CHP'li Melda Onur Yedikule Bostanları'ndaki Kültürel ve Çevresel Yıkımı 4 Bakana Sordu
CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Tarihi Yedikule Bostanları’nda yaşanan kültürel ve çevresel yıkım ile ilgili dört bakana soru önergesi verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması talebiyle verilen önergelerde 2011 yılında Belediye Meclisi tarafından kabul edilen İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı çerçevesi de göz önünde bulundurularak Tarihi Yedikule Bostanları’nın kamusal sorumluluğu soruldu.
Soru önergelerinin metni şu şekilde:
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a;
Dünya Miras Komitesi’nce 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilen İstanbul’un Tarihi Alanları’nı kapsayan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nın ardından, Tarihi Yarımada Yönetim Planı da İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2011 Aralık ayı toplantısında oybirliği ile kabul edilmiştir.
İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı, yerel yönetimler, yetkili kamu kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları arasında eşgüdümü sağlayacak bir araç olarak belirtilmiş, 5 yıllık bir zaman dilimi içinde planda tanımlanan projelerin hayata geçirilmesi hedeflenmiştir. Bu projelerde stratejik ve aktif paydaş olarak uygulamadan sorumlu kurum ve kuruluşlar arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bulunmaktadır.
İstanbul Kara Surları, Dünya Miras Alanı ile ilgili Planda 1. Derece Koruma Bölgesi içinde değerlendirilmiş olup, İstanbul Kara Surları Bölgesi için alınan kararların bir bölümü ise aşağıdaki şekildedir:
“İstanbul Kara Surları su hendeklerinde kısmi arkeolojik araştırma kazısı yapılabilir. Su hendeklerinde peyzaj düzenlemesi yapılarak surlar ile bir bütün olarak korunacaktır. Sura bitişik alanlardaki 1875 tarihli haritada yer alan günümüze kadar mevcudiyetini devam ettiren bostan alanları korunacaktır.”
Haliç, Marmara ve İstanbul Kara Surları’nın kültürel amaçlı kullanılması esastır. Sur duvarları, burçları, kapıları, su hendekleri, ilgili Koruma Kurulu’nun uygun kararı alınarak, kültürel fonksiyonlara kavuşturulacak, çevresindeki yeşil alan, arkeolojik sergileme-park alanları, sergi-seyir terasları, tema parkları gibi fonksiyonlar ile bütünleştirilecektir.
İki yıl önce hazırlanarak imzalanan böylesine bir koruma planı mevcutken, Yedikule Kapı ile Belgrad Kapı Arasında Kara Surları İç Koruma Rekreasyon Projesi kapsamında yürütülen proje, yukarıda belirtilen ‘koruma’ ve ‘bütünleştirme’ kararına tamamen aykırıdır. Bu projenin hayata geçirilmesi halinde, tarihi kentsel tarım alanı olan Yedikule Bostanları’nın büyük bir bölümü, Fatih Belediyesi ve İBB tarafından yapılacak 70 bin metrekarelik park projesi kapsamında yok edilecektir. Hali hazırda yukarıda anılan karara aykırı bir şekilde başlatılan yıkım çalışmalarıyla bostan alanlarının büyük bir kısmı üzerine moloz ve niteliksiz toprak yığılarak ürün veremeyecek hale getirilmiştir.
Bu bağlamda;
1-) İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı çerçevesinde 05.07.2013 tarihinde iş makinalarının bostanlara girmesiyle başlayan bu tarihsel ve kültürel yıkıma karşın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nasıl bir tutum takınacaktır?
2-) Tarihi Yarımada Yönetim Planı’nda da öngörüldüğü gibi, bostan topraklarını koruyacak yeni bir proje geliştirmek üzere, Bakanlığınız Fatih Belediyesi ve İBB ile konuyu değerlendirerek söz konusu park projesi ile ilgili bir revizyon talebinde bulunacak mıdır?
3-) Tarihsel ve kültürel dokuyu koruyarak ve bütünleştirerek yenileme yapma konusunda, Bakanlığınızın Fatih Belediyesi ve İBB tarafından yürütülen rekreasyon projesine önerileri nelerdir? Bakanlık, anılan park projesinin 2011 tarihli Tarihi Yarımada Yönetim Planı’na uygunluğu konusunda bir inceleme başlatacak mıdır?
