Header Ads

Kızılay Ethem Sarısülük Parkı Forumundan Notlar: Kendi Çığlığımızı Duymayı Öğrendik


- İBRAHİM ADIGÜZEL -

Ankara Direniş ve Dayanışma Platformu tarafından Çaldıran Ethem Sarısülük Parkı'nda gerçekleştirilen forum saat 20:00’de tüm dünya ile beraber direniş sırasında kaybettiklerimiz için saygı duruşu ile başladı.

Daha sonra forum moderator Evren Barış’ın konuşması ile devam etti. Evren direniş, dayanışma ve geleceğe vurgu yaptı. Ethem Sarısülük'ün ailesinin geldiğinin duyurusunu yaptı. Kuğulu'dan sessiz yürüyenlerin de buraya geleceğini belirtti. Ayrıca forum karar verirse eğer burada kalınacağını da ekledi. Sözlerini “Bu park direnişin bir parçasıdır, burası Taksim’dir, burası Kızılay'dır, Gezi Parkı'dır” diyerek noktaladı.
Sözü Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük aldı, annelerinin selamını bizlere getirdi. Yarın (21 Haziran) Ethem’in yedisi için Batıkent Cemevi’nde bir yemek vereceklerini bizleri buraya davet ettiğini belirtti. Çok fazla konsantre olamadığı için affımızı isteyen Mustafa Ağabey “Ethem’in hesabı sorulacak, bizleri annemizi yalnız bırakmayın” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bir kadın esnaf direnişe destegini dile getirdi, durmamalıyız devam etmeliyiz esnaf yanınızda dedi.

Öğrenci bir arkadaşımız akademik çalısmalarımızda, tezlerimizde direniş sırasında kaybettiklerimizi anmak için Türkçe, İngilizce, Fransızca vs dillerde metinler hazırladıklarını bizlerle bunları paylaşabileceğini belirtti.

Mahalleli yaşlı bir amca “öncelikle neden sokağa çıkıldı bunu konuşmalıyız, AKP insanları birbirine düşürmüştür, yargı zapturap altına alınmıştır, demokrasi mücadelesi vermeliyiz” dedi.

Bir eğitim emekçisi “yıl 1992 Kızılay meydanında Eğitim-Sen eylemindeyiz, bir duman gördük, daha sonra küçük bir gürültü duyduk, gözümüz yandı biber gazı ile böylece tanışmış olduk. İktidar cam çerçeve hesabı yaptı, 100 trilyon masraf çıkardılar; haklılar camları bizim vergilerimizle takacaklar; Ethem Sarısülük'ün hesabını soracağız biz kazanacağız, biz kazanacağız.” dedi.

Bir anne “Umudun bittiği yerde gençlik kalktı, sizlerle gurur duyuyorum, bunu sahşilestirmemek lazım, birlik olursak kazanırız, iyi ki varsınız iyi ki analar sizin gibi cocuklar doğurmuş, teşekkür ediyorum hepinize” dedi.

Tıbbi mümessil olarak Sincan'da çalışan Gökçen, “ortak payda icin buradayız ama gazete ve televizyonlardan izleyenler dogru göremiyorlar, bu insanlara ulaşabilmek icin daha yumuşak söylemlere, medya yerine interneti kullanmaları icin çağrı yapmalı televizyon size yalan söylüyor demeliyiz, emin olun kararsız insanlar var onları yanımıza çekebiliriz” dedi.

Genç arkadaşımız “bu tür ortamlarda insanlar tutuk olabilir, ön açıcı bir soru ile açmak gerekir; bir harekete geçmişlik tarif edildi, biz bu enerjiyi bu hareketi dağıtmadan bölmeden parçalamadan nereye kanalize edeceğiz, nasıl bir arada tutabilecegiz? bunu tartışalım” dedi

Atilla isimli arkadaşımız “direnişin ilk gününden beri kendimi görevde addediyorum. Kırıkkale gibi gerici bir yerde ADD başkanlığı yapmıs birisyim. Bana soruyorlar ‘niçin gidiyorsun eylemlere’ diye ‘kızım için, kızım bir dikta rejiminde yaşamasın istediğim için katılıyorum eylemlere’ diyorum. Bu olayın ağaç meselesinden çıktığı doğrudur ama toplumun hassas noktalarına dokunulduğunu unutmamalıyız. Korkmayalım herkese bu direnişi neden yaptığımızı olumlu oldugunu onlar icin yaptığımızı anlatmalıyız sizin icin de mücadele ediyoruz diyebilmeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Başından gaz fişeği ile başından yaralanan Dilan’ın arkadaşı bizlere iyi haber getirdi “Dilan ayağa kalktı, yürüdü ve konuşmaya başladı, annesi havalara uçtu, görmeliydiniz bu anı” dedi. Ayrıca “yirmi günlük süreçte çok büyük şaşkınlık yaşadığımızı ve yaşattığımızı bilmeliyiz” diyerek sözlerini noktaladı.

Bir anne “anne ve babalar 80 öncesi çocuklarının bu kadar arkasında değildi; bugün öyle değil anneler ve babalar da burada” diyerek büyük bir alkış aldı.

