Cumartesi Anneleri'nin 458. Buluşması: "Yalnız Kendi Çocuklarını Seven Bu Zalimleri Protesto Ediyoruz"
Cumartesi Anneleri, 458. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.
Kayıp yakınları, 12 Eylül'de idam edildikten sonra kaybedilen ve hala mezar yeri ailesine açıklanmayan Veysel Güney'in babası Ali Güney'in yaşamını yitirmesinden dolayı buruktu.
'SİZE SÖZ, VEYSEL VE TÜM KAYIPLARIMIZI BULACAĞIZ'Veysel Güney'in annesi Zeynep Güney gibi baba Ali Güney'in de oğlunun mezarına olan özlemiyle yaşama gözlerini yumduğunu söyleyen Maside Ocak, "Zeynep anneye verdiğimiz sözü Ali amcaya da veriyoruz. Veysel ve tüm kayıplarımızı bulacağız" dedi.
2014 yılına 2001 yılında Silopi'de kaybedilen HADEP yöneticisi Serdar Tanış'a ait olduğu söylenen mezarda yapılan kazıyla girdiklerini hatırlatan Ocak, mezarda battaniyeye sarılı kemik ve giysi parçalarının bulunduğunu söyledi. Ocak, kemiklerin DNA testi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini belirterek, "Araştırma, uzatılarak bizim için acı ve ıstıraba dönüştürülmesin" dedi.
'EYVAH... BİZİ YÖNETENLERE BAKIN!'Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna değinerek, şunları söyledi: "Cumartesi Anneleri'nin çığlıklarının ülke sınırlarını aştı. Analarımız, ülkenin babalarından çocuklarının kemiklerini isterlerken meğer onlar evlatlarının kutularını dolarlarla doldurmakla meşgulmüş. Eyvah! bizi yönetenlere bakın!"
"Egemenler iyi bilsin ki, bu analar yamandır" diyen Kırbayır, şöyle devam etti: "Onlar kutularda dolarları taşırken, bu analar ayaklarında çarıklarla, elleri yakalarında onlardan hesap soracak.”
'KURUMSALLAŞMIŞ ÇETELERE, FAŞİZME KARŞI MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ'Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, Başbakan'ın rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu "kumpas" olarak tanımladığını hatırlattı ve ekledi: "Yıllardır kendilerine kumpas kurularak katledilen, kaybedilen sevdiklerimiz için buradayız. Yıllarca kumpas kuranlar konuda, yeni zırhlarla mevki, makam sahibi yapıldı. Bugün yönetenlerde aslında o kumpas kuranlarla el ele. Biz buna faşizm dedik. Kurumsallaşmış çetelere, faşizme karşı mücadelemizi sürdüreceğiz."
Kumpas kuranların hala korunduğunu söyleyen Ali Ocak, Mehmet Ağır'ın yine hapishaneye gönderilmediğini hatırlattı. Ocak, Hatay'da silah ve mühimmat dolu TIR'ın ortaya çıktığını anımsatarak, "Acaba bu kumpasla neyin peşindeler?" diye sordu.
Hüseyin Taşkaya'nın oğlu Şerif Taşkaya, 1993 yılından beri mücadele ettiklerini söyledi. Babasının kaybedilmesinden sorumlu olanların bugün AKP milletvekili olduğunu söyleyen Taşkaya, Başbakan'a seslendi: "Bir bakışı, bir gülmeyi, bir heyecanı bize çok mu görüyorsunuz? Birkaç kemik sizin için önemli olmaya bilir ama bizim için çok önemli."
'TEK DAMLA KANIMIZ KALINCAYA KADAR'Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, "Yıllardır adalet diyoruz, ama bizi duymadılar. Adaletsizliklerin, hukuksuzlukların üzerini kapattılar. Bilmiyorlar ki, o adaletsizlikler bir gün kendilerini de vuracak" dedi.
Başbakan ve Adalet Bakanı'nın kendilerini duymadığını söyleyen Karakoç, "Peki biz derdimizi kime anlatacağız. Afrika'daki kabile reislerine mi? Bizde bu ülkenin vatandaşıyız, vergimizi veriyoruz, askerlik yaptık. Rüşvet operasyonunun ardından yüzlerce polisin yeri değiştirildi ama 34 insanın katledildiği Roboskî katliamında kimse görevden alınmadı. Bu nasıl adalet” diye konuştu.
Binlerce insanın ölümünden sorumlu olanların aklanıp paklanıp yine toplum içerisine çıkarıldığını söyleyen Karakoç, "Ne olursa olsun, inançlıyız, iddialıyız, kararlıyız. Tek damla kanımızı kalıncaya kadar mücadele edeceğiz" dedi.
'YALNIZ KENDİ ÇOCUKLARINI SEVEN ZALİMLERİ PROTESTO EDİYORUZ'Haftanın metnini Hasan Ocak'ın kardeşi Aysel Ocak okudu. Kaybedilenler, katledilenler söz konusu olduğunda her türlü hukuksuzluğu meşru görenlerin, insanlık suçu işleyen kamu görevlilerine dokunmayanların şimdi devleti çetelerden kurtarmaktan, kuvvetler ayrılığından, yargı bağımsızlığından bahsettiğini söyledi; "Makam ve yetkilerini siyasi tahayyüllerinin aracı olarak gören bu demokrasi karşıtlarını protesto ediyoruz" dedi.
Ocak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Güvenlik güçleri evlatlarımızı sokaklarda vurduğunda, savaş uçaklarıyla bombaladığında failleri öven, onlara teşekkür edenler şimdi yolsuzluk iddiasıyla sorgulanmak istenen çocukları için feveran ediyor. Yalnız kendi çocuklarını seven bu zalimleri protesto ediyoruz. Yargıyı bir silah gibi kullanıp, kayıplarımız için adalet arayışımızda bizi yalnız bırakmayan avukatlarımız Muharrem Erbey, Taylan Tanay, Selçuk Kozağaçlı'yı 'terörist' diyerek hapsedenlerin şimdi yargının bağımsızlığından bahsetmelerini protesto ediyoruz.
Sosyalistler, Kürtler, Aleviler, Gayrimüslimler söz konusu olduğunda her türlü hukuksuzluğu, tuzağı meşru görenlerin, şimdi kumpastan, çeteden bahsetmelerini protesto ediyoruz. Kürtleri, sosyalistlerin seçme seçilme hakkının önüne baraj diken, siyasetçileri rehin tutan, destekçimiz İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in siyaset hakkını gasp etmek isteyenlerin 'milli iradesi'nden bahsetmelerini protesto ediyoruz."
Sadece kayıplar sorunu değil, tüm sorunların insan onuruna yaraşır bir biçimde çözülmesi için, yurttaş eksenli, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı hukuksal ve siyasal bir düzene ihtiyaç olduğunu vurgulayan Ocak, "Bilinsin ki; 458 haftadır her zorluğa göğüs germemiz; bu toprakların evlatlarına eşit, adil, özgür, barış içinde bir yaşam arzumuzdandır" şeklinde konuştu.
(etha)
foto: ahmet saymadi

YORUM YAZIN