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e;
2006 yılında kurulan İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi Başkanlığı bünyesinde, İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı 2011 yılında kabul edilmiştir. Önsözü, selefiniz olan bir önceki Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından yazılan, UNESCO Dünya Mirası Komitesince kabul edilen bu planda, Alanın Tarihsel Gelişim Süreci başlığı altında İstanbul’da önceki yönetimlere atıfta bulunulmuş ve 33. Sayfada şu ifadelere yer verilmiştir:
“İstanbul ve tarih için hiçbiri duyarlılık taşımayan, Suriçi tarihinden habersiz, hatta tarihi eserleri bilinçli olarak yok etmeyi amaçlayan bir koruma bilincine sahip olmayan yöneticiler, sahip çıkılmayan Suriçi’nin eski yollarını, yeşil bahçeli dokusunu, bostanları inşaata açmıştır.” (İBB, 2003)
Ancak İstanbul Fatih ilçesinde yaşanan son gelişmeler, koruma bilincine sahip olmayan yöneticilerin hala var olduğunu ne yazık ki bizlere ispatlamaktadır.
Planda 1. ve 2. Derecede Koruma Alanı içine alınan bostanların ve bu bostanların bir parçası olan tarihi yapıların, sulama sistemlerinin korunması ile ilgili olarak aşağıdaki prensipler konmuştur:
- İstanbul Kara Surları su hendeklerinde kısmi arkeolojik araştırma kazısı yapılabilir. Su hendeklerinde peyzaj düzenlemesi yapılarak surlar ile bir bütün olarak korunacaktır. Sura bitişik alanlardaki 1875 tarihli haritada yer alan günümüze kadar mevcudiyetini devam ettiren bostan alanları korunacaktır.
- Haliç, Marmara ve İstanbul Kara Surları’nın kültürel amaçlı kullanılması esastır. Sur duvarları, burçları, kapıları, su hendekleri, ilgili Koruma Kurulu’nun uygun kararı alınarak, kültürel fonksiyonlara kavuşturulacak, çevresindeki yeşil alan, arkeolojik sergileme-park alanları, sergi-seyir terasları, tema parkları gibi fonksiyonlar ile bütünleştirilecektir.
2011 yılında karara bağlanan bu plan bir kenara bırakılarak, Fatih Belediyesi ve İBB tarafından “Yedikule Kapı ile Belgrad Kapı Arasında Kara Surları İç Koruma Rekreasyon Projesi” hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Bu proje kapsamında 5.07.2013 günü, Yedikule Bostanlarına iş makinalarıyla girilerek bu tarım topraklarının üzerine moloz dökülmüştür.
Tarih ve kültürü hiçe sayan bu uygulamaya karşı dayanışmak amacıyla tarihçiler, tarım uzmanları, akademisyenler ve gönüllüler Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi oluşturmuşlar ve yerel ve merkezi yönetimlerle iletişim kurmaya çalışmışlardır. Buna rağmen hukuksuz uygulama devam ettirilmiş, üstüne üstlük bu kişiler takip ve tehdit edilmiş, tartaklanmışlardır.
Bu bağlamda;
1-) “Yedikule Kapı ile Belgrad Kapı Arasında Kara Surları İç Koruma Rekreasyon Projesi” uygulayıcıları olan Fatih Belediyesi ve İBB, İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı’nın kararlarına aykırı bu uygulamalar öncesi Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak bir çalışma yürütmüş müdür?
2) Söz konusu rekreasyon projesinin uygulamasındaki yıkım, kazı, molozla dolgu vb. hafriyat işlemeleri sırasında hazır bulunması için tarafınızdan İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden bir uzman görevli istenmiş midir? Ya da Fatih Belediyesi ve İBB’nin bir arkeolog gözetimi talebi olmuş mudur?
3) 5 Temmuz 2013 tarihinden itibaren Suriçi’nde, arkeolog gözetimi olmaksızın ve iş makinalarıyla gerçekleştirilen tahribat çalışması, Bakanlığınız bilgisi dahilinde midir? Öyle ise bu uygulama hangi gerekçeye dayandırılmaktadır? Değil ise sorumlular hakkında yasal işlem yapılmış mıdır? Yapılacak mıdır?
4) Tarihi Yarımada içerisinde ve koruma alanında arkeolog refakati olmadan, iş makinalarıyla çalışma yapılması Bakanlığınız tarafından ne şekilde değerlendirilmektedir?
5) Yedikule Rekreasyon Projesi dahilinde yüklenici firma tarafından Bakanlığınıza Çevre Etki Değerlendirme, Sosyokültürel Etki Değerlendirme Raporları sunulmuş mudur? Bakanlığınız tarafından bu raporlar değerlendirilmiş midir? Bostanların korunması konusunda Bakanlığınızca bir görüş doğmuş mudur? Bostanların korunması konusunda herhangi bir çekince belirtilmedi ise neden belirtilmemiştir?
6) İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı’nda aynı zamanda şu ifadeler göze çarpmaktadır:
“Anayasada doğal ve kültürel mirasın koruma sorumluluğu devlete verilmiştir. Ancak, toplumsal duyarlılık ve bilincin yeterince olgunlaşamadığı toplumlarda, tarihi-kültürel mirasın korunması güçlü bir kamu yönetimi gerektirmektedir.”
Buna göre; kamu yönetiminin koruyamadığı tarihi Yedikule bostanlarını korumak için kurulan Yedikule Bostanları Koruma Girişimi ile ortak bir çalışma başlatmayı düşünüyor musunuz? Kültürü ve tarihi kamu yararına savunan arkeologlar ve sivil dayanışma üyelerine Bakanlığınız ne gibi bir destekte bulunacaktır? Girişimin gönüllülerine yapılan saldırı karşısında Bakanlığınız bir kınama yayınlayacak mıdır? Tarihi ve kültürü korumaya çalışan vatandaşların güvencesi nasıl sağlanacaktır?
Yedikule rekreasyon projesi
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e;
İstanbul Fatih ilçesinde, İBB ve Fatih Belediyesinin rekreasyon projesi kapsamında Yedikule Suriçi alanda yer alan 60 dönüm ekilebilir bostan arazisinin 30 dönümü yok edilmiş durumdadır ve çalışmalar sırasında verimli topraklar molozlarla kaplanmıştır. Geri kalan dönümler ise suni bir rekrasyon alanı şeklinde planlanmaktadır. Bu çalışma 2011 yılında UNESCO, İBB ve ilgili bakanlıklarca da kabul edilerek karara bağlanan İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı’na aykırıdır.
Öte yandan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2013-2017 Stratejik Planı kamuoyuna sunulmuştur. Bu planda ortak paydaşlarla birlikte çalışmanın önemi temel değerlerde vurgulanmaktadır. Ancak Yedikule’de bostancılar, işgaliyelerini ödemelerine rağmen, bostanların imar alanına ve ranta açılması için tarım alanlarından kovulmak suretiyle mağdur edilmektedir.
Bakanlığınızın Stratejik Planında; “Ülkeler iklim, ürün çeşitliliği, genetik zenginlik gibi sahip oldukları avantajlarını ekonomik ve milli değer haline getirme çabasındadır” ifadelerine yer verilmiştir. Yedikule Bostanlarında ün salmış olan Yedikule Marulu da bu özelliklere sahip bir üründür. 12 Temmuz 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 5553 Sayılı Tohumculuk Kanununa Tabi Tohumluk Çeşitleri Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2007/33) içeriğinde de görüleceği üzere, Yedikule Marulu, Familyası Compositae olarak ve Lactuca sativa L. Var. Longifolia Lam. Latince adıyla tescillidir.
Yedikule Rekreasyon Uygulama Projesi ile ilgili olarak British Columbia Üniversitesi Antropoloji Yüksek Lisans Öğrencisi Eda Çakmakcı ve Harvard Üniversitesi Tarih Doktora Öğrencisi Aleksandar Sopov tarafından 17 Temmuz 2013 tarihinde hazırlanan Sosyal Etki Değerlendirme Raporu’nda Yedikule Bostanlarının üretim kapasiteleri ile ilgili şu bilgilere yer verilmektedir:
“… Her bir bostan 1- 2 aileyi geçindiriyor. Sur içi bostanlardan toplam 100′e yakın insan, sur hendeğindeki bostanlardan ise 200′e yakın insan istihdam sağlamaktadır. Sur içi bostan arazisinden senelik yaklaşık 10 ton, sur hendeğindeki araziden ise yaklaşık 30 ton sebze (semizotu, marul, dereotu, pazı, lahana, maydanoz, domates, biber, tere, kuzukulağı, karnabahar, patlıcan, mısır, karalahana, pazı) mahsulü üretilmektedir. Arazideki 100 meyve ağacından senelik yaklaşık 4 ton meyve (incir, dut, nar) üretilmektedir. Bostancılar bu ürünlerin çoğunu semt pazarlarında (Kocamustafapaşa, Fatih, Zeytinburnu, Esenler) satılmak üzere pazarcılara, fazla mahsulü ise Kumkapı’daki sebze haline satmaktadırlar. Bostanlar aynı zamanda Yedikule halkının düzenli günlük taze sebze meyve ihtiyacını karşılamaktadır.”
Toplam 60 dönüm olan bu tarım topraklarının 5 Temmuz – 17 Temmuz 2013 tarihleri arasında 27 dönümü üzerine moloz dökülerek yok edilmeye başlanmıştır.
