Header Ads

‘Underground Olumlu, Medya Olumsuz’

- YAZI-RÖPÖRTAJ: MÜJDE YAZICI -
Ertem Eğilmez’in “Arabesk” filminde çok güzel resmedilir. Gazinocular kralı Uğur Yücel; sisler içinde biçare, tek başına yürüyen Şener Şen’e yaklaşıp kartını verir: “Ben Gazinocular Kralıyım. Beni ara. Seni şöhret yapacağım!” der. Herkesin “kurtarıcı melek” aramaya başladığı 80’lerden geriye kalan en kült sahnelerden biri… Her şey, o esnada oradan geçmekte olan plak şirketi patronuna veya ansızın belirip şöhret vaat eden gazino kabadayısına bağlıdır. Yeri gelir hayatlar, bir gecede değişir.

Bekir Karaoğlan’ın hikâyesi tam böyle bir kurguyu barındırmasa da kendisinin de altını çizdiği gibi müzik macerası “Türk filmi gibi”.

Bekir, Berlin’de Türklerin yoğun olduğu yerlerden biri olan Neukölln’de yaşıyor. Almanya’ya önce annesi gelmiş. Sonra babasını aldırmış yanına. (Genelde herkesin hikayesi böyledir diyor, önce anneler gelmiştir.)  Anne ve babasının Türkiye’de oldukları zaman Antakya’da dünyaya geliyor. 1 yaşındayken ailesiyle Neukölln’e yerleşiyor. O gün bu gündür Berlin’de.

Bekir, tam anlamıyla arabesk tutkunu. Öyle hissediyor. Düğünlerde, gazinolarda sahneye çıkmaya başlıyor Berlin’de. “Müslüm Gürses falan söylerdim.” diyor. Org çalıyor yıllarca. “Konsept buydu,  yanımda bir de kemancı olurdu.” 1999 yılında, çalıştığı gazinoya ansızın ‘birileri’ geliyor. Bekir: “Görüyorum orada acayip tipler oturuyor. Bana bakıyorlar. Ama anlam veremiyordum. Sonra yanıma geldi Advocado (Andreass Spiess). Bizimle çalışmak ister misin? dedi.  Tamam dedim. Beni caz klübe çağırdılar. Ben doğaçlama falan nedir bilmiyordum o zamanlar. Beni çağırdılar sahneye. Çıktım. Okuyorum sadece. Bir şey çalmıyorum. Doğaçlama arabesk okuyorum. Ama ne yaptığımı bilmiyorum. Hasta oldular bana. O gün bu gündür birlikte çalışıyoruz. Bana da bir ideal oldu bu grup. Gazino hayatını bıraktım zaten sonra.”

- BEKİR KARAOĞLAN -
Bekir’i davet eden grubun adı Orientation. Grubu,1997 yılında Advocado yani Andreass Spiess kuruyor. Orientation, Bekir Karaoğlan’dan önce Ayaz Kaplı ile çalışıyor. (Ayaz Kaplı – “Çizdim Oynamıyorum”) Ayaz Kaplı gruptan ayrılırken yerine Bekir’i öneriyor: “Benim haberim yok. Ayaz, solo albüm yapacak diye grubu bırakıyor, birinin gruba girmesi lazım. Benim yerimi doldurabilecek biri varsa o da Bekir Karaoğlan diyor, onlar da gelip dinliyor.”

Bekir, o günden beri Orientation ile çalışıyor. 12 yıl olmuş. Sadece keyboard değil, şu anda bir çok müzik aleti çalıyor. Berlin Mitte’deki Thusend isimli mekanda çıktılar geçen haftalarda. Biraz Alman, biraz Türk fakat ortak duygularla kurulmuş, kendiliğinden sentez bir konsept. Daha önce grupta Aziza A. çalışıyormuş. O da ayrılmış. Şimdi Bekir’in arabesk doğaçlamalarına caz doğaçlamaları karışıyor. Orientation olarak 4 albümleri var ve Fatih Akın’ın “Duvara Karşı” ve “Kebap Connection” filmlerine şarkı vermişler.
Bekir ise şu anda bir yandan kendi bestelerini yapıyor, bir yandan grup için çalışıyor. Ata Demirer’in gösterime girecek olan filmi “Berlin Kaplanı” için Killa Hakan ile şarkı hazırlamışlar. Tamamlayabilirse kendi solo albümünü yapmak istiyor.

Bu yıl Türklerin Almanya’ya göçünün 50. yılı olması nedeniyle Bekir Karaoğlan’la biraz da, Almanya’da Türk müzisyen olmak konusunu konuştuk. Neukölln’de buluştuk.

Almanya’da kendi dilinde, kendi kültürünün müziğini yapmanın avantajını veya dezavantajını yaşıyor musun?
Ben fazla olumsuz bir taraf görmüyorum. Ama açıkçası bazen düşünüyorum ben de. Bir arkadaşım var Muhabbet. Onda o dezavantajı yaşadım mesela. Almanlar sana önce kesinlikle o şansı veriyor. Hatanı da bekliyorlar ama.

Sizin grup için böyle bir şey söz konusu değil ama sanki?
Evet. Sen geldin, gördün konserimizi. Nasıldı?  Bizim Alman dinleyicimiz daha fazla. Adam geliyor bana diyor ki “Ne dediğini anlamıyorum ama duygusunu anlıyorum.” Tamamen kucak açıyorlar. Ben kendi adıma hiçbir olumsuzluk yaşamadım. Üç tane albümüm var benim burada çıkmış. Ayrıca tamam ben Türk’üm ama Orientation’da Almanlarla çalışıyorum. Biz multi kulturel bir grubuz. Bu kendiliğinden oldu. Mesajımız yokken, mesajımız oldu. Alman Türk olsun diye yapmadık biz bu işi. O yüzden kendi adıma olumsuzluk yaşamadım. Bence Türk müziğine hastalar burada.

Gerçekten öyle mi sence?
Tabii kombine ile birlikte. Onların anlayabileceği şekilde verince. Bizim gibi cazla karıştırınca.

Şarkı sözlerin Türkçe.  Müziğini Almanca yapsaydın daha başka olurdu diyor musun?
Olurdu. Kesinlikle daha başarılı olurdum. O var. Yine geldik baş tarafa değil mi? Olumsuzluk açısından. Düşünsene diyelim biz Türkiye’deyiz. Almanın birisi gelip Almanca şarkı yapıyor. Biraz zor anlarız. Yani normal. Sağlıksız bir olumsuzluk yok. Çok daha rahat televizyona çıkardım Almanca şarkı söyleseydim. Ama ben adamları anlıyorum. Medyada yer bulamıyoruz biz.

Alman medyasında sık sık yer alan Türk isimler var mı?
Muhabbet vardı. Başka? Başka yok. Resmen yok. Olaya bak.

Sizin konserin atmosferini hatırlıyorum. Sözlere eşlik etmeye, göbek atmaya çalışan Almanlar vardı seyirci arasında.
Evet bak, underground’ta Almanlar kesinlikle olumlu. Underground olumlu, medya olumsuz!

http://www.myspace.com/orientationmusic

* bu yazı-röpörtaj ilk olarak  http://www.antidepressan.com/ da yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.