Tahrir Darbe Değil Demokrasi İstiyor: "Mursi'ye de Ordu'ya da Hayır!"
Mısır devriminin simgesi Tahrir Meydanı, panayır alanını andırıyor. Meydanı dolduran her yaştan Mısırlı, ordunun muhtıralarına karşı çıkıyor, Mursi’nin halkın isteği doğrultusunda istifa edeceğine inanıyor.
Mısır’ın başkenti Kahire’de, artık adı ‘devrim’ ile özdeşleşmiş Tahrir Meydanı, panayır yerinden farksız. Mısırlılar, çoluk çocuk genç yaşlı demeden meydana çıkmış.
Çokça telaffuz edilen ortak kelime, ‘özgürlük’.
Uluslararası kamuoyundaki genel havanın ve ordunun açıklamalarının aksine, protestocular, “darbe değil demokrasi” istiyor. Darbe kelimesini daha duyunca ‘irkilen’ muhalif kesim, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin istifa edeceğinden ise oldukça emin. Gerekçeleri de net: “Çünkü halk öyle istiyor!”
Arap baharının en yakıcı biçimde yaşandığı ve Hüsnü Mübarek’in devrildiği Mısır’da, seçimden sadece 1 sene sonra Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görevini bırakması için yapılan gösteriler, ordunun gerilime dihil olması ile farklı bir boyuta taşındı.
Milliyet'ten Burcu Karakaş, Mısır’ın kalbi Tahrir Meydanı’ndaki gösterileri yerinde izledi, protestocularla konuştu.
Yollar barikatlarla kapalı
Tahrir için çıktığımız yolda birkaç kez yönümüzü değiştirmek zorunda kalıyoruz. Bazı gidiş yolları trafiğe kapatılmış. Müslüman Kardeşler’in muhaliflerin sokak protestolarına karşı, Mursi’ye destek vermek için geçtiğimiz cuma günü önünde toplandığı Rabia-tül Adeviyye Camii’nin bulunduğu yola barikatlar kurulmuş. Caminin önünde fosforlu sarı yelekli onlarca ‘gönüllü’ güvenlik görevlisi nöbet tutuyor.
Az ileride bulunan Cumhurbaşkanlığı konutu yolu ise muhalifler tarafından barikatlarla çevrilmiş. Barikatların ardında Mursi karşıtlarının sabahladığı çadırlar var. Duvarlarda sprey boya ile yazılmış “Go out” ifadeleri. Askerler, konut etrafında görevlerinin başında ancak çadırlara ve içinde oturan insanlara karışan yok.
Nihayet vardığımız Tahrir Meydanı, festival alanı gibi. Bayraklar, düdükler, sulu boyalar, yiyecek-içecek stantları. Yüzleri boyalı minikler, ellerinde bayraklar bir o yana bir bu yana koşuşturuyor. Erkek arkadaşları ile kol kola vermiş genç kızlar, gezmeye gelmiş gibi meydanı baştan sona dolanıyor. Göze en çok ABD karşıtı pankartlar çarpıyor. Bu pankartlarda, ABD ve Başkanı Barack Obama, ‘diktatör’ Mursi’ye, dolayısıyla ‘faşizm’e destek vermekle suçlanıyor. Meydanın çevresinde, üzerinde Obama’nın fotoğraflarının bulunduğu, “Obama terörizmi destekliyor” pankartları var. “Amerikalı mısınız” sorularına verdiğim yanıt, gergin yüz ifadelerinin yumuşatıyor.
Tahrir’de her yaştan sokağa dökülen muhalifler, hep bir ağızdan aynı şeyi dile getiriyor: “Sözler tutulmadı”. Müslüman Kardeşler’in bir siyasi programı olmadığından yakınan Mursi karşıtları, istifanın ‘şart’ olduğunu tekrarlıyor. İktidarın halkı değil, yalnızca Müslüman Kardeşler’in çıkarlarını düşünerek hareket ettiği sıklıkla dile getirilen bir durum.
Koca meydanda, iki senelik çiçeği burnunda devrimin yeşerttiği umutların yerini hayalkırıklığının aldığı her adımda hissediliyor. Boyunlarında İngilizce ve Arapça “Git” yazılı kırmızı kart taşıyanlar, söz konusu hayalkırıklığını öfkeye dönüştürmüş olanlar.
Tahrir’deki kalabalık, iktidarda bir senesini dolduran Mursi ve onu destekleyen Müslüman Kardeşler’in kendi çıkarlarını gözetmelerinden yakınıyor. Yapısal sorunlar olan, ülke çapındaki güvenlik zafiyeti ile işsizlik ve enflasyon gibi ekonomik sıkıntılar ise insanları canından bezdirmiş.
Turizmci Adil bey, Mursi’ye oy vermiş ancak şimdi pişman. Esasen Müslüman Kardeşler’in ‘radikal’, muhaliflerin ise ‘ılımlı’ olduğunu savunuyor.
