Header Ads

Basın ve Düşünce Özgürlüğü Mücadelesinin Sembol İsimlerinden Gazeteci Deniz Teztel Hayatını Kaybetti


Cumhuriyet Gazetesi'nin eski çalışanlarından, basın ve düşünce özgürlüğü mücadelesinin sembol isimlerinden Deniz Teztel hayatını kaybetti.

12 Eylül askeri darbesinden sonra sıkıyönetim mahkemelerinin açtığı çok sayıda siyasi davanın tanığı Cumhuriyet Gazetesi eski çalışanlarından Deniz Teztel (54) bugün yaşamını yitirdi. Teztel, uzun süredir kanser hastalığı nedeniyle tedavi görüyordu. Deniz Teztel, bugün Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınan ikindi namazın ardından Karacaahmet Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verilecek.

Deniz Teztel 1959 yılında İstanbul’da doğdu. İktisadi Ticari İlimler Yüksek Okulu’nu bitirdi. Gazeteciliğe 1980 yılında Türk Haberler Ajansı’nda (THA) muhabir olarak başlayan Teztel, daha sonra Cumhuriyet Gazetesi’nde gazeteciliğini sürdürdü. 12 Eyül Askeri Darbesi’nin ardından başlayan Devrimci-Sol, DİSK, Barış Derneği gibi diğer toplu siyasi davaları gazeteci duyarlığıyla takip etti. Selimiye Kışlası, Metris Baştabya’da kurulan toplu davaları izleyen Teztel, hukuk dışı yargılamaların yakın tanığı olan Teztel, yaşanan baskıları dönemin koşulları elverdiğince okurlara aktardı. Teztel daha sonraki yıllarda tanık olduğu işkenceleri, hukuk dışı uygulamaları yazı ve haberleriyle, röportajlarıyla aktardı. Kaç kişinin gözaltına alındığı, işkence görenlerin sayısı gibi 12 Eylül’ün hak ihlalleri bilançosunun hazırlanmasında büyük katkıda bulundu.

Teztel’in tanıklıkları

Teztel, SkyTürk Televizyonu’nda yayınlanan Öteki Tanık programında, 12 Eylül davalarını şöyle anlatmıştı:

“1980’in Kasım ayında Selimiye Kışlası’na adım attım, sonra 10 yıl kadar da orada kaldım. Herkes ‘suçluydu’, bu nedenle bir sürü davamız oldu. DİSK, TSİP, TİP, Barış Derneği, MLSPB, TKP/ML TİKKO davaları. Duruşmalarda işkenceyle ilgili anlatımları çok dinledim. Yargıç bunları dikkate bile almıyordu. 1243 sanıklı Devrimci Sol (Dev-Sol) davası, 24 Temmuz 1981’de başladı. İlk duruşmada altı sanık vardı. Sonra bu sayı arttı.”

“Gizli örgüt kuryeliği” ile suçlandı

Deniz Teztel’in siyasi duruşu ve tanıklıklarını kamuoyuyla paylaşan gazeteciliğinin karşılığı “gizli örgüt kuryeliği” suçlamasıyla cezaevine konulmak oldu. Teztel, eski Güneş Gazetesi İnsan Hakları Şefi olarak gazetecilik mesleğini yürütürken 14 Haziran 1991 tarihinde Devrimci Sol örgütü üyelerinin dışarıyla haberleşmesini sağladığı iddiasıyla gözaltına alındı. Teztel 13 günlük gözaltının ardından 28 Haziran 1991 tarihinde TCK 168/2 maddesine göre “gizli örgüt kuryeliği” iddiasıyla tutuklanarak Eskişehir Özel Tip Cezaevi’ne konuldu. Yoğun işkencenin uygulandığı Eskişehir Cezaevi’nin kapatılması istemiyle yapılan açlık grevi eylemine katıldı. Deniz Teztel’in tutuklanması, dünya çapında gazeteci meslek örgütleri, Uluslararası Af Örgütü tarafından tepkiyle karşılanmış ve yakından izlenmişti. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 17 Ocak 1992’de hakim karşısına çıkan Teztel tahliye edildi.

Tahliyesinin ardından Cumhuriyet Gazetesi'ne dönen Teztel, Haber Merkezi’nde mesleğini sürdürdü. Kanser hastalığı nedeniyle uzun süre tedavi gören Teztel daha sonra Cumhuriyet Gazetesi'nden ayrılarak tedavisini sürdürdü. TGC’nin yayın organı Bizim Gazete ve bazı yayın kuruluşlarında da bir süre çalışan Teztel, hastalığının yinelnemsi üzerine tedavisine devam etti. Teztel, 12 Eylül darbe dönemine ilişkin kitap ve derleme çalışmalarını sürdürdü bu konuda haszırlanan belgesellere dönemin tanığı olarak katıldı.

IPI Direktörü

Teztel’in 1991’de tutuklu bulunduğu sırada Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Direktörü Peter Galliner, dönemin Başbakan Süleyman Demirel’e 18 Aralık 1991 tarihinde bir mektup yazarak, “Öğrendiğimize göre polis, Teztel’in insan hakları ve işkence konusunda yazılar yazmaktan vazgeçmesi durumunda koşullu olarak serbest bırakılacağını bildirdi. Teztel Dev-Sol örgütü üyeleri arasında bağlantı kurmakla suçlanıyor. Teztel, 1980'den bu yana çeşitli haber ajansları ve gazetelerde yazmıştır. O dönemdeki bütün siyasi davaları izlemiş ve bu konuda uzmanlaşmıştır. Gazetecilik mesleği çerçevesinde, cezaevlerindeki durumlarını öğrenmek için tutuklu ve hükümlülere mektuplar yazmış, ancak hiçbir şekilde yasadışı bir örgütün üyeleri arasında bağlantı görevi yapmamıştır. Deniz Teztel'in tutuklanışı ifade ve kamunun bilgilenme özgürlüğüne doğrudan bir saldırıdır” demişti.

TGC'den başsağlığı

"Cemiyetimiz Üyesi, Sürekli Basın Kartı Sahibi, Değerli Arkadaşımız DENİZ TEZTEL
24 Eylül 2013 Salı günü vefat etmiştir. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Teztel’in cenazesi 24 Eylül Salı günü ikindi namazının ardından Karacaahmet Şakirin Camii’nden alınarak Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Deniz Teztel’i sevgi ve saygıyla anarken, ailesine, basın topluluğuna başsağlığı dileriz."

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.