Header Ads

Ali İsmail Korkmaz Davası: Sanık Polisler Görmemiş, Hatırlamıyor!


Eskişehir’de geçen yıl 2 Haziran’da Gezi Parkı protestoları sırasında saldırıya uğrayıp 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi davasının ilk duruşması bugün Kayseri’de yapıldı. Duruşma öncesi adliye önünde toplanıldı. Yurttaşlar Korkmaz için yürüyüş yaptı. Sanık polisler savunmalarına hatırlamadıklarını ifade etti. Dava 12 Mayıs'a ertelendi.

Duruşma öncesi Kayseri’de olağanüstü güvenlik önlemleri alınırken, 2 bin polis memuru, 2 TOMA ve bir polis helikopterinin görev yapıyor.

Katılım çağrısı CHP ve BDP ile parlamento dışı sol partiler yurttaşları duruşmaya çağırdı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesiyle ilgili davanın “kamu güvenliği gerekçesiyle” Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınmasına karar vermişti. Duruşmalar öncesinde kentte olağanüstü güvenlik önlemleri alındı.

Davayı izlemek üzere CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, İlhan Cihaner, Şevki Kulkuloğlu, Süheyl Batum, Nurettin Demir M. Ali Edipoğlu, Melda Onur, Mahmut Tanal, Musa Çam, M. Ali Edipoğlu, Refik Eryılmaz, HDP milletvekili Levent Tüzel, MHP milletvekili Mümin İnan, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da Kayseri eski adliye binasına geldi.


Kayseri- Ankara, Kayseri-Adana, Kayseri-Malatya ve Kayseri- Sivas karayollarına kurulacak güvenlik noktalarında polisin, kimlik kontrolleri yapıldı, otobüslerde de arama yapıldı.

Protesto yasağı Kayseri Valiliği’nden yapılan açıklamada, duruşma nedeniyle kentte yapılacak her türlü açık hava toplantısı ve gösteri yürüyüşünün yasaklanmasına rağmen yürüyüş yapıldı.


Açıklamada, davayla ilgili olarak eski adliye binası önünde protesto eyleminin yapılacağı duyumları nedeniyle, bu alanın toplantı gösteri yürüyüş alan ve güzergâhlarından olmadığından engelleme yapılacağı kaydedilmişti.

Valilik, yasağı “milli güvenlik, kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, hak ve özgürlüklerin korunmasıyla” gerekçelendirilmişti.

Yürüyüşte sık sık, "Ali İsmail'e selam, direnişe devam", "Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganları atıldı.

Direnişçiler ellerinde "Ali İsmail için, adalet için buradayız", "Adalet halkların elleriyle gelecek" yazılı dövizler taşındı.

Kitle, adliyenin önünde polis bariyerleriyle oluşturulan miting alanına, polisin arama yapmasına izin vermeden girdi.

Alanda ilk olarak tüm Gezi direnişçileri anısına saygı duruşu yapıldı.

Ardından Kayseri Ali İsmail Korkmaz Vicdan Platformu adına Özdal Yıldırım açıklama yaptı. Ali İsmali Korkmaz'ın Haziran ayaklanması sırasında Eskişehir'de dövülerek öldürüldüğünü hatırlattı, davanın "güvenlik" gerekçesiyle Kayseri'ye alındığını belirtti.

Yıldırım, "Biz eşit ve özgür bir ülkeyi ancak mücadele ederek kurarız" diye konuştu. Kayseri Ali İsmail Korkmaz Vicdan Platformu olarak davaya sahip çıkacaklarının altını çizen Yıldırım, "Öldürenler, katledenler halka bir gün hesap verecek" dedi.

ADLİYEYE YÜRÜMEK İSTEYENLERİ POLİS DURDURDU
Öte yandan adliye binası önünde toplanan yaklaşık 3 bin kişi, polisin çektiği demir bariyerlere yüklenerek yıkmak istedi. Ancak, çevik kuvvet polisi bariyerlerin önünde ve arkasında kalkanlarıyla önlem alarak, kalabalığın adliye binasına gitmesini önledi. Kalabalık ellerindeki pankart ve sopaları, su şişelerini polise fırlattı. Kayseri Emniyet Müdürü Mustafa Aydın adliye önünde yaşanan arbede de 2 polis memurunun yaralandığını, 2 polis memurunun da adliyenin içerisindeki olayda yaralandığını ve tedavileri için hastaneye kaldırıldıklarını söyledi. Aydın, sadece 25 otobüsün bu duruşma için Kayseri’ye geldiğini ifade etti.





