10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde Türkiye'nin Karnesi
Bugün günlerden 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü...
30 maddelik ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1948 yılında ilan edildi ve kutlanması için de imzalandığı gün, yani bugün seçildi.
O bildirinin ilk maddesi hepimize der ki: “Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.”
KADINA YÖNELİK AYRIMCILIK VE ŞİDDET:
Dünya Ekonomik Forumu'nun (DEF) yayımladığı 2013 cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre Türkiye'nin kadın-erkek eşitliği endeksindeki yeri 136 ülke arasında 120. sırada.
Milletvekillerinin 79’u (yüzde 14,2), hükümetteki 26 bakandan 1’i, 2 bin 924 belediye başkanın 26’sı (yüzde 1), 34 bin 210 muhtardan 65’i (yüzde 0,2), 81 valinin 1’i, 103 rektörden 5’i, 185 büyükelçiden 21’i kadın. 26 müsteşar arasında hiç kadın yok.
Türkiye’de kadın cinayetleri son 10 yılda yüzde bin 400 arttı. 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2013’ün sadece ilk dokuz ayında bu rakam 842’ye ulaştı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 11 ay içerisinde 200 kadın katledildi.
25 kadın erkekler tarafından gördüğü şiddet sonucu yaralandı.
Kasım ayında yaşanan 12 tecavüz olayının ise yüzde 58’inin ev, okul ve kadınların alıkonuldukları mekanlarda, yüzde 42’sinin ise sokakta yaşandığı belirtilirken, yaşanan 27 taciz olayının ise yüzde 74’ünün kadınların tanıdıkları erkekler tarafından yapıldığı belirtildi.
Sadece kasım ayında 34 ilde 89 erkek şiddeti, cinayet, cinayete teşebbüs, taciz, cinsel şiddet, tecavüz ve yaralama vakasının basına yansıdı. Kadına yönelik şiddet en fazla Marmara Bölgesi’nde yaşandı.
Kadın- Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun kapatılmasına karar verilerek kadının adı devletten silindi.
Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu, 2013’te toplam 21 kadının gözaltında taciz ve tecavüze uğradığı için kendilerine başvurduğunu açıkladı.
2013'ün ilk altı ayında erkekler 77 kadına tecavüz etti, 117 kadını yaraladığ ve sayısız kadın sözlü ve fiziksel olarak cinsel tacize uğradı.
GEZİ SÜRECİ:
Gezi sürecine ilişkin ulusal ve uluslararası kurumların hazırladığı raporlar bu süreçte devletin orantısız bir güce başvurduğunu ve insan haklarının ihlal edildiğini açıkça ortaya koydu.
Bu süreçte Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Serdar Kadakal, polis memuru Mustafa Sarı hayatını kaybetti.
Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre polis saldırısı sonucu 8 binden fazla kişi yaralandı. Yaralananlar arasında kafasına biber gazı kabusülü isabet eden 14 yaşındaki B.E., 17 yaşındaki M.A.T, ve koluna patlayıcı bir madde isabet etmesi sonucu kolunu kaybeden 18 yaşındaki S.A. da bulunuyor. Hala yoğun bakımda tedavi gören ve bilinci kapalı olan B.E.’nin hayati durumu ise ciddiyetini koruyor.
AB 2013 Türkiye İlerleme Raporu’na göre 3500’den fazla kişi polis tarafından gözaltına alındı. Aralarında Taksim Dayanışma Platformu’na katılan sivil toplum kuruluşu üyeleri de bulunan, 112 kişi hakim kararıyla tutuklandı. Bu kişilerin 108’i bir terör örgütüne üye olmaları iddiasıyla gözaltına alındı.
Türk Tabibleri Birliği’nin verilerine göre 12 kişi gözünü kaybetti.
Barışçıl gösteri hakkının ihlal edilmesinin yanı sıra düşünce özgürlüğü de kısıtlandı. Başta öğretmenler ve gazeteciler olmak üzere Gezi direnişine destek verdiğini ifade eden birçok kişi işinden atıldı.
Kişilerin özel yaşamlarının gizliliği ilkesi de ihlal edildi. Birçok kişinin evlerinde hukuksuz aramalar gerçekleştirildi, bilgisayarlarına ve kişisel eşyalarına el konuldu, sosyal medya hesapları takibe alınarak adeta fişlendi.
Mesleğini yapmaya çalışan gazeteciler de polis şiddetinden nasibini aldı. Polisler gazetecileri darp etti, kasklarına, maskelerine ve kurum kartlarına el koydu.
Davul çalmak, kırmızı fular takmak, şarkı söylemek, oturma eylemi yapmak, çay içmek gibi faaliyetler suç sayıldı.
Polislerin evlerin bulunduğu mahallelere ve arasokaklara gaz bombası atması sonucu evlerinde oturan ve sokakta bulunan aileler, yaşlılar, çocuklar ve bebekler olumsuz etkilendi.
