Header Ads

Onlar Neyi, Nasıl Düşünüyor?

- AYDIN ÖZTÜRK -
Cezaevlerindeki açlık grevlerinin tansiyonu iyice yükselttiği (neyseki indirildi bu tansiyon) bir zamanda mahpuslarla ilgili kapsamlı bir inceleme kitabı raflardaki yerini aldı. Sosyolog Şükrü Bilgiç’in Hapsedilme, İyileştirme ve Yeniden Suç İşleme kitabı, cezaevi gerçeğini, bir de onları dinleyerek ortaya koymuş. Araştırma, hapsedilme ile iyileştirme arasında düz bir çizginin olmadığı ve bunun yeniden suç işleme şeklinde ortaya çıktığına özel bir vurgu yapıyor.

Yazar Bilgiç, kitabı yazma gerekçesinde de bu “düz-çizgi”deki arızayı şu sözlerle dile getiriyor: “Yozgat Cezaevinde görev yaptığım süre zarfında tahliye olan ve sayısı azımsanmayacak oranda, çoğunluğu gençlerden oluşan, mahkûmların kısa bir süre sonra yeniden daha profesyonel suçlar işleyerek cezaevlerine döndüklerine şahit oldum. Bu durum, bende hapsedilmenin en temel amaçlarından biri olan “topluma kazandırma, ıslah etme ve caydırma” işlevini yerine getirmediği yönünde bir kanat oluşmasına neden oldu.”

Halen Adalet Bakanlığı taşra teşkilatı olan Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde çalışmakta olan Bilgiç, herkesin mahpuslar hakkında konuştuğunu belirtirken bu kitabıyla onların sesine kulak verdiğine inanıyor.

Geniş bir mahkûm ve tutuklu yelpazesine ulaşmaya çalıştıklarını ve bu sayede Türkiye’nin cezaevi gerçeğine ulaşmaya çalıştıklarını belirten Şükrü Bilgiç “yedi bölgede 28 ilde bulunan 14 farklı tipteki 32 cezaevinde toplam 3 bin 555 hükümlü, tutuklu ve hükümlüye anket düzenledik. Türkiye’de alanında yapılmış en kapsamlı araştırmadır” diyerek çalışma sahasını özetliyor.

Bilgiç, araştırmayı başlatmasından kitabı yayıma hazırlama sürecine dek aklındaki en büyük çelişkinin, bir “topluma yeniden kazandırma” kurumu olarak tasarlanan cezaevlerinin neden ve nasıl bu işlevini yerine getiremediği düğümü üzerine durduğunu belirtiyor ve birbirini yeniden üreten bu kısır döngünün kırılması için bir işaret çakmış oluyor…

Geniş bir sahada uygulanan anket çalışmasının dört yüz bin veri sunduğunu ve bu alandaki başka araştırmalara bir zemin teşkil edeceği anlaşılıyor. Bilgiç’in araştırması, cezaevlerindeki sorunların resmini çizmiş, sorunların cevabı da mesai harcadığı Denetimli Serbestlik Sistemi’nin temel hedefi olan “suçla, birey ve toplum temelli mücadelede” saklı.

Araştırmada, öne çıkan anket soruları ve buna verilen cevap oranlarından bir seçki:
* Cevap verenlerin yüzde 64,9’nun cezaevinde yapılan iyileştirme/topluma kazandırma çalışmalarını yetersiz gördüğü,
* Yüzde 47,9’u cezaevinde suç işlemek için yeni teknikler öğrendiğini düşünmekte,
* Yüzde 38,1’i birçok defa cezaevine girdiğini belirtmekte,
* Yüzde 63,5’i tahliye sonrası sosyal yaşama uyum sağlamaya yönelik programların yapılmadığını düşünmekte,
* Cevap verenlerin yüzde 47’sinin cezaevi personellinin bütün mahkûmlara eşit davrandığını, yüzde 25,9’nun mahkûmlar arasında ayrımcılık yapıldığını ve yüzde 14,9’nun ise kendilerine kötü davranıldığını düşündükleri ortaya çıkmış,
* Ankete katılan mahkûmların tahliye olduktan sonra yaşadıkları/yaşayacakları en büyük sıkıntının başında yüzde 65,8’i işsizlik gelmekte, ardından yüzde 32,1 oranla, topluma uyum sağlayamama, yüzde 31,2 ile psikolojik sorunlar, yüzde 30,5 oranıyla aile ve toplumdan dışlanma, yüzde 24,8’i yeniden suç işleme korkusu, yüzde 13’ü can güvenliği endişesi taşıdıklarını belirtmiş.

Aydın Öztürk

HAPSEDİLME İYİLEŞTİRME VE YENİDEN SUÇ İŞLEME
Şükrü Bilgiç
Vadi Yayınları
2012, 352 sayfa, 18 TL.

*radikal kitap

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.