Header Ads

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu anda işsizlik yüzde 11'in üzerinde. Bu ülke bu hale düşmeli mi?

DHA- Milliyet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; "Halkımın karşısında tokadı yiyen benim. Uyarımı yapacağım o da çözüm yolu bulacak. Tokadı ben, sefayı o sürsün yok öyle bir şey. Merkez Bankası'nın bağımsızlığına sözüm yok." "Bankacılık sektörüne bir kez daha sesleniyorum ve diyorum ki, faizleri lütfen makul seviyelere çekin. Kişisel olarak piyasaya siyaseten ve kamu gücüyle müdahaleyi doğru bulmadım. Ama piyasanın da kendisine müdahale yollarını açmayacak tutarlılıkta yoluna devam etmesi gerekiyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul'da yapılan Borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası Arasında İmzalanacak Stratejik İş Birliği İçin Mutabakat Zaptı Gong Töreni'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası Arasında İmzalanacak Stratejik İş Birliği İçin Mutabakat Zaptı Gong Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki konuşmasında, faize dayalı bankacılık sisteminin ciddi bir çıkmaz içinde olduğunu belirterek şunları söyledi:


"Faize dayalı bankacılık sistemi, ciddi bir çıkmazın içindedir. 2008 küresel finans krizinde bozulan dengeler hala yerine oturmuş değildir. Yakın zamanda da böyle bir ihtimal gözükmemektedir. Şahsen faize daima olumsuz yaklaşmış bir kişi olarak, bu kriz karşısında çok da şaşırmadığımı özellikle ifade etmek isterim. Paradan para kazanmayı değil emekle, alın teriyle, bilgiyle, ticaretle para kazanmayı esas alan bir finans sistemine yönelmek mecburiyetindeyiz." Erdoğan, bankacılık sektörüne seslenerek, "Faizleri lütfen makul seviyelere çekin" ifadelerini kullandı.

"UYARIMI YAPACAĞIM, O DA ÇÖZÜM BULSUN!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dediler ki 'Merkez Bankası bağımsızdır, şudur, budur...' Tamam o yine bağımsızlığını oynasın ama ben siyasetçiyim, benim ona resmen müdahale etme yetkim var mı? Yok. Ama böyle bir şey yapılıyorsa ben de kalkacağım, eleştirimi yapacağım. Çünkü halkımın karşısında tokadı yiyen benim başındaki bürokrat değil. Öyleyse uyarımı yapacağım, o da çözüm yollarını bulsun. Tokadı ben yiyeyim, sefayı o sürsün, yok böyle bir şey."

Erdoğan işsizliğin yüzde 11'in üzerinde olduğunu hatırlatarak, "Bakın şu anda istihdam dedik. Eğer büyüme istiyorsak istihdam. Ama şu anda işsizlik yüzde 11'in üzerinde. Bu ülke bu hale düşmeli mi? Eğer bu hale düşmemesini istiyorsak, öyleyse bize lazım olan nedir? Yatırımdır, üretimdir, istihdamdır, bundan sonra rekabettir. Yatırım olabilmesi için girişimcinin imkanları yakalaması lazım. Ama paradan para kazanmaya alışmış bu bankacılık sistemi kredi noktasında gerekli desteği vermiyor, veriyorsa çok yüksek faizle veriyor, çok yüksek faizle verdiği gibi de girişimci adımını atamıyor, ürkek, korkak böyle bir şey girmek mümkün değil diyor. Girmişse bakıyorsunuz kısa bir süre sonra ödemeler yapılamayınca hemen geri çağırmalar başlıyor. Böyle kalkınabilir miyiz? Bunlar adil, usulüne uygun bir şekilde yapılırsa, millet inanıyorum ki buradan fırsatı yakalar ve ayağa kalkar ama yapılmazsa haksızlığa da eninde sonunda isyan eder. İşte o zaman milletin temsilcileri olan bizlerin gerekirse acı ilaç mahiyetinde önlemleri alması kaçınılmaz hale gelir."