ÇOCUK HAKLARI İHLALLERİ:
İçişleri Bakanlığı rakamlarına göre; son üç yılda 18 yaş altında evlenenlerin toplam sayısı 134 bin 629. 18 yaşını doldurmadan evlenen erkek sayısı ise 5 bin 763. Reşit olmadan evlendirilen kız çocuklarının sayısı erkek çocukların sayısından 20 kat daha fazla. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun 2013 Dünya Nüfusunun Durumu raporunda da Türkiye’de, 25-49 yaşlarındaki kadınların yüzde 25’inin 18 yaşına kadar, yüzde 5’nin de 16 yaşından önce evlendikleri belirtildi. Türkiye 199 ülke arasında ergen doğurganlık hızına göre büyükten küçüğe yapılan sıralamada 113. sırada yer aldı.
Göç Vakfı’nın Ocak-Nisan 2013 dönemini kapsayan Çocuk Hak İhlalleri Raporu’na göre devletin gerekli önlemleri almaktaki ihmalinden kaynaklı 75 olay yaşandı. Bu olaylarda 73 çocuk hayatını kaybetti, 32 çocuk yaralandı.
Raporlama döneminde tespit edilen sekiz olayda 13 çocuk tutuklandı, sekiz çocuk gözaltına alındı, mahkemeler beş çocuk için çeşitli hapis cezalarına hükmetti.
Gündem Çocuk Derneği’nin "Gezi Parkı Olaylarında Çocukların Yaşadığı Hak İhlalleri“ raporuna göre 25 Haziran’a kadar en az 294 çocuk gözaltına alındı. Gözaltı süreçlerinde kötü muamele, kelepçe ve ters kelepçe takılması, gözaltıların kayıt dışı yapılması ve alıkonulma mekanlarına gaz atılması gibi uygulamalar dikkat çekti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 15 yaşında üvey babasının zoruyla evlendirilen S.V davasında küçük yaşta evlendirilen kızların kocaları ve babaları aleyhine açılan davalarda, tarafların beyanlarına rağmen ‘bekâret kontrolü yapılmasının zorunlu’ olduğuna karar verdi.
Türkiye'de sokakta yaşayan çocuk sayısı üç bin.
500 bin çocuk sokakta çalışıyor, bunların 10 bini ise dileniyor.
Yüzde 45’i tarım işçisi olmak üzere çocuk işçi sayısı bir milyon.
Yaklaşık 4,5 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Suça sürüklenen çocuk sayısı son üç yılda 250 bin. Tutuklu ve hükümlü çocuk sayısı ise üç bin. Son üç yılda 500 bin çocuk hakkında adli ve polisiye işlem yapıldı.
Bu dönemde kaybolan çocuk sayısı 17 bini kız olmak üzere 27 bin.
Şefkat-Der’in Ekim ayında açıkladığıTürkiye Genelev Raporuna göre Türkiye’deki seks kölelerinin 50 bini henüz çocuk.
Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre 2008'den 2013'e kadar 660 binden fazla çocuk cinsel taciz ve tecavüze uğradı. Son üç yılda adli makamların verilerine göre, cinsel şiddete uğrayan çocuk sayısı 70 bin.
Şu anda Türkiye’de bir milyon erkek, çocuklara yönelik cinsel şiddet suçlusu.
LGBTİ’LERE YÖNELİK AYRIMCILIK VE ŞİDDET:
AB Komisyonu 2013 Türkiye İlerleme Raporu’na göre, Lezbiyen, Gay Biseksüel, Transeksüel ve İnterseksüel’lere (LGBTİ) yönelik nefret saldırıları ve söylemleri arttı. LGBTİ’lere yönelik işlenen suçlarda failler “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimlerinden yararlanmaya devam ediyor.
Transgender Europe’un verilerine göre Türkiye en çok trans cinayetinin yaşandığı Avrupa ülkesi. 2008-2013 arasında Türkiye’de 34 trans birey öldürülürken, 2013’de 5 trans bireyin öldürüldüğü belirtildi.
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı işten atılmayla sonuçlanabiliyor.
Eğitimde yaşanan ayrımcılıklar LGBT’lerin eğitime erişimini engelleyebiliyor.
Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde eşcinsellik ve transeksüellik “hastalık” olarak görülürken Silahlı Kuvvetler Disiplin Yasası’nda eşcinsellik “gayri tabii” olarak tanımlanıyor.
İnternet Yasası politik ve ahlakî olarak uygun görülmediği gerekçesiyle LGBT içerikli sitelere karşı kullanılıyor.
AKP hükümetinin hazırladığı Demokrasi Paketi’ndeki ayrımcılık ve nefret suçlarına ilişkin düzenlemede “Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ifadesine hiçbir şekilde yer verilmedi.
İzmir’de LeGeBiT’in resmi topluluk olma başvurusu ‘toplumun hazır olmadığı’ gerekçesiyle Ege Üniversitesi Rektörlüğü tarafından reddedildi.
