Header Ads

32. İstanbul Film Festivali'nde Dün, Bugün, Yarın..


Festivalde Dün
Oscar adayı sinemacı, senarist ve müzisyen Mike Figgis festival kapsamında iki film ve bir sinema dersiyle sinemaseverlerle buluştu. Akşam da festivalin tema sponsorları arasında bulunan Jameson Irish Whiskey’nin katkılarıyla gerçekleşen Jameson festival partisinde sahneye çıktı. Çok yönlü sanatçı festivalin dördüncü gününün en çok konuşulan ismi oldu.

İSTANBUL’DA YEDİ GÜN

Figgis buluşmalarının ilki, yönetmenin “Ustalar” bölümünde yer alan dijital filmlerinden Çok Yaşa Aşk’ın gösterimi oldu. Figgis, “Ustalar” bölümünde yer alan son filmi Gördüğüne İnan için festivale davet edildiğinde Çok Yaşa Aşk’ı anımsamış; 2007’deki Gumball Ralli’si sırasında yaptığı yedi günlük çekimlerin ardından ortaya çıkardığı bu filmi de, festival aracılığıyla, çekildiği mekân olan İstanbul’da göstermenin iyi bir fikir olacağını düşünmüş. Yönetmen, gerçeklik ve kurmaca arasında gidip gelen bu dijital filmi çekmeden önce filmin başrollerinde yer alan iki karakterle ilgili yazdığı iki sayfa hariç elinde herhangi bir senaryo bulunmadığını, filmi tamamen doğaçlama olarak çektiğini söyledi.

“ELİNİZDE KAMERANIZLA ARTIK KENDİNİZ GÖRÜNTÜ YÖNETMENİSİNİZ”

Mike Figgis, film gösteriminin hemen sonrasında, Pera Müzesi Salonu’nda sinemanın geleceği ve dijital sinemacılık üzerine bir de sinema dersi verdi. Sinemayla ilgili deneyler yapmayı seven biri olarak Figgis, sinemanın yeni sınırlarından, dijital sinema tarihinden, film endüstrisinin geldiği durumdan ve dağıtım süreçlerinden bahsetti. Sinemaya adım atmadan önce, müzik ve tiyatroyla ilgili yaşadığı deneyim ve başarısızlıklarına esprili bir dille değinen Figgis salondakileri Hollywood ve film endüstrisi üzerine yaptığı yorumlarla da epey güldürdü. Sinemaya yeni adım atacaklara, film çekmenin uzun ve sıkıcı bir süreç olduğunu, bu yüzden sabırlı olmaları gerektiğini; çünkü film yapımında her şey mükemmel gidiyormuş gibi gözükse bile bir şeylerin mutlaka ters gidebileceğini kendi deneyimlerinden örneklerle açıkladı:

“Film yapabilmek için öncelikle kameranın nasıl kullanıldığını bilmelisiniz. Bundan yaklaşık 50 yıl önce kalabalık film ekipleriyle film çekmek zorundaydınız; fakat değişen teknolojiyle birlikte artık görüntü yönetmenine bile ihtiyaç duymuyorsunuz, çünkü elinizde kameranızla kendiniz görüntü yönetmenisiniz” diyerek film yapımında bugün gelinen duruma değindi. Derste film endüstrisini de eleştiren Figgis, sinemanın geleceğinin belirsiz olduğunu ve yaşanan en büyük sorunun, film yapımında gerekli tüm teknolojilere sahip olmamıza rağmen sektörün aynı kalmasından, özellikle de dağıtım sürecinin bu yenilenmeye ayak uyduramamasından kaynaklandığını dile getirdi.

BÜTÇEN KADAR KONUŞ

Mike Figgis, “Ustalar” bölümünde bulunan postmodern cinayet filmi Gördüğüne İnan’ın Atlas Sineması’ndaki gösterimi öncesinde yapımcısı Vito Di Rosa ile salondaydı. Yapımcısıyla birlikte ellerindeki paraya göre filmi planladıklarını, nasıl bir ekipman alacaklarına kimleri oynatacaklarına bütçeye göre karar verdiklerini söyleyen Figgis, yeni teknolojilerle film yapmanın artık daha kolay olduğunu bir kez daha vurguladı. Daha önc verdiği sinema dersinde de söylediği gibi değişen teknolojilere uygun sinema yapma biçimleri de değişirken dağıtım kanallarının aynı hızla ilerlememesi sorununun altını çizdi. “Bugün filminizde eğer Tom Cruise oynamıyorsa filminizin gösterime girmesi bile zorlaşıyor” diye ekleyen yönetmen son olarak salonu dolduran seyircilere teşekkür etti: “Bir yönetmen için en güzel şey böyle bir sinemayı seyircilerle dolu görmek.”

FESTİVALLE ÇAĞDAŞ  SANATÇILAR DA BULUŞUYOR

Festivale başrolü oynadığı Hannah Arendt filmiye konuk olan ünlü Alman oyuncu Barbara Sukowa, eşi Robert Longo’yla birlikte İstanbul’da. Heykel, resim, karakalem, fotoğraf gibi çağdaş sanatın neredeyse her disiplininde yapıtlar veren Longo, çalışmalarında pop kültürüyle klasik sanatı birleştiriyor. Sinemaseverler Longo’yu daha çok siberpunk aksiyon filmi Johnny Mnemonic’in yönetmeni olarak tanıyor. Johnny Mnemonic’te Barbara Sukowa’nın da rol aldığını hatırlatalım.

