Cumartesi Anneleri'nin 434. Buluşması: "AKP Hükümeti Tarihe Kaybetme Politikalarının Devamcısı Olarak Geçecek"
Cumartesi Anneleri, 434. kez gerçekleştirdikleri oturma eyleminde 21 yıl önce, gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay'ın dosyasını açıkladı.
İstanbul'da yaşayan 29 yaşındaki Ali Ekber Atmaca 28 Mayıs 1992'de gözaltında tutulduğu Artvin İl Jandarma Komutanlığı'nda işkence sonucu öldürüldü. Üzerinden aynı mahallede oturduğu, 32 yaşındaki 4 çocuk babası Hasan Gülünay'ın kimliği çıkmıştı.
Bu nedenle polis kayıtlarına geçen Hasan Gülünay, uzun süre sivil polisler tarafından takip edildi. 20 Temmuz 1992'de Tarabya'daki evinden işyerine gitmek üzere evinden çıktı ancak bir daha geri dönmedi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, aileye, Gülünay'ın gözaltına olmadığını, arandığını söyledi. Gülünay ailesi, aynı zamanda memleketlileri olan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Başkomiseri Hüseyin Kocadağ aracılığıyla "işkence yaraları iyileşince savcıya çıkarılacak" bilgisini aldı ve bunu kamuoyuna duyurdu. Hasan Gülünay'la aynı günlerde sorguda olan bir tanık, yüzünü görmediği bir kişinin işkencede "Ben Hasan Gülünay beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar" diye bağırdığını açıkladı.
Bu açıklamaların ardından Gülünay ailesi ve tanıklık yapan kişi yoğun bir şekilde polis baskısı ve tehdidine maruz kaldı. Bakanlık ve Meclis başta olmak üzere tüm mercilere başvuran aileye devletin yanıtı: "İddialarınız gerçek dışı, başvurularınız ise emniyet teşkilatını karalamaya yönelik"
Soruşturma, savcıların, Hasan Gülünay'ın kaybedildiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne "Hasan Gülünay'ı gözaltına aldınız mı", şube müdürlerininde "gözaltına alınmamıştır" yanıtından ibaret yürüdü. Tanıkların dahi dinlenmediği davada, zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Avukatların, zaman aşımına karşı yaptığı itiraz sinirlenen savcı "Hukuk bu kadar zorlanmaz ki" diye tepki gösterdi.
Cumartesi Anneleri, insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmayacağını belirterek, adalet taleplerini yineledi.
'BABAMIZIN HESABINI SORACAĞIZ'
Hasan Gülünay'ın kızı Deniz Gülünay, babasının gözaltına alındığından iki gün sonra gelen telefonla haberdar olduklarını söyledi. Ancak 55 gün sonra babasının gözaltında olduğunun kabul edildiğini belirten Gülünay, "Babam sır verip ser vermediği için öldürüldü, biliyoruz. 21 yıldır onu bulmak için buradayız. Hukukun olmadığı bir ülkede, davanın zaman aşımına uğratılması bizim için bir anlam ifade etmiyor" dedi.
Sık sık boğazı düğümlendiği için konuşmakta zorlanan Deniz Gülünay, şunları söyleyebildi: "Bizden alınan bedeni, babamızın kemiklerini bulsak da hesabımız bitmeyecek. O zaman küçüktük, artık büyüdük. Babamızın hesabını soracağız."
'ASLA HELALLEŞMEYECEĞİZ'
Hasan Gülünay'ın kayınbiraderi Zeki Eğil, "Hasan tüm devrimciler gibi çok güzel bir insandı. Haksızlıklara karşı çıktığı, mücadele ettiği için faşist diktatörlük onu aldı bizden" diye konuştu.
Gezi direnişi sırasında yaşanan devlet şiddetini hatırlatan Eğil, faşizmin sürdüğünü söyledi ve ekledi: "Biz de mücadele ediyoruz. Asla helalleşmeyeceğiz. Olmayan kanunu olur yapacağız, adaleti biz kuracağız."
'SADECE BİR GÜN KENDİNİZİ BENİM YERİME KOYUN...'
Gözaltında kaybedilen Hanife Yıldız, oğlu 24 Temmuz'un oğlu Murat Yıldız'ın doğum günü olduğunu hatırlattı, onun için yazdığı mektubu okudu.
Konuşmakta, yazdıklarını okumakta zorlanan Hanife Yıldız, "Acıyla bir birimize yabancı değiliz. Çok acı yaşadım ama hiçbir acı Murat'ımın acısını bastıramadı. 18 yıldır ölüsünü de dirisini de bulamadım. Duyan ama duymamazlıktan gelenlere, gören ama görmemezlikten gelenlere bir kez daha sesleniyorum; sadece bir gün kendinizi benim yerime koyun..."dedi.
Haftanın metnini Yasemin Çelik okudu.
İnsanlığa işlenen suçlarda zaman aşımı olmayacağını belirten Çelik, Hasan Gülünay'ın ölümünden; dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ali Osma Akar, İstanbul Emniyet TMŞ Şube Müdürü Reşat Altay, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Genel Müdürü Yılmaz Ergün, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Başbakan Süleyman Demirel ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın sorumluğu olduğunu söyledi.
Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: "Hasan Gülünay'ın kaybedilmesinden bu kişiler sorumludur. Onlar tarihe Hasan Gülünay'ı kaybedenler, kaybeden iklimi yaratanlar olarak geçecek. 11 yıllık AKP Hükümeti de tarihe kayıplarımızın akıbetini açıklamayarak, faillerini yargılamayarak kaybetme politikalarının devamcısı olarak geçecek."
Açıklamanın ardından Hasan Gülünay'ın çocukları, babaları için "Büyüde baban sana" ezgisini söyledi. Yürekleri hala ilk günkü kadar acıyan Cumartesi Anneleri, Gülünay'ın çocukları, gözyaşlarını tutamadı. (etha)
YORUM YAZIN