Altın Koza Film Festivali'nde Geri Sayım Başladı
Haftasonu sonuçların açıklanacağı festivalde, Yol Ayrımı/Baba Gene Yap, Köksüz, Yozgat Blues ve Soğuk gösterilen filmler arasında en dikkat çekenleri. Tesadüf müdür bilinmez, ortak tema: “Taşra”.
Bu yıl Altın Koza Ulusal Uzun Metraj Yarışma bölümünde, İstanbul Film Festivali’nde ödül alan filmlerin yanı sıra, ilk kez gösterimi yapılacaklar da yarışıyor. Yarışma filmlerinden bazıları şöyle: “Açılışını Reha Erdem’in Jîn filmiyle yapan 20’inci Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde ikinci film, Emre Yalgın’ın Yol Ayrımı \ Hadi Baba Gene Yap oldu. Ulusal yarışmada yarışan bu iki filmin ortak bir özelliği de var; filmin ana karakterlerinin öldürmekten ve savaştan kaçıyor oluşu.
Uzun metraj film kategorisinde yarışan filmlerden ilki olan Jîn‘de Reha Erdem, 17 yaşında, dağdan kaçan bir gerilla kadını anlatıyor. Erdem, güncel politik, hatta Türkiye’nin en önemli sorunlarından Kürt meselesine kendi “gerçeklik” algısını yitirmeden bir bakış atıyor. Yani başrolünde bir kadının olduğu ama kahramanı olmayan bir masalla... Erdem, savaşın içine girmeden, kıyısındaki doğanın içinden anlatıyor hikâyesini.
TAŞRADA RET VAREmre Yalgın’ın ikinci uzun metraj filmi Yol Ayrımı\Hadi Baba Gene Yap‘ta da benzer bir kaçış hikâyesi var. Özellikle son zamanlarda taşra hikâyelerinin yoğunlukta olduğu düşünülürse, bu filmi de o kategoriye sokmak çok da yanlış olmaz. Fakat önemli bir farkla o da; filmde konunun salt taşra sıkıntı olmaması. Film, küçük yaşta silahın bir oyuncak olmadığını bilmeyen bir çocuğun ilerideki hayatını büyük oranda etkileyecek bir şekilde silahla tanışmış olması hattında ilerliyor. Film ağırlıklı “erkek” taşrası yapısına da zıt bir önerme getiriyor. Zira filmin kahramanı inatla silahtan kaçıyor hatta askere gitmeyeceğini açıkladıktan sonra da babasıyla düştükleri yolda, “geçmiş” ve “silah” üzerine bir hesaplaşmaya giriyor. Fakat taşra sıkıntısı soslu bu toplumsal mesele, özellikle ilk yarıda gizem ve sessizliğe boğduğu karakterlerle derdini anlatamayıp, belli bir evreden sonra “sessizliğin” yırtıldığı hesaplaşma alanına dönüşünce dengeyi yitiriyor. Dahası fazlaca “taşra” klişesi kullanması da bu dengeyi yitirmesinde önemli bir etken oluyor...
İSTANBUL’DAN YOZGAT’A...İlk kez bu yıl İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ve Ercan Kesal’a En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandıran Yozgat Blues da yarışma filmleri arasında. Yönetmenliğini Mahmut Fazıl Coşkun’un yaptığı film, uzun yıllar İstanbul’da sahne alan bir şarkıcının, gelen teklif üzerine çalıştığı genç solistle Yozgat’a yolculuğunu anlatıyor. Bu yolculuk her ikisi için de içlerine ve geçmişlerine doğru bir yolculuğun kapılarını açıyor. Senenin iddialı filmlerinden olarak da gösterilen film yine bir taşra bakışı hâkimiyetinde...
Yine bu yıl İstanbul Film Festivali’nde gösterilen Uğur Yücel’in yönetmenliğini yaptığı Soğuk da yarışmanın taşra kanadından. Soğuk, Kars’ta sınıra yakın bir bölgede geçen bir hikâye. Üç Rus kızkardeş ve bunlarla ilintili iki kardeşin etrafında örülü hikâye, erkek dilinin hâkim olduğu bir kadın hikâyesi. Kars’ta kadın olmanın sonuçlarını farklı kültürde iki kadın üzerinden anlatıyor film.
AİLE OLMA ÇABASIBu yılki 32. İstanbul Film Festivali’nde ulusal yarışma kategorisinde “Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü” alan Deniz Akçay’ın filmi Köksüz de yarışmadaki filmlerden biri. Köksüz, babalarını kaybeden bir ailenin yeniden bağlarını güçlendirmek ve aile olma çabası üzerine bir film. En büyük kızını kocasının yerine koyan Nurcan, kızıyla çekişmeye başlıyor. Bir kaybın ardına gizli bu çekişme, kadının “başında erkek olmaksızın kalması”nı, toplumsal ve kültürel kodlar içersinde ustalıkla okuyor.
YARIM KALAN SADECE MUCİZE Mİ?Ulusal yarışmadaki son filmse Biket İlhan’ın yönetmenliğini yaptığı Yarım Kalan Mucize. İkinci Dünya Savaşı arifesinde taşrada okumaya çalışan ve bu vesileyle Köy Enstitüsüne giden Nahide’nin öyküsü anlatılıyor. Film, Köy Enstitülerinin kapatılmasına odaklanarak, “taşrada var bir sıkıntı”dan ziyade “köylü milletin efendisidir” önermesinde. Ama bu önerme, zayıf dramatik karakterler ve kurgu ile slogandan öteye gidemiyor. Haliyle yarım kalan sadece mucize olmuyor... Bu filmlerin yanı sıra özellikle merakla beklenen Atıl İnanç’ın Daire filmi de bugün yapılacak gösterimle seyirci karşısına çıkacak.
(Suzan Demir/Taraf)

YORUM YAZIN