'TANIMADAN O'NU ÇOK SEVDİK'
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Gezi direnişçilerini andı, "Bu ülke, Ali İsmail'i tanımadan, çok sevdi, onu çok sevdik" dedi.

Davanın halktan kaçırılarak Kayseri'ye alındığına dikkat çeken Çerkezoğlu, "Ancak davayı burada da binler takip ediyor. Adaleti biz kazanacağız" diye konuştu.

Açıklamanın ardından Korkmaz ailesi, kurum temsilcileri ve avukatlar adliye binasına girdi.

Korkmaz ailesini savunmak üzere 300'ü aşkın avukat, Kayseri adliyesine geldi. Ancak duruşma salonu çok küçük olduğu için avukatlar ve basın salona giremedi.

Korkmaz ailesi, alkışlar eşliğinde salona alındı.



YÜZLERİNİ GİZLEDİLER
Kayseri Kapalı Cezaevi'ne önceki gün duruşmayla ilgili nakledilen tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan, fırın sahibi İsmail Koyuncu ve akrabaları Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatanseven, Ebubekir Harlar cezaevi aracıyla eski adliye binasının mahkum girişine kadar getirildi. Jandarmanın adeta etten duvar ördüğü kapıdan 5 tutuklu, yüzlerini ellerindeki dosyalarla, atkılarla kapatarak duruşma salonuna götürüldü. Tutuksuz yargılanan polis memurları Şaban G. Hüseyin E., Yalçın A. da adliyeye, polis kontrolündeki yan kapıdan girdi.

SİLAHLI KİŞİ İHBARI ÜZERİNE DURUŞMAYA ARA VERİLDİ
Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüyle ilgili 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.20'da başlayan duruşmaya, 2 kadın avukatın salonda silahlı bir kişinin bulunduğu ihbarı üzerine saat 10.20'de ara verildi. Sivil kıyafetli ve tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan'ın teyzesinin oğlu olduğu bildirilen Uzman Çavus İ.K. polisler tarafından salondan çıkarılarak başka bir odaya alındı. 2 avukat ve CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu'nun şahitliğinde polisler tarafından yapılan aramada, Burdur 58'inci Piyade Alayı'nda görevli Uzman Çavuş İ.K.'ın üzerinden herhangi bir silah çıkmadı.

İ.K., hakimin isteği üzerine duruşma salonuna getirdi. İ.K. mahkeme heyetine, "Benim üzerimde silah yok. Salona da silahla girmedim. Boyum kısa olduğu için ayaklarımın üzerinde yükselmeye çalışınca, buradaki avukatlar bunda silah var diye şüphelenmişler. Üzerime yürüdüler" dedi.

Emniyet Müdürü Mustafa Aydın da İ.K.'da silah olmadığını ve bu durumun tutanakla tesbit edildiğini belirtti. Aramanın ardından CHP'li Kulkuloğlu da, koridorda bekleyen avukatlara, aramada silah bulunmadığını söyledi.

Duruşma saat 11.00'de yeniden başladı.



ANNE EMEL KORKMAZ: ADALET İSTİYORUM
Anne Emel Korkmaz, ses düzeninin daha güçlü hale getirilerek, salondaki herkes tarafından duyulması için duruşmaya verilen arada, "Buradaki insanlar şahit Ali İsmail'in ne kadar dürüst bir delikanlı olduğuna. Onu vuranlar utansın. Ona bunu yapanlar zaten insan değil. Onlar yaratık. Elindeki resmi tutarak böyle gelmişti. Ali İsmail Eskişehir’e ‘Sizin gibi katil olmasın diye Eskişehir’e gönderdim. Ben buralara Kayserilere bunun için mi gelecektim? Buralara hakkımızı aramaya geldik" diye gözyaşı döktü. Emel Korkmaz duruşma sırasında da zanlıların önünde duran polislere, "Ben, Ali'mi bu temiz ellerle büyüttüm. Bu temiz ellerle onlara asla dokunmam,vurmam o kanlı ellere’’ diye seslendi. Bu arada Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, sanık polisleri savunan hukuk fakültesindeki aynı sınıftan mezun olan avukat arkadaşına "Yazık, ayıp. Savunma bunları’’ dedi. Duruşma sırasında , izleyiciler arasından sanıklar’ ’Bunlar köpek kanı taşıyor’’ diye bağırılınca, duruşma hakimi salondakileri uyardı.

