan Pace University de Left Forum'a ev sahipliği yaptı. 1960'lardan bu yana bahar döneminde toplanan Forum, özgürlükçüler, sosyalistler, komünistler, anarşistler, feministler, çevreciler ve savaş karşıtları gibi muhalif gruplarla geniş katılımın sağlandığı bir sol buluşma ve tartışma platformunu temsil ediyor.

‘SİSTEMİ İŞGAL ET’
Cuma akşamı açılış konuşmasıyla start alan Konferans, cumartesi ve pazar günleri boyunca (Mart 16-18, 2012) 400'ü aşan panel ve yaklaşık 1.400 konuşmacının katılımıyla devam etti. Konferans, "Sistemi İşgal Et: Global Kapitalizme Kafa Tutmak" başlığı altında OWS ile neo-liberalizme ve global krize karşı antikapitalist alternatiflerin üzerinde yoğunlaştı. Michael Moore ve Arun Gupta gibi medyatik isimlerin yanı sıra OWS'ye verdiği destek ve Arnold Schwarzenegger gibi siyasetçilere karşı kazandığı zaferlerle bilinen National Nurses United'in (Ulusal Hemşireler Sendikası) Başkanı Rose Anne DeMoro gibi sendikal liderler de konuşmacı olarak yer aldı. National Nurses United, OWS yerleşkelerinde ilkyardım birimleri kurarak işgale destek veren ilk sendikalardan biriydi.

Açılış konuşması boyunca belki de en çok dikkat çeken nokta konuşmacıların alternatif sistemler üzerinde yoğunlaşırken örneğin sosyalizm gibi vurgulardan imtina etmeleri oldu. Tematik açıdan bakıldığında sol jargonun bütün öğelerini kullanmaya dikkat eden panelistler iş isim koymaya geldiğinde antikapitalist/kapitalist alternatifi gibi varyasyonları tercih ettiler. Sosyalist çözüm alternatifleri daha çok spesifik paneller içerisinde yer buldu.

2011 yılına damgasını vuran bir hareket olarak OWS'nin bu yılın Left Forum gündemini oluşturması pek tabii ki sürpriz değil. Hareketin global olarak ivme kazanmasına ve ABD'de de sokaklardaki ağırlığını tekrar hissettirdiği döneme denk gelmesi nedeniyle Forum, aslında, aksiyon öncesi bir durum tespiti oldu diyebiliriz. Neo-liberalizmle savaşta antikapitalist bir cephe olarak OWS'nin etkin global bir başkaldırıya dönüşmesine öncülük edeceği umudu Forum'un ana çıkarımı olması dışında neredeyse ABD'de solun kendini yeniden tanımlamasına ve etkinliğini kazanmasına da önayak olması şeklinde yorumlanabilir. Yatay bir örgütlenme modeli üzerine inşa edilen, ortak paydanın %99 üzerinde yükseldiği bir hareketten ABD solunun tam olarak ne beklediği muğlak olsa da hareketin halihazırdaki neoliberal politikalara set çekebilecek oluşumlara zemin hazırlayacağı ve bu ağırlığa kavuşacağı ümit ediliyor. OWS'nin önemle vurguladığı Amerikan Baharı, toplumu topyekûn plütokrasinin pençelerinden kurtarma üzerinde yoğunlaşıyor. OWS'nin, Amerikan aktivizminin atıllığı da göz önüne alındığında, bu kadar hızlı bir yayılma göstermesi klasik sol söylemler ve etiketler dışına çıkarak daha geniş kitlelere ulaşabilmesine bağlanabilir. Oligarşi demeden oligarşiyi anlatması, isim koymadan alternatifler sunması da bu örnekler içerisinde sayılabilir. Michael Moore'un, cumartesi akşamki konuşmasında OWS'nin bu özelliğine dikkat çekip daha geniş kitlelere ulaşmanın tarihi önemine değinmesi biraz da bu muğlaklık vurgularına cevaben oldu. Toplumun çözüm beklediği acil konular geniş bir skala oluşturuyor: Finansal sistemin denetimi, işsizlik, eğitim, barınma, sağlık hizmetlerinin sağlanması, eğitim kredileri ve çevre gibi. Kapitalist sistemin, doğası gereği, bu problemlere çözüm bulamayacağını vurgulayan OWS, bu öfkeyi Amerikan Baharı'yla öncelikle sokağa taşımayı, kitleleri topyekûn 'harekete geçirmeyi' öngörüyor.

OWS, hareketin daha da yaygınlaşması için teknoloji ve sosyal medyanın nimetlerinden yararlanmayı da ihmal etmiyor. Bahar dönemindeki eylemlerde kullanılmak üzere hazırlanan ve polislerin ağırlıklı olarak toplandıkları yerleri gösteren aplikasyonların yazılımı bunun bir örneği. Tamamen OWS içerisindeki gruplar tarafından yazılan bu programların, oluşuma hareket serbestisi sağlaması, gruplar arasındaki iletişimi kolaylaştırması ve Facebook ile Twitter'in olası sansürleri gibi, dışarıdan müdahaleyi zorlaştıracak yeni tarz örgütlenme araçları yaratması bekleniyor.

SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN
Bu hafta itibarıyla Mitt Romney'nin neredeyse kesinleşen adaylığı nedeniyle Amerikan seçim yarışının hız kazanması an meselesi. Dolayısıyla, OWS'nin önünde gerçekten tarihi bir fırsat var. Forum'da da vurgulanan ana noktanın; Amerikan solunun içerisinde işgal hareketiyle ilgili farklı yaklaşımların olmasına rağmen şu anda yapılması gerekenin Amerika'nın dönüşümü için "Harekete Geçilmesi" olması bir tesadüf değil. Anarşistlerin, sosyalistlerin, komünistlerin, çevrecilerin ve sol içerisindeki diğer hareketlerin OWS'nin açtığı yolda ilerleyip etkin bir güç oluşturması gibi haklı bir beklenti var. Umass Amherst'te siyaset bilimi dersleri veren William Tabb'in Konferans'ın açılış konuşmasında söyledikleri bu anlamda kayda değer: "Biz korkunç bir emperyal gücün ortasında yer alıyoruz. (Amerikan Solu olarak) yapacaklarımız dünyayı etkileyecektir.”

Amerikan Solu'nun bu derece baskın bir etkisi olup olmaması bir yana, dünya solunun, kendilerinden, hiç değilse ABD içerisinde bir dönüşümü harekete geçirmeleri gibi bir beklentisinin olduğunu söylersek abartmış olmayız.

*BirGün