Hem Dayak Yediler Hem De Terörist İlan Edildiler
Dolmabahçe'de bir gün arayla iki polis müdahalesi yaşandı. Birisi öğrencilere diğeri futbol holiganlarına. Yetkililer, holiganlara için ağızını açmazken öğrenciler "terörist" ilan edilmediği kalmıştı. Ama o da oldu.
İstanbul Dolmabahçe'de, Başbakan'ın rektörlerle buluşmasının protesto eden Genç-Sen üyelerine polisin "orantısız" müdahalesi tartışma devam ediyor.
Öğrencilere "orantısız" müdahale tartışılırken, Dolmabahçe'de dün yine olaylar yaşandı. Polis yine müdahale etti, ancak bu defa öğrencilere değil taraftarlara. Beşiktaş-Bursaspor maçı öncesi çokan iki takım taraftarları arasında çıkan kavgaya polis, gaz bombaları ile müdahale etmekle yetindi. Maçın ardından Bursasporlular, staddaki koltukları da yaktı, polis yine izledi.
ÇELİK: KADROLU ÖĞRENCİLER VAR
Yetkililer, "hem suçlu hem güçlü." Hükümet yetkililer, polisin müdahalesini savunmaya devam ediyor. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, "yasal sınırlar" diyor.
Ancak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, konuyu bir adım daha ileri götürdü. Çelik, dün katıldığı bir televizyon programında öğrencileri "terörist" ilan etti.
Çelik, öğrencilere uygulanan şiddeti "hoş görmediğini ancak üniversitelerde bu işi meslek edinmiş kadrolu öğrenciler" olduğunu öne sürdü. Çelik, "protesto edenler arasında, "yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğunu" söyledi, "Üniversitelerde bu işi meslek edinmiş kadrolu öğrenciler var. Bu çocukların giydiği montlar bile aynı" iddiasında bulundu.
ÖĞRENCİLER ANLATIYOR: KÜFREDEREK DÖVDÜLER
Polislerin botlarının altında yüzünü korumaya çalışırken fotoğraflanan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İşletme Fakültesi 4. sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Işıl Kurt o anları, “Sırtımdan tutup yere yatırdılar. Yerdeyken 5 polis tekmeliyordu” diye anlatan Kurt, “Çenemde, dizimde ve kaburgamda ezikler oluştu. Şu an normal yürüyemiyorum” diye anlatıyor.
Kurt şöyle anlattı: "Beş polis küfrederek beni dövdü. Sonra sürükleyerek gözaltına aldılar. Biber gazının etkisiyle gözümü açamıyordum. Tam bayılmak üzereyken gözaltına alındım. Bacak arama tekme atıldığını da hatırlıyorum. Zaten fotoğraflarda var. Saçımı çekerek, kaldırıma vurdular. Daha sonra otobüse bindirildik. Karaköy Polis Merkezi’nin önüne götürüldük. Genç-Sen üyesi 20 arkadaşımız Eskişehir’den trenle İstanbul’a geldi. O yüzden polis tarafından durdurulmadılar. Üniversiteler, kontenjanlar artırılarak, dört yıl bekletme merkezi haline dönüştürülüyor. Genç işsizlik oranı yüzde 21’e ulaştı."
haber: etha
İstanbul Dolmabahçe'de, Başbakan'ın rektörlerle buluşmasının protesto eden Genç-Sen üyelerine polisin "orantısız" müdahalesi tartışma devam ediyor.
Öğrencilere "orantısız" müdahale tartışılırken, Dolmabahçe'de dün yine olaylar yaşandı. Polis yine müdahale etti, ancak bu defa öğrencilere değil taraftarlara. Beşiktaş-Bursaspor maçı öncesi çokan iki takım taraftarları arasında çıkan kavgaya polis, gaz bombaları ile müdahale etmekle yetindi. Maçın ardından Bursasporlular, staddaki koltukları da yaktı, polis yine izledi.
ÇELİK: KADROLU ÖĞRENCİLER VAR
Yetkililer, "hem suçlu hem güçlü." Hükümet yetkililer, polisin müdahalesini savunmaya devam ediyor. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, "yasal sınırlar" diyor.
Ancak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, konuyu bir adım daha ileri götürdü. Çelik, dün katıldığı bir televizyon programında öğrencileri "terörist" ilan etti.
Çelik, öğrencilere uygulanan şiddeti "hoş görmediğini ancak üniversitelerde bu işi meslek edinmiş kadrolu öğrenciler" olduğunu öne sürdü. Çelik, "protesto edenler arasında, "yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğunu" söyledi, "Üniversitelerde bu işi meslek edinmiş kadrolu öğrenciler var. Bu çocukların giydiği montlar bile aynı" iddiasında bulundu.
ÖĞRENCİLER ANLATIYOR: KÜFREDEREK DÖVDÜLER
Polislerin botlarının altında yüzünü korumaya çalışırken fotoğraflanan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İşletme Fakültesi 4. sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Işıl Kurt o anları, “Sırtımdan tutup yere yatırdılar. Yerdeyken 5 polis tekmeliyordu” diye anlatan Kurt, “Çenemde, dizimde ve kaburgamda ezikler oluştu. Şu an normal yürüyemiyorum” diye anlatıyor.
Kurt şöyle anlattı: "Beş polis küfrederek beni dövdü. Sonra sürükleyerek gözaltına aldılar. Biber gazının etkisiyle gözümü açamıyordum. Tam bayılmak üzereyken gözaltına alındım. Bacak arama tekme atıldığını da hatırlıyorum. Zaten fotoğraflarda var. Saçımı çekerek, kaldırıma vurdular. Daha sonra otobüse bindirildik. Karaköy Polis Merkezi’nin önüne götürüldük. Genç-Sen üyesi 20 arkadaşımız Eskişehir’den trenle İstanbul’a geldi. O yüzden polis tarafından durdurulmadılar. Üniversiteler, kontenjanlar artırılarak, dört yıl bekletme merkezi haline dönüştürülüyor. Genç işsizlik oranı yüzde 21’e ulaştı."
haber: etha
YORUM YAZIN