LİZBON MANZARALI BİR TARİH SEYRİ

 Lizbon’a Gece Treni’nin Feriye Sineması’ndaki dünkü gösterimi yine festival izleyicileri tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Filmin yapımcısı Oliver Simon gösterim sonrasında filme dahil oluş sürecinden ve yaşadıkları parasal sıkıntılardan bahsetti. Filmlerde gerçeklik öğesini önemsediğini ancak bu filmde dil problemini aşamadıklarını söyledi. Fakat bu konudaki endişeleri de Jeremy Irons’ın performansını görünce kalmamış. Filmin yönetmeni Bille August da festivalin açılış gecesine katılıp, “Edebiyattan Beyazperdeye” bölümünü sunmuştu.

SİNEMA VE MÜZİK DOLU BİR JAMESON PARTİSİ

32. İstanbul Film Festivali, tema sponsorları arasında bulunan Jameson Irish Whiskey’nin katkılarıyla gerçekleşen eğlenceli bir parti ile Nupera’da kutlandı. Festival kapsamında iki filmi ve bir sinema dersiyle sinemaseverlerle buluşan ünlü İngiliz yönetmen Mike Figgis ve eşi Rosey Chan’ın canlı müzik performansı ile başlayan geceye sinema ve sanat dünyasından birçok tanıdık isim ve festival konukları ile yönetmenleri de katıldı. Mike Figgis ve Rosey Chan performanslarını, Leaving Las Vegas'ın açılış şarkısı olan “Angel Eyes”ı çalarak bitirdi.

Festivalde Bugün
ARADA KALAN ÇOCUKLAR OLUR

Henry James’in 1897’de yayımlanan aynı adlı romanından günümüze uyarlanan What Maisie Knew / Arada Kalan, 6 yaşındaki Maisie’nin yeni boşanmış ebeveynleri ve onların yeni eşleri arasında kalarak yaşadığı sarsıntıyı ele alıyor. Filmin güçlü oyuncu kadrosunda Julianne Moore, Steve Coogan ve Alexander Skarsgard gibi isimlerin yanında, Maisie’yi canlandıran küçük oyuncu Onata Aprile yeteneğiyle ön plana çıkıyor. Filmin yönetmenleri David Siegel ve Scott McGehee, izleyenlerin sorularını yanıtlamak üzere Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda saat 16.00’daki gösterime katılacaklar.

SIRBİSTAN’DAN BİLİNMEYEN BİR ÖYKÜ

Sırbistan’ın Oscar adayı Gün Doğarken, emekli bir müzik öğretmeni olan Misha’nın, Belgrad’da yapılan bir kazı sırasında ortaya çıkan eski bir kutu nedeniyle hayatının değişmesini konu alıyor. Bosnalı oyuncu Mustafa Nadarevic filmin Feriye Sineması’nda saat 16.00’daki gösterimiyle üçüncü kez izleyicilerle buluşuyor. Oyuncuyla tekrar bir araya gelmek isteyenler veya daha önceki sunumları kaçırmış olanlara yerlerini almalarını tavsiye ederiz.

BAHAR GELMEYİNCE!

Festivalin ilgiyle beklenen bölümlerinden Malezya Havayolları sponsorluğundaki “Mayınlı Bölge”de yer alan Beşinci Mevsim Khadak ve Altiplano’nun yaratıcıları Peter Brosens ve Jessica Woodworth’un son filmi. Venedik’te Gençlik Jürisi ve FIPRESCI Ödülü gibi birçok ödül kazanan film, küçük bir Fransız köyüne bahar gelmeyince yaşanan panik ve kaosu anlatan, tüyler ürpertici bir kıyamet hikâyesi. Filmin yönetmenlerinden Peter Brosens Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda saat 21.30’da gerçekleşecek gösterimin ardından izleyicilerle buluşup soruları yanıtlayacak.

YARIŞMA HEYECANI RÖPORTAJLARDA

Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Üyesi, sinema eleştirmeni Ceyda Aşar’ın Altın Lale Uluslararası Yarışma filmlerinden Ne Yaptın Richard?, Kuleli Ev ve Her Şey O Kadar Sessiz Ki’nin yönetmenleri ile gerçekleştirdiği röportajlara film.iksv.org adresinden erişebilirsiniz. Ayrıca festival boyunca yarışma filmlerinin yönetmenleriyle yapılacak diğer röportajları da sosyal medyadan ve yine festival sayfasından takip edebilirsiniz.

Festivalde Yarın
KÜÇÜK KIYAMET

Olağanüstü görüntülere sahip bir distopya filmi olan Beşinci Mevsim’in yönetmenlerinden Peter Brosens ile söyleşi fırsatını kaçıranlar için filmin ikinci gösterimi Atlas Sineması’nda saat 16.00’da yapılacak. “Mayınlı Bölge”nin sınırları zorlayan birbirinden ilginç filmlerini merakla takip edenler bu ödüllü filmi ve söyleşiyi kaçırmasınlar.

DENEYSEL SİNEMANIN TARİHİ

“NTV Belgesel Sinema” kuşağında gösterilecek, avangart ve deneysel sinemanın tarihine ışık tutan Bir Deneysel Sinema Tarihi filminin yönetmeni Pip Chodorov filmiyle ilgili soruları yanıtlamak üzere saat 19.00’da Beyoğlu Sineması’nda hazır bulunacak. Chodorov ayrıca yazar, editör, festivalci ve sinemacı Heinz-Peter Schwerfel ile birlikte festival kapsamında gerçekleşecek “Serbest Radikaller - Deneysel Sinema Üzerine Bir Söyleşi”de bir araya gelecek. Söyleşi 7 Nisan Pazar günü.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.