CEZAEVLERİNDE HAK İHLALLERİ:
İHD Genel Merkezi Cezaevi Komisyonu'nun raporuna göre Türkiye’deki cezaevlerinde 10 Eylül 2013 tarihi itibariyle 154'ü ağır olmak üzere 526 hasta mahkum bulunuyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2013 Yılı İlk 6 Aylık Cezaevleri Raporu'na göre 872 ihlal yaşandı. 4 hasta mahkum tahliye edilmedikleri için cezaevinde yaşamlarını yitirdi. 350 defa sevk uygulaması yapıldı. 73 kez sağlık hakkı ihlal edildi. Yedi aile görüşü engellendi. 99 defa tecrit ve izolasyon uygulandı.
CHP Kocaeli Cezaevi raporunda 450 kişilik kapasiteli cezaevinde 255 kadın ve 508 erkek olmak üzere toplam 763 mahkûm bulunduğu belirtildi. Ayrıca kadın koğuşunda çıplak arama ve keyfi tutanaklar dikkat çekti. Çıplak aramalar sırasında regli olan kadın mahkumların pedlerine kadar çıkartımaya zorlandıkları ortaya çıktı.
CHP’nin Adana cezaevleri raporunda da cezaevlerinde kapasitenin üzerinde kişinin kalması, sıcak su bulunmaması, sağlık haklarının ihlali, koğuşlarda hijyen eksikliği, kitap sınırlaması ve sansürlemesi gibi koşullar ve uygulamalar olduğu belirtiliyor.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ:
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün 179 ülke arasında basın özgürlüğü endeksine göre Türkiye 2013'te 179 ülke arasında en kötü 154'üncü sırada yer aldı.
Cezaevlerinde 63 tutuklu gazeteci bulunuyor. Tutuklu gazetecilere kitap ve yayınlar verilmiyor. Sağlık hakları engelleniyor.
AZINLIKLARA YÖNELİK AYRIMCILIK:
Kentsel dönüşüm projeleri sonucu birçok Roman vatandaş yerinden edilerek barınma sorunuyla karşı karşıya bırakıldı.
Bursa valiliği Roman yurttaşlar hakkında “Genelinin yasal gelir getirici herhangi bir sanat ve mesleklerinin olmadığı, bu sebeple gerek uyuşturucu ticareti ve gerekse kendilerine kazanç sağlayıcı olarak gördükleri hırsızlık, yankesicilik, kapkaç, gasp gibi suçları işleyerek hayatlarını sürdürdüklerinin gözlemlendiği...” açıklamasında bulundu.
Romanlar eğitim ve sağlık haklarından mahrum bırakılıyor.
Bir Ermeni yurttaşın çocuğunu azınlık okuluna yazdırmak için yaptığı başvuru sırasında, azınlıkların 'soy koduyla' fişlendiğini ortaya çıktı.
2012’in son ve 2013’ün ilk aylarında İstanbul'da peş peşe yaşlı Ermeni kadınlar saldırıya uğradı. İkisi feci şekilde dövüldü ve görme duyularını kaybetti. Biri ise dövülüp bıçaklanarak öldürüldü.
Kürtler’in anadilde eğitim hakkı güvence altına alınmadı. Bunun yerine Demokrasi Paketi’nde anadilde eğitimin özel okullarda yapılabileceği belirtilerek eğitimde fırsat eşitliği ihlal edildi.
Emniyet’in Gezi direnişine katılanların yüzde 78’inin Alevi olduğuna dair raporu Alevilerin fişlendiğini ortaya koydu. Bu durum hükümet ve yandaş gazeteciler tarafından da desteklendi.
Lice’de Medeni Yıldırım kalekol yapımını protesto ettiği sırada askerlerin açtığı ateş sonucu, Yüksekova’da da PKK’lilere ait mezar taşlarının tahrip edilmesini protesto eden Veysel İşbilir ile Mehmet Reşat İşbilir isimli iki Kürt yurttaş polislerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti.
ABD'nin yıllık Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu'nda Sünni Müslümanlara kayırıldığını belirtlerek, sayıları 15-25 milyon civarında olduğu ifade edilen Alevilerin devlet tarafından "heterodoks Müslüman mezhebi" olarak görüldüğü ve finansal olarak desteklenmediği belirtti.
Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik düzenleme Demokrasi Paketi’nde yer almadı.
Farklı dinlerden, mezheplerden yurttaşlar veya inanmayanlar ilkokulda mecburi din eğitimi alıyor.
İŞ CİNAYETLERİ / ÇALIŞANLARA YÖNELİK İHLALLER:
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporlarına göre Ocak ve Kasım ayları arasında bin 245 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
CHP’nin “Öteki Türkiye Emek ve Şiddet” raporunda ortalama 4 ay çalışan mevsimlik tarım işçisi sayısının -kayıt dışı çalışanlar ve çocuklar ile birlikte tahminlere göre en az 1 milyonluk bir nüfusu kapsadığı belirtildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın raporuna göre 27 Mayıs 2013'ten bu yana 59 basın emekçisi işinden oldu veya izne ayrılmaya zorlandı.
(BirGün)
*http://birgun.net/haber/pesinizdeyiz-7984.html
YORUM YAZIN