ADLİYEYE YÜRÜMEK İSTEYENLERİ POLİS DURDURDU
Öte yandan adliye binası önünde toplanan yaklaşık 3 bin kişi, polisin çektiği demir bariyerlere yüklenerek yıkmak istedi. Ancak, çevik kuvvet polisi bariyerlerin önünde ve arkasında kalkanlarıyla önlem alarak, kalabalığın adliye binasına gitmesini önledi. Kalabalık ellerindeki pankart ve sopaları, su şişelerini polise fırlattı. Kayseri Emniyet Müdürü Mustafa Aydın adliye önünde yaşanan arbede de 2 polis memurunun yaralandığını, 2 polis memurunun da adliyenin içerisindeki olayda yaralandığını ve tedavileri için hastaneye kaldırıldıklarını söyledi. Aydın, sadece 25 otobüsün bu duruşma için Kayseri’ye geldiğini ifade etti.

Duruşmaya verilen arada ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu yaptığı açıklamada, "Dava katilleri korumak, mağdurları yıldırmak için Kayseri’ye alındı. Olayın olduğu yerde yargılama yapılmıyorsa oraya hukuk devleti denmez’’ dedi.

GÜRKAN KORKMAZ: HAKKIMIZI ALANA KADAR SAVAŞACAĞIZ
Adliye binasından çıkan anne Emel Korkmaz, “Alişimi katiller aldı, heykeli dikildi oğlumun. Ali İsmail çok güzel bir şekilde hesap soracak onlardan. Ali İsmail bu manzarayı görseydi gurur duyardı. Bu fotoğrafa bakmaya bile cesaret edemediler. Onlar nasıl utanmadan, nasıl yüzüne bakıp, evladımız var diyorlar. O çocukların katil babaları var. Böyle bir damgayla yaşayacaklar ömür boyunca. Ali İsmail’in gururuyla yaşayacağız” dedi. Duruşmaya iddianame okunduktan sonra ara verildiğini söyleyen ağabey Gürkan Korkmaz da, “Yemek arasından sonra sanıkların savunmasına geçilecek. Annemin, oğlunu tekmeleriyle öldüren kişilerle yüz yüze gelmesiyle gergin anlar yaşandı. Karşı tarafta sanık avukatları arasında okul arkadaşım vardı. Hastane sürecinde devamlı yanıma gelen, destek olan bir arkadaşımdı. Onun da bir travmasını yaşıyorum. Öncelikli amacımız sanıkların yargılanması. Sonuçta bu eylemin nasıl yapıldığı kamera kayıtları, tanık beyanlarıyla sabit. Bu olayların arkasındaki azmettiricilerin de yargılanmasını sağlamak istiyoruz. Hak verilmez alınır, hakkımızı alana kadar savaşacağız” diye konuştu.

MÜDAHİLLİK TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Ali İsmail Korkmaz'ın öldürülmesine ilişkin davanın birinci duruşmasına öğle arasının ardından devam ediliyor.

Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, müdahillik talepleri alındı.

İlk olarak Korkmaz ailesinin şikayetleri alınırken, daha sonra söz alan Ethem Sarısülük'ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, müdahillik talebinde bulundu. Sarısülük, "27 Mayıs'ta başlayan, dalga dalga yayılan eylemlerde emniyet ve Başbakan'ın emriyle birçok çocuğumuz katledildi. Ben de kardeşimi kaybettim. O nedenle şikayetçiyim. Tüm emir verenlerin, başta Başbakan ve Eskişehir Valisi olmak üzere herkesin yargılanmasını istiyorum" dedi.

Abdullah Cömert'in ağabeyi Zafer Cömert, "Bu şahısların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Biz sadece şikayetçi değiliz. Berkin gibi çocukların yaralanmaması için de bu davaya katılıyoruz" diye konuştu.

Mehmet Ayvalıtaş'ın ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş, "Tıpkı Ali İsmail, Abdullah, Ethem gibi kardeşim Mehmet de öldürüldü. Onları öldürenlerin ağır bir şekilde cezalandırılmasını istiyoruz" diyerek, davaya katılma talebini iletti.

ÇHD ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği de müdahillik talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, müdahillik talebine ilişkin sanıkların görüşünü sordu. Sanıklar, "Kesinlikle tanımıyoruz, bu kişileri kabul etmiyoruz" yanıtını verince, aileler tepki gösterdi. Aileler, "Peki Ethem'i tanıyor muydunuz, Berkin'i, Mehmet'i tanıyor muydunuz" diye sordu.

Mahkeme heyeti, Ali İsmail Korkmaz'ın anne, baba ve kardeşi dışındaki müdahillik taleplerini reddetti.

