Header Ads

Uzun Uzun Öyküler Anlatan Kadın: Liz Green

- DONAT BAYER -
Liz Green’in uzun bir süredir İngiliz folk müziğinin gizli yıldızı olduğunu söyleyebiliriz. Manchester’lı şarkı yazarı 2007 yılında Glastonbury Emerging Talent yarışmasını kazandığı günden beri yeteneği, sahnedeki çekingenliği ve kimseye benzemeyen duruşuyla müzik basınını meşgul etmekte.

Birçoğumuz onunla ilk defa Mojo’nun 2008 yarıyıl raporunda karşılaştık. Dergi Liz Green’i 2008’in ikinci yarısını olağanüstü başaralı geçirecek yeni isimlerden biri olarak göstermiş hatta bu listede Fleet Foxes ve Bon Iver’in ardından üçüncü sıraya yerleştirmişti. Sadece 500 tane basılan Bad Medicine single’ı internet aracılığıyla sanatçının ve müzik evinin uygun gördüğünden daha fazla kişiye ulaştıysa da Green 2008’i pek de Mojo’nun tahmin ettiği gibi başarısının tadını çıkararak tamamlamadı.

Şarkıcının sesini bir ikinci defa duymamız derginin 2008 Eylül ayında yayınladığı White Album Recovered Cd’si sayesinde oldu. Green’in albümün açılışını yapan Back In The U.S.S. R coverı tüm koleksiyonun en ilginç işlerinden biriydi. Ancak beklenilen ilk albüm 2008de yayınlanmadığı gibi 2009 ve 2010 yılları da Green’den beklediğimiz haberi getirmedi. Şarkıcının tüm bu süre boyunca neredeyse ilk günlerde gördüğü ilgiyi unutturmak için elinden geleni yaptığı dahi düşünülebilir.

Green’den gelen ilk haber olağanüstü güzellikteki Bad Medicine single’ı da dahil olmak üzere şarkı yazarının 2007-2009 yılları arasında kaydettiği demoları bir araya getiren ve Humble Soul aracılığıyla 2010 Eylül’ünde yayınlanan Shadow Play albümü oldu. Her ne kadar French Singer ve Ramblin’ Man gibi şarkılar Shadow Play’in birçoğumuzun beklentilerini karşılamasını sağladıysa da 3 yıl gibi bir süredir beklediğimiz albüm bu değildi. Albümün ardından Green’in tek şarkılık bir isim olarak unutulup gideceği dahi düşünülmeye başlanmış olabilir. Ancak 2011’in Haziran ayında Green’in ilk stüdyo albümü O, Devotion’ı yayınlamak üzere Play It Sam müzik eviyle anlaştığı haberi duyuldu. Söz konusu albüm yılsonunda müzik marketlerin raflarındaki yerini aldı.

O, Devotion Green’in demolarını bir araya getiren Shadow Play dahil uzun süredir yayınlanmış hiçbir işe benzemiyor. Albüm Green’in her birinde benzersiz bir sesle uzun uzun öyküler anlattığı 10 şarkıdan oluşuyor. Müzikla olarak karşı karşıya olduğumuz geçen yüzyılın ilk yarısından ödünç alınmış bir ses dünyası. O, Devotion’da yer alan şarkıların tamamı bir gitar, bir bas, akordu tam yapılmamış bir piyano ve çeşitli bakır nefesliler eşliğinde kaydedilmiş. İkinci Dünya Savaşı öncesi Fransız şarkıları, Brecht ve Weill şarkıları, ve Bessie Smith’in kimi kayıtlarını çağırıştıran Blues örnekleri Green’in müzik dünyasının kurucu öğeleri. Yakın dönemden ise Karen Dalton şarkıcı üzerinde etkili olmuş isimler arasında gösterilebilir. Her ne kadar üç şarkı, Bad Medicine, French Singer ve Midnight Blues bir önceki albümden O, Devotion’a alınmışsa da albümün bütünü içindeki pozisyonları ve farklı düzenlemeler dinleyicinin bu şarkıları dahi neredeyse ilk defa duymuş gibi algılamasına neden oluyor.

O, Devotion folk’un limitlerinin nasıl itilebileceğinin en iyi örneklerinden biri.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.