Bu bağlamda;
1- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak verimli tarım topraklarının tarım dışı kullanımına karşı, kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve dikkatinin çekilmesi amacıyla televizyon kanallarında kamu spotları yayımlamaktasınız. Bu yayınlarda ‘tarım alanlarını koruyalım’ şeklinde bir mesaj vermektesiniz. Buna göre, Yedikule Bostanlarının tarihi tarım alanının tarım dışı kullanılmasına karşı Fatih Belediyesi ve İBB nezdinde bir girişimde bulunacak mısınız?
2- Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak bir değerlendirmeniz olacak mıdır?
3- Bakanlığınızın paydaş odaklı çalışma prensibine göre; mağdur edilen bostancıların teminatı ne olacaktır? Yaşamını tarımdan kazanan insanların yaşam haklarının korunması yönünde Bakanlığınızın güvencesi ne olacaktır? Üzerine moloz dökülerek işlevsiz hale getirilen Yedikule Bostanlarında ne tür ürün çeşitliliği ve genetik zenginlik olduğu Bakanlığınız tarafından araştırılmış mıdır/araştırılacak mıdır?
4- Tescilli ‘Yedikule marulu’, yetiştiği topraklarda Bakanlığınız tarafından korumaya alınacak mıdır?
5- Tohumunun ve yetiştiği alanın yok edilmesi konusunda bir inceleme ve araştırma yapılacak mıdır?
6- Bakanlığınızın tarihi tarım alanları, kentsel ekoloji ve ziraat teknolojisi ile ilgili bir çalışması var mıdır?
Yedikule Bostan Okulu
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya;
UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından kabul edilen, İstanbul’un tarihi alanları ve kültürel mirasına evrensel manada sahip çıkılmasını, daha iyi yönetilmesini amaçlayan İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı 2011 yılında İBB Meclisinde karara bağlanmıştır. Bu plana göre bütün Bakanlıkların üstüne düşen sorumluluklar mevcuttur.
Plan’da yer alan ifadelerde eğitimle ilgili şu ifadeler dikkat çekmektedir:
“Tarihi ve kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için, okul ortamlarında gerçekleştirilecek eğitim faaliyetleri ve duyarlılık oluşturma çalışmaları da özel önem taşımaktadır. Bu bağlamda, STK’ların işbirliği ile çeşitli uygulama ve eğitim faaliyetleri yürütülmesi öngörülmektedir. Bu çalışmalarda, edinilen bilgi, beceri ve tutumun kalıcı davranış değişikliklerine dönüşmesi amaçlanmaktadır.
Eğitimde vurgulanacak ana temalar arasında “mahalle/mahallelik, kenti tanıma/kentlilik bilinci, kültürel mirası tanıma / koruma / kültür bilinci, müze / müzecilik, çok kültürlülük” sayılabilir.”
Bu bağlamda;
1-) Okullara seçmeli olarak çevre dersinin konulması yönündeki bilgiler ışığında, Yedikule Suriçi’ndeki dünyanın günümüze kadar ulaşabilmiş birkaç kentsel tarım alanlarından biri olarak gösterilen bostanları çevre dersinde değerlendirmeyi düşünür müsünüz?
2-) Kültürel Mirasa Yönelik Kamu Bilincinin Artırılması programı kapsamında çevre dersinde kent tarımını ve İstanbul Bostanlarını işlemek konusunda belediyelerle birlikte ortak çalışmanız var mı?
3-) Yukarıda anılan plana aykırı olarak 5 Temmuz 2013 tarihinden itibaren söz konusu alanda bir çalışma yürütülmektedir. Fatih Belediyesi ve İBB ortak çalışmasıyla bostanlar yok edilerek yerine bir rekreasyon alanı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu ekolojik tarım alanını koruma amacıyla kurulan Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi, kent tarımı farkındalığını artırmak amacıyla bu alanda bir Bostan Okulu oluşturmuştur. Ekolojik tarım konusunda gelecek nesilleri bilgilendirmek için kurulan Yedikule Bostan Okulunu yukarıda tanımlanan eğitim vizyonu doğrultusunda desteklemeyi düşünüyor musunuz?
4-) Fatih Belediyesi ve İBB’nin projesi ile yok olacak olan son kent bostanlarının kurtarılarak kültürel ve çevre eğitim müfredatına kazandırılması için bir projeniz var mı?
5-) Sivil dayanışma örgütleri ile birlikte deneyimlenen kentsel tarım faaliyetleri için bir ortak çalışma alanı oluşturma konusunda düşünceleriniz nelerdir?
YORUM YAZIN