'ALİ İSMAİL DİYE TABİR EDİLEN ŞAHSI HİÇ GÖRMEDİM'
Sanıkların savunmalarından önce Korkmaz ailesinin avukatları, ifade sırasında polislerin sivil sanıkları etkilememesi ve sivillerin polislerden tedirgin olmamaları için ayrı ayrı ifadelerinin alınmasını ve sanıklar arasında menfaat çatışması yaşanmaması için ayrı avukatlar atanmasını talep etti.

Mahkeme, ayrı avukatlar talebinin ifadelerin alınmasından sonra değerlendirilmesine karar verdi. Siviller ile polislerin ayrı ayrı ifade verme talebini ise reddetti.

İlk olarak TMŞ polisi Şaban Gökpınar ifade verdi. Gökpınar, olay günü mesaisinin bittiğini ve eve gittiğini, olayların artması üzerine çağırıldığı için yeniden geldiğini söyledi. Ali İsmali Korkmaz'ın öldürüldüğü Yunus Emre Caddesi'nde görevli olduğunu belirten sanık polis, "Görevlendirme yazılı talimat ile değil şifayen yapıldı. Yaklaşık 45 kişi o sokaktaydık. Ama kimlerin olduğunu bilmiyorum, hatırlamıyorum" dedi. Gökpınar, "Sokakta önümüzde giden bir şahsı gözaltına almaya çalıştık. Bu kişi Ali İsmail Korkmaz olarak tabir edilen kişi değildi. Biz ona müdahale etmedik" iddiasında bulundu. Sanık polisin Ali İsmail'den "tabir edilen kişi" olarak söz etmesi ailesi ve salonda bulunan dinleyicelerin tepkisini çekti.

Sanık polis, "Gözaltı olduğunda biz onları şubeye götürmekle görevliydik" dedi.

Avukat Ümit Erdem'in "Polis olarak göreviniz güvenliği sağlamak. Ancak siz yanınızda sopalarla insanlara saldıranlara müdahale etmediniz, neden?" sorusuna "Ben Hakkari'den yeni geldim. Kimin polis olup olmadığını bilmiyorum. Oradakileri tanımıyorum. Sonradan öğrendim" yanıtını verdi. Sanık polis, "Sopa polislerin kullanacağı bir silah mıdır?" sorusuna ise "Hayır. Bizim elimizde cop vardı" dedi. Avukat Erdem, görüntülerde polisin elinde sopalar olduğunu hatırlatması üzerine ise sessiz kaldı. Sanık polis, o gün kendilerine talimat veren amirlerin kim olduğunu hatırlayamadığını iddia etti.

Avukat Erdem, sanık polis Şaban Gökpınar'ın Doğukan Bilir adlı direnişçiyi darp ettiği yönünde görüntüler olduğunu ve bundan dolayı ifadesinin alındığını belirtti. Erdem, Gökpınar'ın kimseyi darp etmediği iddiasını hatırlatarak, "Neden Doğukan Bilir'i darp ettiniz?" diye sordu. Sanık Gökpınar, yine yanıt vermedi.

ELİ SOPALILARA MÜDAHALE EMRİ VERİLMEDİ
Diğer sanık polis Hüseyin Engin de şifaen verilen talimatlarla hareket ettiklerini söyledi. Ali İsmail Korkmaz'ın darp edilmesiyle ilgisinin olmadığını iddia eden Engin, sanık polis Şaban Gökpınar'ın kendilerinden sorumlu amir olduğunu söyledi. Avukat Ayhan Erdoğan'ın soruları karşısında konuşmakta zorlanan Engin, "Size ne talimat verildi? Eli sopalı kişileri neden engellemediniz?" sorusuna, "Eli sopalı kişiler için talimat verildiyse gereğini yaparım, verilmediyse yapmam" yanıtını verdi.

Sanık polis Yalçın Akbulut, "Olay yerinde sivil polis olarak görev yapıyordum. Sadece kişilere müdahale ettik. Gaz vardı, çok da kimseyi görmedim. Bir ara bir kişi düştü. Ayağı mı takıldı bilmiyorum, çok hızlı koşuyordu" iddiasında bulundu.

HİÇBİR ŞEYİ HATIRLAMADI, AMA...
Koşan kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını, söz konusu şahsın daha uzun boylu olduğunu savunan Akbulut, amirleri, verilen emirler ve sokaktaki eli sopalı kişilere ilişkin sorulara "Hatırlamıyorum" yanıtını verirken, kovaladığı direnişçiyi ayakkabısının rengine kadar tarif etmesi dikkkat çekti. Akbulut, bu kişinin de Eskişehir'de okuyan Tevfik Caner Erto olduğunu iddia etti.

