Kız Kulesi’nin Suçu Ne?
![]() |
- GÖKSEL DURUTUNA - |
Peki bu İstanbul’un siluetine vurulan ilk darbe miydi? Elbette, hayır. Dolmabahçe sırtlarında yükselen Süzer Plaza, Conrad Otel, yıllardır dev beton kütlesiyle sırıtan Park Otel ve Kadıköy’ün siluetini değiştiren Moda sahiline yapılan DoubleTree Hilton Otel bu darbenin ilk olmadığının örnekleri. Listeye daha onlarca örnek eklemek mümkün.
İstanbul’un siluetine vurulan hançerlerin arasında biri var ki her vapur yolculuğumda hüzünle baktığım, 2000 yılında geçirdiği restorasyon sonrası özgün mimarisini yitiren ve artık bir restauranta dönüştürülen Kız Kulesi…

Restorasyon sonrası beyaz boyalı deniz feneri olarak yer etmiş imajını yitirmiş, bir sur, kale parçasına dönüşmüştü. Kayalıkların üzerinde yükselen o doğal halini kaybetmiş, 600 metrekare beton zemin üzerinde çirkinleşmişti. Kule çevresine yapılan çelik kuşaklama da kulenin hantal bir görünüm almasına neden olmuştu.
Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanan, beyaz rengi ile boğazda arzı endam eden Kız Kulesi’nin restorasyon projesinin bilimsel olmadığı, işlevinin değiştirildiği ve yapılanların kulenin tarihsel, kültürel ve estetik değerlerinin önüne geçtiği bilirkişi raporları ve mahkemelerce de onaylandı.
1993 yılında yapılan sözleşmeyle 49 yıllığına Hamoğlu Holding’e kiralanan Kız Kulesi’nin restorasyon sonrası açılışında konuşan Ahmet Hamoğlu, Kız Kulesi’ne hiçbir maddi menfaatleri olmadan talip olduklarını ve burayı bir kültür projesi olarak değerlendirdiklerini söylemiş. Acaba aradan geçen 12 yılda Kız Kulesi’nde kaç kültür-sanat etkinliği yapıldı, ücretsiz hangi hizmet verildi? Anıt yapıda çatal, bıçak sesleri yankılanıyor. Kız Kulesi’nin, ruhunu da bedenini de satın aldılar. O artık sermayenin şefkatsiz kollarında.
Kız Kulesi’nin başına gelen akibet maalesef şimdi Emek Sineması’nı bekliyor. Şehrin kültür yapıları, anıtları, tarihi birer birer yok ediliyor. İstanbul’a sahip çıkmak, işlenen bu kent suçlarına dur demek hepimizin görevi.
* antidepressan.com
YORUM YAZIN