Cumartesi Anneleri'nin 442. Buluşması: "33 Seneden Kemik Bulunmaz mı?"
Kayıp yakınları, 442. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Kayıplarının fotoğrafları ve karanfiller taşıyan Cumartesi Anneleri, bu hafta 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinde işkencede öldürülen gençler için oturdu.
Eyleme HDK Milletvekili Levent Tüzel, sanatçı Nur Sürer ve Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe de katıldı. Eylemde ilk sözü 12 Eylül cuntasına karşı mücadele verirken 20 Kasım 1980 tarihinde gözaltına alınarak öldürülen Hayrettin Eren'in annesi Elmas Eren konuştu. Elmas Eren, "Allah bunu böyle yapanların cezasını versin. Kendileri de yaptıkları şeylerin aynısını görsün. Gül gibi çocuklarımız gitti. Ne istiyorlardı bu çocuklardan. Kaç tane çocuğumuz gitti hiç yoktan" diye konuştu.
BAŞBAKANA TEPKİ
Başbakan'ın 10 yıllık iktidarları döneminde faili meçhullerin olmadığını yönündeki açıklamalarına tepki gösteren Elmas Eren, "Başbakan diyor ki; biz 10 senedir hiçbir çocuğu zayi etmedik. Gül gibi çocukları zayi ediyor. Kiminin gözünü kör ediyorlar, kimini yok ediyorlar. Bunları hiç düşünen yok mu? Biz bunu düzelteceğiz diye geldiler, böyle mi düzeltmek lazım. Ne yaptılar bunlar anlayamıyorum. Kenan Evren de oradan atıp tutuyordu ama hiçbir şey yapmadı. Sürüm sürüm sürünüyor, daha beter sürünecek inşallah" dedi.
'33 SENEDE KEMİK BULUNMAZ MI?'
Elmas Eren, konuşmasına şöyle deva etti: "Geliyoruz burada masum masum oturuyoruz. Keşke her zaman gelsem, belim kambur, bu yaştan sonra nasıl geleyim buraya. Niçin bizi buralara getirdiler. Bu çocukları komünist diye attılar, komünistlikten haberleri var mı? Komünistlik nedir biliyorlar mı? 33 senenin adı var kendi yok. İnsan bir kemiği bulamaz mı?"
Ardından Eren ailesi adına İkbal Eren bir konuşma yaptı. Eren, 12 Eylül'ün ülkenin emperyalizme peşkeş çekilmesi, kan, idam, işkence, yargısız infaz, gözaltında kaybetmek, zulüm, evlat acısı, Kürt-Türk-Çerkez-Laz demeden kendilerinden olmayanı katletmek demek olduğunu söyledi.
Sorgusuz sualsiz idam sehpalarına götürülen, yaşam hakları ellerinden alınan Erdal Eren, Veysel Güney, Nejdet Adalı, Ramazan Yukarıgül ve arkadaşlarının hesabını sormak için burada olduklarını ifade eden İkbal Eren, "İşkence tezgahlarından geçirilerek canlarına kıyıp gencecik bedenlerini yok ettiği Hayrettin Eren'in, Cemil Kırbayır'ın, Nurettin Yedigül'ün, Hasan Gönülay'ın, Mahmut Kaya'nın, Maksut Tepeli'nin, Süleyman Cihan'ın, Zeki Altunbaş'ın, Hüseyin Morsümbül'ün hesabını sormak için buradayız" dedi.
27 Mayıs'ın izi silinmediği için 12 Mart, 12 Mart'ın izi silinmediği için 12 Eylül'ün yaşandığını söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan'a cevap veren İkbal Eren, Erdoğan'ın yalan söylediğini belirtti. Başbakan'ın şimdi ise özgürlüklerin sınırsız olduğunu söylediğni hatırlatan İkbal Eren, "Ona soruyorum; onun için mi özgürce meydanlara çıkan gencecik insanlar Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert'i, Ali İsmail Korkmaz'ı, Mehmet Ayvalıtaş'ı, Ahmet Atakan'ı öldürdünüz. Biz onlarında hesabını sormak için buradayız. 33 yıldır evlatlarını ellerinden alarak annelerimize yaşattığınızın acıların hesabını sormak için 442 haftadır buradayız" diye konuştu.