Görüntülerde Ali İsmail'i birlikte dövdükleri kişilere ilişkin görüntülerin olduğunu söyleyen Avukat Ayhan Erdoğan, "Ali İsmail'i döven şahıslar burada mı? Tanıyor musunuz?" sorusu karşısında Akbulut afalladı ve "Evet buradalar" yanıtını verdi. "Kimler?" sorusu üzerine ise "Gösteremem, sanık durumundayız" dedi. Avukatlar, bunun üzerine sivil ve polis sanıkların bir kez daha ayrı ifadelerinin alınması yönündeki taleplerini yineledi.

Sanık polis Mevlüt Saldoğan, şifayen aldığı emirler üzerine AKP İl binası önüne gittiğini ve gece yarısına kadar burada olduğunu kaydetti. Saldoğan, "Olaylar çıktı. Eylem yapan grubu gözaltı yapmadan uzaklaştırmamız istendi. Görüntülerde koşturduğum iddia edilen kişi Ali İsmail Korkmaz değil" iddiasında bulundu. Kovaladığı kişinin yere düştüğünü söyleyen Saldoğan, "Ayağımla dürttüm kalkmasını istedim. Kalktı. O sırada bana küfür etti. Döndüm neden küfür ediyorsun dedim. Ayağımla yine dürttüm uzaklaşmasını istedim. Kalktı, uzaklaştı" iddasında bulundu.

Avukatlar görüntülerde kovaladığı kişinin Ali İsmail olduğunu ve iddia ettiği gibi ayağıyla dürtmediğini, göğsüne ve kafasına tekme attığını söyleyerek, Ali İsmail'in bu tekmelerin neden olduğu beyin travması nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi.

"Gözaltı yapmadan uzaklaştırma" talimatının "Öldüresiye dövün anlamına mı geliyor?" sorusuna sanık polis yanıt veremedi. Avukat Ayhan Erdoğan, sanık esnafların verdiği ifadelerde "Polis Mevlüt Saldoğan yakalayın şunu, vurun şuna talimatı vermesiyle vurduk" dediklerini hatırlattı. Sanık polis, "Bu onun ifadesi saygı duyarım" yanıtını verdi.

AVUKATIN SORULARINI YANITLAYAMADI
Avukat Erdoğan, "Bu kişisel bir husumet mi, yoksa AKP'nin talimatı mı? Elinde sopalı olanları durdurmuyursunuz ancak devletin teröründen kaçan elinde bir şey olmayan insanları öldürüyorsunuz. Verilen talimat bu muydu?" soruları üzerine zorlanan sanık polisin avukatı, mahkeme heyeti fark etmeden "Bundan sonra sorulara yanıt vermiyorsun" dedi. Korkmaz ailesinin avukatlarının itiraz etmesi üzerine avukatın sözleri zapta geçti. Sanık polis, "o zaman susma hakkımı kullanıyorum" diyerek, soruları yanıtlamadı.

Esnaf olan sanık Ebubekir Harlar, "Polis bize doğru koşan şahsı tutun dediği için çelme taktım, ama yere düşmedi. Tek amacım polislere yardım etmekti, polisin vurup öldüreceğini bilmiyordum" dedi.

Bu sırada Ali İsmail Korkmaz'ın babası fenalaşarak bayıldı. Duruşmanın başından beri oğlunun fotoğrafını taşıyan ve sanıkların olduğu yöne doğru tutan anne Emel Korkmaz ise "Katilsiniz, işte itiraf ettiniz" diye haykırdı.
12 MAYIS'A ERTELENDİ
Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve tutuklu sanıklar polis Mevlüt Saldoğan, fırın sahibi İsmail Koyuncu ile akrabaları Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatanseven ve Ebubekir Harlar ile tutuksuz sanıklar TMŞ polisleri Şaban Gökpunar, Hüseyin Engin ve Yalçın Akbulut'un yargılandığı davanın duruşmasında, mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.

Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Korkmaz ailesinin, olay anına ilişkin anlatımlardan yola çıkarak Yalçın Akbulut'un da tutuklanması talebi reddedilirken, Ali İsmail Korkmaz'ın olay günü yaptığı telefon görüşmelerinin kaydının istenmesine karar verildi. Mahkeme heyeti, sanıkların farklı avukatlar tarafından savunulması talebi konusunda ise kararı sanıklara bıraktı.

Duruşma 12 Mayıs'a ertelendi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.