İllallah!
![]() |
- CANAN ESELER - |
‘İlallah’, Metis’in en sevdiğim ajandalarından biridir. Devletiyle, toplumuyla örgütlü bir hale getirilip, üstümüze kimlik olarak yapıştırılan ‘inanma hakkına’ karşın ‘inanmama hakkı’na da sahip olduğumuz anlatır uzunca. Ocak’tan Aralık’a, bir sene boyunca dinsel kimlik dayatmasına karşın yaka silkinip, bir güzel ‘illallah’ çeker sayfalarında.
Geçtiğimiz hafta Nezih Kitabevi, gerçekten de ‘illallah’ dedirtecek bir sebeple, “ayrımcılık, ırkçılık ve nefret suçları”nı konu alan Metis’in 2011 ajandasının satışını, büyük bir ayrımcılık örneği de göstererek durdurdu. Sebep ise, ajandanın 10 Kasım 2011 sayfasında yer alan, işeyen oğlan çocuk vinyetinin (ki her sayfanın sol sayfasında bu vinyet bulunuyor), “Atatürk ilkelerine aykırı” olduğu gerekçesi. Nezih Kitabevi, yaptığı bir açıklamayla bunu anlatırken cümlenin sonunda, ajandayı geri getrin, paranızı verelim, biz o ajandaları kendi ellerimizle yakarız minvalinde bir şeylerle bitiriyordu.
Taraf gazetesinde yer alan haberden anlaşıldığı üzere bu, nefretin görünen kısmı sadece. İnternette milliyetçiliğini ve ırkçlığını genlerine bir miras gibi taşıyan çoğunluğun, ajandanın içeriğinde “Kürt, Ermeni, Yahudi propagandası yapıldığına” dair söylevleri yer alıyor. Sonuç yine aynı yere varıyor; “tepkinizi koyun!”
Taraf gazetesinde yer alan haberden anlaşıldığı üzere bu, nefretin görünen kısmı sadece. İnternette milliyetçiliğini ve ırkçlığını genlerine bir miras gibi taşıyan çoğunluğun, ajandanın içeriğinde “Kürt, Ermeni, Yahudi propagandası yapıldığına” dair söylevleri yer alıyor. Sonuç yine aynı yere varıyor; “tepkinizi koyun!”
Nezih Kitabevi’nin ilk yasağı bu değil maalesef, daha önceden de Underground poetix dergisinin, içeriğindeki bazı görsellerin ve dergi dilini gayri ahlaki bulunması sebebiyle, bir nevi ahlak zabıtalığı görevi üstlenip satışını durdurmuştu. Underground Poetix tarafından yapılan açıklama ise, sanki dünden bugünü görür gibi;
“… ve bizler tam da bugüne denk düşen bu davranış kalıbını zamanlaması açısından oldukça dikkate değer buluyoruz. Underground Poetix ile başlayan bu mekanizmanın ileride ne şekilde evrileceği ve nerelere dayanacağı tüm yayıncıları ve okurları ilgilendiren bir noktadadır. Çabasi ise içerde sattiklari yüzlerce çeşit yabanci yayin organidir! ki yeterince “müstehcenlik” barindirmaktadirlar, nezih kriterleri baz alinirsa!
Merak ettiğimiz nokta nezih kitabevi’ nin bukowski, genet ve diğer edebi ürünlere raflarında nasıl yer verebileceği, sipariş vermeden önce tüm dergileri ve kitapları tek tek, sayfa sayfa inceleyip sansür mekanizmasına uygun olmayanları nasıl ayıklayacağıdır.
Abdülhamit’ in sansür mekanizmasını anımsatan, zaman içersinde kitle histerizasyonları ile nazi propaganda bakanı goebbels zamanındaki meydanlarda kitap yakmalara kadar uzanabilecek bir sürecin başındaki Nezih Kitabevi, artık kendileri ile çalışmayı tek taraflı kesmiş bile olsak, durumunu yeniden değerlendirmeli ve özeleştiri vermeli, bunu da kamuoyu ile paylaşmalıdır. Aksi takdirde, biz bulunduğumuz her platformda, elimizdeki tüm imkanlarla bu softalığı ifşaa etmeye devam edeceğiz.
Underground Poetix’e yönelik bir yaklaşım olarak başlayıp çok farklı ve tatsız mecralara sürüklenebilecek bu yaklaşıma karşı tüm okurları, yayınevlerini ve özgür düşünceli insanları Nezih Kitabevi’ni boykota çağiriyoruz !”
Merak ettiğimiz nokta nezih kitabevi’ nin bukowski, genet ve diğer edebi ürünlere raflarında nasıl yer verebileceği, sipariş vermeden önce tüm dergileri ve kitapları tek tek, sayfa sayfa inceleyip sansür mekanizmasına uygun olmayanları nasıl ayıklayacağıdır.
Abdülhamit’ in sansür mekanizmasını anımsatan, zaman içersinde kitle histerizasyonları ile nazi propaganda bakanı goebbels zamanındaki meydanlarda kitap yakmalara kadar uzanabilecek bir sürecin başındaki Nezih Kitabevi, artık kendileri ile çalışmayı tek taraflı kesmiş bile olsak, durumunu yeniden değerlendirmeli ve özeleştiri vermeli, bunu da kamuoyu ile paylaşmalıdır. Aksi takdirde, biz bulunduğumuz her platformda, elimizdeki tüm imkanlarla bu softalığı ifşaa etmeye devam edeceğiz.
Underground Poetix’e yönelik bir yaklaşım olarak başlayıp çok farklı ve tatsız mecralara sürüklenebilecek bu yaklaşıma karşı tüm okurları, yayınevlerini ve özgür düşünceli insanları Nezih Kitabevi’ni boykota çağiriyoruz !”
Kitabevlerinin 'İdeolojik’ Sınırları
Devlet mekanizmalarının kitap yasaklama, yakma gibi eylemlerine aşikarız (!). Ancak içinde kitap gibi sınırsız bir dünya barındıran bir yer olan kitabevlerinin, yasakçı zihniyeti, sansür merakı, fazlasıyla ürkütücü. Belli bir ideolojiye aykırılık nerede başlayıp, nerede bitiyor? Sansür, bu ilkelerin hangi adımında araya sıkıştırılıyor? Ve artık, hangi kitapların rafa konulup, hangilerinin satılmayacağını ‘çoğunluk’ olan okuyucu kitlesi mi belirleyecek? gibi birçok soru düşüyor akla. Parayla bilginin ne kadarının verileceğini belirleyen (!) kitabevlerinin artık, tek tipleşip, iktidar ideolojileriyle ‘hangi bilginin satılıp – satılamayacağı’ hükmüne de sahip olması, sansürü legalleştirip, normalleşmesini hızlandıran bir süreçtir. Bunu yok edecek tek şey ise, karşı bir özgürlük tepkisidir.
Son olarak yasaklarınızdan, ırkçı söylemlerinizden, üstümüze etiket gibi yapıştırmaya çalıştığınız iktidar ideolojinizden ve dinsel kimliklerinizden de bıktık artık deyip, bir yaka silkişle “İLLALLAH” diyoruz.
YORUM YAZIN