Header Ads

Deva İlaç Fabrikası'nda Çalışan 24 İşçi Sendikaya Üye Oldukları Gerekçesiyle İşten Atıldı


Tekirdağ Çerkezköy’deki Deva İlaç Fabrikası’nda çalışan 24 işçi Petrol İş Sendika’nın önüne kurdukları çadırda direnişlerini sürdürüyor. Bugün (9 Eylül) Petrol İş Sendikası Deva Holding önüne giderek işçilerin geri alınması ve sendikal haklarının tanınması için eylem gerçekleştirdi.

İstanbul’da bulunan holding binası önünde bir araya gelen direnişçi işçilere Petrol İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Trakya, İstanbul ve Kocaeli şubelerinden gelen işçiler de destek oldu.

Eylemde başlarken Torun Center’daki iş cinayetini de hatırlatan işçiler Soma’nın ardından yaşanan bu iş cinayetini kınadıklarını dile getirdiler. İşçi güvenliği ve sağlığı için mücadelenin gerekliliği vurgulandı.

Eylemde basın açıklamasını Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın okudu. Deva’da daha önce de eylem ve direnişler gerçekleştirdiklerini ifade eden Öztaşkın, dün iki işçinin daha işten atıldığını söyledi. “Üretimdeki güçlü örgütlülüğümüz sayesinde işverenle mevcut yasaların üzerinde uluslararası sözleşmeleri esas alarak toplu iş sözleşmeleri yapıyorduk” diyen Öztaşkın patronun 2010 yılından beri yetkiyi bahane ederek sendikasızlaştırma operasyonunu devreye soktuğunu anlattı. Deva İlaç’ın Köseköy ve Çerkezköy’deki iki fabrikasında da neredeyse tüm işçilerin sendikaya üye olmalarına rağmen şirkete bağlı ilaç mümessillerinin sayıca fazla olmasının yetki alınmasını engellediğini belirten Öztaşkın, bunun tüm ilaç fabrikalarını kesen bir durum olduğunu, sendikanın bakanlığa bu konudaki başvurularının kayıtsız kaldığını aktardı.

Öztaşkın, Deva patronunun sendikanın görüşme talebi olmadığı yönündeki yalanını yazılı başvuru ve iki kez arandığı bilgisini aktararak teşhir etti.

Deva işçilerinin bu sefer çok kararlı olduklarını, tüm baskıya karşı direndiklerini belirten Öztaşkın, tabip ve eczacı odalarıyla görüşüldüğünü ve meslek örgütlerinin de işçilerin direnişine destek verdiğini belirtti. Meslek örgütlerinin bu tutumu “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganıyla selamlandı. Öztaşkın, uyarı eylemlerinin ve direnişin patronun uzlaşmaz tutumu karşısında büyütüleceğini, daha farklı yöntemlere başvurulacağını ifade etti.

Deva işçilerine uluslararası destek
Öztaşkın’ın konuşmasının ardından, eyleme destek vermek için İsviçre’den gelen Uluslararası Kimya, Enerji, Maden ve Genel İşçiler Sendikaları Federasyonu (ICEM) Genel Sekreteri Kemal Özkan söz aldı. Özkan, Deva direnişinin ICEM’in onuru olduğunu ifade edip tüm işçileri sendikaya üye olan bir şirkette TİS imzalanmamasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Deva holdinge karşı konfederasyon olarak önümüzdeki hafta kampanya başlatılacağını ifade eden Özkan, Deva Holding’in gittiği her ülkede karşılarına çıkacaklarını söyledi.

Avrupa’da “Yeni Türkiye” söylemine ilişkin sorular geldiğini aktaran Özkan “Yeni Türkiye diye bir şey yok. Çirkin Türkiye var” dedi. Türkiye’nin temel hakların tanınmadığı, işçilerin asansörlerde öldüğü, sendika hakkının dahi kullandırılmadığı bir ülke olduğunu söyledi.

Özkan sendika hakları için mücadeleyi sürdüren işçileri selamlayarak “Kazanan direnen işçiler olacak” dedi.

Deva Holding’in karşısındaki inşaatta çalışan ve eylemi başından sonuna izleyen işçiler eylemin sonunda eylem yapan işçiler tarafından alkışlandı, iş cinayetlerini yaratan ihmaller karşısında haklarını korumaya çağrıldı.

İŞÇİLER NEDEN DİRENİYOR?
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Deva İlaç'ta 24 işçinin Petrol-İş Sendikası'na üye olduğu için işten atıldığını hatırlatarak, sendikasız çalıştırmanın işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından yarattığı risklere dikkat çekti.

İSİG, "Peki işçiler neden mücadele ediyor, sendikalaşıyor ve direniyor?" sorusuna şu yanıtları verdi: "İlaç sektörüne göre ücretler ortalamanın altında ve birkaç yılda bir zam veriliyor. İşçiler hakları olan insanca yaşanacak bir ücret istiyor. İşe ilk başladığınızda 'Fazla mesai ücretlerini istemeyeceğim' kağıdı imzalatılıyor. Buna bağlı olarak işçiler haftanın 7 günü ücretsiz çalışmaya çağırılıyorlar. İşçiler bu 'angarya düzenine son vermek' istiyor. Direniş sürecinde oturarak çalışan operatörlerin altından sandalyeleri alınmış, artık ayakta çalışmaya zorlanıyorlar. Bütün işçiler sürekli olarak gözetleniyor. İşçiler her gün 'sakın dışarıdaki işten atılan işçilerin yanına girmeyin bugün işçi çıkışı olacak' diye tehdit ediliyor. Ustalar yeni işe başlayan işçiler üzerinde 'borcun harcın varsa sendikalı işçilerle birlikte hareket etme' baskısı yapıyor. İşten atılan işçilere destek veren işçiler çıkışlarda sürekli olarak kamerayla takip ediliyor, kayıt altına alınıyor. Mesai sonunda ve molalarda atılan işçileri görmemeleri için işçi servisleri işten çıkan işçilerin önlerine çekiliyor. Fabrikanın etrafında olan demir parmaklıklar branda ile kaplandı, işçilerin çıkışlarda ve molalarda birbirleri görmeleri engellendi. Mobbing had safhada... İşçiler bu 'keyfi uygulamalara son vermek' istiyor. Bu çalışma ortamı işçilerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarını bozuyor. İşsizlik işçi sağlığı talebini savunmanın önüne bir sopa olarak çıkarılırken ölüm ve hastalık riskiyle sendikasız, güvencesiz koşullarda çalışma bekleniyor. İşçiler 'birbirinden ayrı düşünelemeyecek olan işçi sağlığı ve iş güvencesi'ni sağlamak istiyor."

"Yani Deva İlaç Fabrikası'nda düşük ücret, sosyal haklardan yoksunluk, işten atılma tehdidi, mobbing, sağlıksız çalışma koşulları ve sendikal mücadeleye saldırı günlük yaşamın bir parçası olarak yaşanıyor" diyen İSİG, Deva Holding ve Yönetim Kurulu Başkanı Philipp Haas'ın, işçiler için oluşturulan bu kölelik düzeninin sorumlusu olduğunu kaydetti.

İSİG, Haas'ın, Deva İlaç'ın hedeflerini açıklarken her defasında AKP'nin 2023 hedefleri ile uyumlu olduklarını vurguladığını da hatırlattı.

(sendika/etha)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.