Ümmü Osman (46), kızı Semiye ile bir ağacın gölgesine çökmüş. “Zulme karşı durmak için geldim” derken gözleri parıldıyor. Kızı konuşmak istemiyor ancak kendisi epey ‘dolu’: “İktidara geldiklerinden beri ne yaptılar? Hiç! Yalnız kendi çıkarları için çalıştılar. Bize bir şey yok!” Ümmü hanıma gençler de destek veriyor. Nur ile Nuran, 16 yaşında iki gencecik kız. Nur, “ülkesini müdafaa etmek için” geldiğini söylerken, Nuran söze giriyor. Genç kız, ‘özgürlük’ istediklerini üstüne basa basa belirttikten sonra, sesini yükselterek anlatıyor: “Devletin, iktidarın her kademesinde Müslüman Kardeşler var. İstemiyoruz onları, gitsinler.”
‘Kimse tehdit edemez’
Mahmud bey, gazeteci olduğumuzu anlayınca yanımıza yaklaşarak, “Bütün dünya duysun” dedikten sonra, öfkeli ama kararlı bir ifadeyle anlatıyor: “Kimse bizi tehdit edemez. Mısır, bağımsız bir ülkedir. Mısır halkı hata etmez. Mursi gidene kadar buradayız.”
Demokrasi istiyoruz
Kadınlar en önde
Meydanın bir kenarına, derme çatma bir platform kurulmuş. Henüz bıyıkları bile terlememiş genç bir oğlan, elinde mikrofon, alandakileri ‘coşturuyor’. Meydanın yarısından fazlasını dolduran kadınlar, en önde saf tutmuş. Arap Baharı’nda bu meydanda tarihi yazan kadınlar, Tahrir’in yine en dinamik kesimini oluşturuyor. En az gençler kadar, yaşı geçkin kadınlar da sloganlar atıyor. Bir ara ezan okunmaya başlayınca, ellerdeki bayraklar seccade işlevi görmek üzere yere seriliyor. Namazın hemen ardından ayağa fırlayan kadınlar, sloganlar eşliğinde nefesleri tükenircesine Mursi’nin istifasını istiyor.
Meydanın bir kenarına, derme çatma bir platform kurulmuş. Henüz bıyıkları bile terlememiş genç bir oğlan, elinde mikrofon, alandakileri ‘coşturuyor’. Meydanın yarısından fazlasını dolduran kadınlar, en önde saf tutmuş. Arap Baharı’nda bu meydanda tarihi yazan kadınlar, Tahrir’in yine en dinamik kesimini oluşturuyor. En az gençler kadar, yaşı geçkin kadınlar da sloganlar atıyor. Bir ara ezan okunmaya başlayınca, ellerdeki bayraklar seccade işlevi görmek üzere yere seriliyor. Namazın hemen ardından ayağa fırlayan kadınlar, sloganlar eşliğinde nefesleri tükenircesine Mursi’nin istifasını istiyor.
Mahmud bey, gazeteci olduğumuzu anlayınca yanımıza yaklaşarak, “Bütün dünya duysun” dedikten sonra, öfkeli ama kararlı bir ifadeyle anlatıyor: “Kimse bizi tehdit edemez. Mısır, bağımsız bir ülkedir. Mısır halkı hata etmez. Mursi gidene kadar buradayız.”
Demokrasi istiyoruz
Peki Cumhurbaşkanı Mursi, istifa eder mi? İstifa etmediği takdirde, halkın taleplerinin karşılanması için iktidara ve muhaliflere 48 saat süre veren ordu, duruma müdahale eder mi? Mahmud bey, bu konuda da net. Darbe kelimesini duyan meydandaki herkes gibi o da önce bir irkiliyor. O anlatırken, yanındaki kalabalık, sözlerini alkışlarla destekliyor:
“Darbe değil, demokrasi istiyoruz. Burada polis-asker-halk birdir. Taleplerimiz yerine getirilsin. Mursi
gidecek, çünkü halk öyle istiyor!”
Mısır ordusu siyasi liderlere krizi çözmeleri için 48 saat verirken ana muhalefet koalisyonu askeri darbeye karşı olduklarını duyurdu. Muhalefet partilerini barındıran Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin yayınladığı açıklamada “Askeri darbeyi desteklemiyoruz. Kuruluşumuzdan beri siyasi İslam da dahil olmak üzere tüm siyasi trendlerin katılımına izin veren sivil, modern ve demokratik bir ülkenin inşa edilmesi hedefine bağlı kaldık.
Ordunun siyasete karışmak ya da siyasi rol üstlenmek istemediğine güveniyoruz” denildi. Açıklamada Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin istifasını talep etmenin demokrasiye aykırı olmadığı, aksine 2011 devriminin geri getirilmesi anlamını taşıdığı belirtildi. Mursi döneminde devrim sırasında dile getirilen taleplerin hiçbirinin karşılanmadığı belirtildi.
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün/Milliyet
YORUM YAZIN