'CİHAN'IN ÖLDÜRÜLECEĞİNİ BİLİYORDUK'
12 Eylül işkencehanelerinde işkenceyle öldürülen ve daha sonra intihar etti denilerek kimsesizler mezarlığına defnedilen ve kaybedilmek istenen Süleyman Cihan'ın ailesi adına Ahmet Cihan bir konuşma yaptı. 22 yıldır her platformda haykırdıklarını ifade eden Ahmet Cihan, "Ama kimseye anlatamıyoruz diyemiyorum, anlatıyoruz. Kime vicdanları nasır bağlayanların dışında bu ülkeye çektirilen acıları Türkiye'ye anlatıyoruz, dünyaya da anlatıyoruz" dedi. Süleyman Cihan'ın gözaltına alındığında kendisinin 6 aylık tutuklu olduğunu ifade eden Ahmet Cihan, "O dönem Süleyman Cihan'ın öldürüleceğini biliyorduk" dedi
'ONLARI ANLATACAĞIZ'
Ahmet Cihan, "Bizler aileleri olarak dostları arkadaşları olarak o güzel insanları bekleyeceğiz. Güzel atlarına binip gelmelerini bekleyeceğiz, gelecekleri günü hasretle bekleyeceğiz. O güne kadar burada onları soracağız. Onları anlatacağız. Unutmayacağız, unutturmayacağız. İnsanlığın çığlığı olacağız. Bu güzelim topraklarda bir kere daha acıların yaşanmasın diye onların çığlığı olacağız" şeklinde konuştu.
SÜLEYMAN CİHAN'IN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ İTİRAF EDİLDİ
Süleyman Cihan cinayetini ortaya çıkaran Av. Ali Türker Ertunca ise cinayetin nasıl itiraf edildiğini anlattı. Süleyman Cihan'ın Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist'in Merkez Komite üyesi olduğu için gözaltına alındığını ve öldürüldüğünü kaydetti. Süleyman Cihan'ın işkencede polise herhangi bir bilgi vermediği için öldürüldüğünü belirten Ertunca, "Biz bunu birkaç duruşma üstüne gittik mahkeme heyetinin, sonunda zannediyorum 3. duruşmada duruşma yargıcı Nuri Murat, savcı Erdoğan Savaşeri'ne dönerek 'Ne oldu bu Süleyman Cihan'a kardeşim söylesenize' diye bir hava ile söyledi. O sırada soruşturma ekibinde bulunan Erdoğan Savaşeri karardı, bozardı, morardı tam bu yüz ifadesiyle kalktı, kafası önde sanıklara bizlere bakamıyor. 'Elimizde Süleyman Cihan olduğu zannedilen bir kişi ölü olarak bulunmaktadır. Kendisini kimsesizler mezarlığına gömdük' dedi. 3 duruşma sürdürdüğümüz mücadele sonucunda Cihan'ın öldürüldüğü itirafını duyduk" dedi.
'33 YIL KONUŞTUK ARTIK NE KONUŞACAĞIZ'
33 yıl önce Bingöl'de kaybedilen Hüseyin Morsümbül'ün ailesi de eyleme katıldı. Morsümbül ailesi, "33 yıldır konuştuk artık ne konuşacağız" diyerek konuşmak istemedi. 12 Eylül kayıplarından Nurettin Yedigöl'ün ailesi adına Muzaffer Yedigöl katıldı. O da, "Bugüne kadar konuştuk, hiçbir şey olmadı. Onu protesto etmek için bugün ağzımı bantladım, bugün konuşmayacağım, yalnız işaretlerle bir şeyler anlatacağım. Yetkililer bu sefer bizi anlar" dedi.
TÜZEL: DARBECİLERİ LANETLİYORUM
Cumartesi Anneleri'ne destek için bu haftaki eyleme katılan HDK Milletvekili Levent Tüzel ise "33 yıl sonra bir kez daha darbecileri lanetliyoruz. Darbeciler bu ülkeye büyük kötülük yaptılar. Hayrettin Eren'in annesinin söylediği gibi bu güzel insanların, bu güzel ülkemizin evlatlarını canlarından ettiler. Onları unutmayacağız, onları affetmeyeceğiz elbette. Ancak 33 yıl sonra aynı zihniyet, aynı yönetim anlayışı, aynı halka, özgürlüklere, demokrasi istemlerine tahammülsüzlük devam ediyor. Ahmet Atakan 3 gün önce yine polis şiddetiyle öldürüldü. HDK olarak kayıp ailelerinin yanındayız. Bu ülke özgür olana dek, bu ülkede faili meçhuller olmayana dek, bu ülkede bu devlet terörü ve şiddeti son bulana dek bu mücadelede hep beraber olacağız" dedi.
SADECE EVREN VE ŞAHİNKAYA YARGILANMAMALI
Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından bu haftaki basın metnini 12 Eylül mağduru sanatçı Nur Sürer okudu. 12 Eylül darbecileri olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın sadece ifadelerinin alınması ile 12 Eylül ile yüzleşilemeyeceğini ifade eden Sürer, "Bu yargılamanın bizim açımızdan inandırıcılığı olması için 2 generalin değil, 12 Eylül'ün hazırlayıcıları, uygulayıcıları, destekçileri ve koruyucularının tamamı yargı önüne çıkarılmalı" dedi.
Ardından 12 Eylül'de öldürülenlerin hikayeleri okundu. Ardından eylem sona erdi

YORUM YAZIN