"FAİZLERİ DÜŞÜRÜN!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Son 14 yılda sadece birkaç konuda arzu ettiğim mesafeyi kat edemedik. Bunların içinde reel faizleri düşürememek var. Yıllarca Merkez Bankasını eleştirdim. O bağımsızlığını uygulasın! Ben de siyasetçiyim. Ben eleştirimi yapacağım çünkü halkımın karşısın tokat yiyen benim. Merkez Bankasının özerkliğine sözüm yok ama milletimin hakkının kaynaklarının yüksek reel faiz yoluyla heba edilmesine rıza gösteremem. İşsizlik yüzde 11'in üzerinde. Bu ülke bu hale düşmeli mi? Eğer bu hale düşmesini istemiyorsak bize lazım olan yatırımdır üretimdir. Buradan bankacılık sektörüne bir daha sesleniyorum. Faizleri makul seviyelere çekin. Türkiye büyük hedefleri olan ve büyük yatırımlar yapmak zorunda olan bir ülkedir. Uluslararası alanda finans kaynaklarımız zorlanıyor. Birçok projede bunu yaşadık. Dışarıda bu zorluklar varken içeride de ayağımıza pranga vurulmaması gerekiyor.

"İSTANBUL FİNANS MERKEZİ OLACAK"

İstanbul'u finans merkezi haline getirme projemiz önemli bir fırsattır. Bunun için daha başbakanlık döneminde gerekli adımları attım. Muhalefet ayağa kalktı. Bakın dünyada finans merkezleri vardır. Türkiye için de İstanbul gibi bir yerin finans merkezi olmasından daha doğal ne var. İstanbul böyle bir merkez şehir olacaktır. Kimilerinin katılım bankacılığı dediği sistemi güçlendirmek için çalışmalıyız. Türkiye Varlık Fonu da bir diğer önemli aracımız haline dönüşecektir. SPK ile gelen yeniliklerde önemlidir. Yatırımcılarımız banka kredisi yerine sermaye piyasası araçlarını kullanarak maliyetlerini düşürebilirler. Banka kredilerine alternatifi bu yöntemi desteklemeliyiz. Kontrolü elden bırakmayacağız.

"DOLARIN BASKISI ALTINDA KALMAMALIYIZ"

Borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası arasında imzalanacak zaptı bu bakımdan önemli görüyorum. Biz sürekli olarak uluslararası camiada hep doların baskısı altında kalmamalıyız. Bende bugün dedim ki gelin yeni bir adım atalım. Altın borsasını güçlendirelim. En adil enstrüman altındır bununla yürüyelim. Bize yakışan da budur. Şimdi bobini sürüyor basıyor doları oradan kazanıyor. Onun için altın borsasını önemli görüyorum. Bunun için başta Merkez Bankası olmak üzere kurumlarımız daha fazla çalışmalı. Altın farklı bir şey. Onun için bugünkü bu buluşmanın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

"TÜRKİYE'DE KRİZ TELLALLIĞI YAPILMAKTADIR. BEKLEDİKLERİ KRİZ GELMEYECEKTİR"

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli Dolar'ın yükselişine ilişkin, "Bugünlerde bütün küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmaların altında faizin bir değişken olarak modele dahil edilmesi yatmaktadır. Dalgalanmaların da en aza indirilmesi için bütün dünyada faizsiz finansman modellerinin daha çok uygulanabilir hale getirilmesi lazım. Dolar sadece gelişen ekonomilerin para birimleri karşısında değil Euro , Sterlin dahil gelişmiş ülkelerin para birimleri karşısında da çık kısa sürede değer kazanması söz konusudur. Ciddi bir baskının tartışmaları yaşanıyor dünyada. Aynı şey Türk Lirası üzerindedir. Bir baskı söz konusudur. Bu baskı, çok büyük oranda küresel faktörlü ve dışarıdan gelmektedir. Doların karşısında TL'nin değer kaybı hiçbir şekilde makro göstergeleri kalıcı olumsuz etkileme kapasitesine kesinlikle sahip değildir. Uygulanan kur politikası bu tür dalgalanmalar üzerinde kalıcı hasar oluşturmaması için engeldir. Bu dalgalı kur politikasıdır. Özelikle son haftalarda Amerika'dan gelen büyümelerin olumlu gelmesi faiz artış beklentisinin güçlenmesi, ABD seçimlerinden gelen beklenmeyen sonuç, Doların bütün para birimleri karşısında değer kazanması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Uluslararası yatırımcıların Türkiye'deki varlığı bir sigorta vazifesi olma özelliği daha çok ortadadır. Son günlerde birileri tarafından Türkiye'de kriz tellallığı yapılmaktadır. Bu söylemlere yabancı değiliz aslında. Hiç birinin bilimsel temeli yoktur. Bekledikleri kriz gelmeyecektir. Her türlü önlem alınmakta alınmaya da devam edecektir. Türkiye güçlü bir şeklide büyümeye devam etmektedir" diye konuştu.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.