80 öncesi devrimci mücadeleye katıldığını dile getiren abimiz “bu gençler bize ders verdi teşekkür ediyoruz. Devrimci tembelliği yenmeliyiz, ilk ağırlık vereceğimiz örgütlenmektir” dedi.

Genç bir arkadaşımız “yirmi gündür hiç bir siyasi görüşü olmayan insanlar olarak haklarımızı aradık; halk olmayı öğrendik, kendi çığlığımızı duymayı öğrendik, sokaklarda direnenlere destek veren anne ve babalarımız bize ne kadar güçlü olduğumuzu gösterdi” dedi.

Öğretim görevlisi Cenk “hastaydım ama buraya geldim iyileştim, teşekkürler. Biz halk olmayı öğrendik, uğradığımız zulme karşı beraber direndik. Buradan bir empati çağrısı yapıyorum 90'larda Kürt illerinde neler olduğunu, onların videolarını da izleyerek hissedelim; Ermenileri eşcinselleri de izleyelim görelim ve duyumsayalım onların neler yaşadıklarını, çünkü direniş kardeşleştirir” dedi.

Genç mühendis arkadaşımız “AVM’lere belli markalara boykot çağrıları yapıldı, biz de geçen sene birincisine maruz kaldığımız Ankara alışveriş festivaline karşı alternatif bir dayanışma takas şenliği düzenlemeliyiz” dedi.
Direnişin ilk günlerinden itibaren Beşiktaş’ta Taksim’de mücadele etmiş arkadaşımız “30 yaşımdayım ama 20 gündür yaşıyorum” diyerek büyük bir alkış aldı.

Lise öğrencisi kardeşimiz “yaşıtlarımın akranlarımın kucak dolusu selamlarını sevgilerini getirdim sizlere, ben eşitliğe inanıyorum” dedi.

Feminist direnişçi arkadaşımız “küfürle mücadeleden yorulduk, biz küfür atölyesinde yeni küfürler üreteceğiz merak etmeyin; o orospu, o ibne dedikleriniz barikattaydı sizin yanıbaşınızdaydı” dedi.

Çocuğu cadı avında gözaltında olan bir anne “yarın mahkemeye çıkarılacaklar saat 9:30''da adliye önüne hepinizi bekliyoruz” dedi sloganlar ve alkışlarla destek olunacağı belirtildi.

Taksim’den gelen direnişçi kardeşimiz “devam ettirmeliyiz, meydanları bırakmamalıyız, İstanbul’lu yoldaşlarımız adına sizleri Deniz Gezmiş’in son sözleri ile selamlıyorum ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının haklı mücadelesi” dedi.

Hayvan özgürleşmeden insane özgürleşmeyen diyen direnişçimiz “ötekileştirici dile karşı durmalıyız, heteroseksist dayatmayı kırmalıyız, faşist köpek tarzı söylemlerden uzak durmalıyız” dedi.

25 yaşındaki Öykü “çok rahatsız olduğum bir söylem, bizi hedef alarak öldüren polis ‘bizim polisimiz’ olamaz, doğru bulmuyorum bu söylemi. Kitlenin hareketin bir yere gidebilmesi için geçmisten Fatsa örnegi var, buralardan halk meclisleri kurulabileceğine inanıyorum” dedi.

“Bizi sürekli ötekileştirdiler; çapulcu, Satanist, alkolik dediler; özgürlüklerimizi elimizden aldılar. Kimse bu direnişte karşısındakine öteki gözüyle bakmadı, buna devam edelim ve bu dayanışmayı genişletelim” dedi öğrenci arkdaşımız.

“Güvenpark'ta kitap okuma eylemi yaptık 5-10 kişi ile başladık 200 kişiye kadar ulaştık; sonra duran insanlar ve sonar Ethem’in vurulduğu yerde insanlar nöbet tumaya başladı ve devam ediyor. Örgütlü birisi olarak bizim partiye de ihtiyacımız yok diyorum, hatta partilere çağrımdır dışında durmasınlar, birşeyler dikte etmesinler gelsinler halkın içinde yeralsınlar” dedi kardeşimiz

Genç arkadaşımız “bize marjinaller gözüyle bakanların sadist olmadığını düşünüyorum, üstten bakıcı bir tarzda anlatmak yerine dinlemeli ve konuşmalıyız onlarla, belki onları buraya davet etmeliyiz” dedi.

Bu süreçten sonra ses sisteminde yaşanan arıza ve elektrik temini ile uğraştığımdan not alamadım ama arada doktorlara, sağlıkçılara ve avukatlara selam edildiğini duydum.

Bu arada forumun ihtiyaçları için dolaştırılan bir torba içinde toplam 771 lira toplandı, bu paranın faturaları ile beraber sonraki forumlarda harcanacağı, gerekirse yeni bir ses sistemi alınacağı belirtildi; elektrik temin çalışmalarımız başarıya ulaştığı için gerek kalmayacağını düşünüyorum.

Son olarak Ethem Sarısülük'ün annesinin yedisine çağrısı ile saat 18:30'da Batıkent Metro son duraktan Cemevi'ne yürüyüş yemek verilmesi ve forumun Cumartesi (22 Haziran) saat 20’de tekrar Çaldıran Ethem Sarısülük parkında toplanması konusunda oy birliği ile karar alındı.

İbrahim Adıgüzel

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.