Header Ads

İTÜ’lü Asistanlar: Kıyıma, Sürgüne, Baskıya Son


Güvencesizliğe karşı direnişte olan İTÜ'lü araştırma görevlileri Maslak Kampüsü’nde bir araya gelerek şenlik düzenledi. Şenliğe akademisyenler, öğrenciler, direnişte olan Hey Tekstil işçileri, ÇHD, Eğitim-Sen, Beyoğlu Kumpanya, Nâzım Hikmet Akademisi ve ÜKD destek verdi.

İTÜ'lü araştırma görevlileri ”İTÜ Asistan Dayanışması” adıyla Maslak Kampüsü’nde eylemdeydi. Öfkelerinin giderek büyüdüğünü ve direnişlerini sonuna kadar kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden araştırma görevlileri, etkinlik esnasında “Ferman YÖK’ün, üniversiteler bizimdir”, “Direne direne kazanacağız”, “Asistanıma dokunma” ve “Direnen ODTÜ’ye İTÜ’den bin selam” sloganları attı.

Araştırma görevlilerinin şenliğine destek veren Hey Tekstil İşçileri adına Zeki Gördeğir’in de konuşma yaptığı şenlikte, daha sonra Büşra Ersanlı açılış dersi verdi. Özgürlük ve iş güvencesi mücadelesi yürüten İTÜ’lü araştırma görevlilerini selamlayan Ersanlı “Üniversiteler meslek okulu değildir. Bilgi geliştirmek içindir. Sadece mesleğe hazırlamaz. Performans dedikleri ancak özgür düşünceyi geliştiren emekle olur. Başkasını ezerek, güç göstererek olmaz. Özgürlük ortamını yaratmak için mücadele ediyoruz. Tartışma ortamını geliştireceğiz. İdeolojik üniversite olmaz. Enerji yaratarak 25 Aralık’ta bütün üniversite inisiyatifleri ile mücadele yükselteceğiz” dedi.


Eğitim-Sen temsilcisi Arzu Acar ise yaptığı konuşmada, 25 Aralık’ta en gür sesleriyle Beyazıt Meydanı’nda olacaklarını duyurdu ve herkesi eyleme çağırdı. Havanın soğuk olması ve yoğun kar yağışına rağmen katılımın yüksek olduğu etkinlikte, ODTÜ’de direnen öğrencilere ve tutuklu öğrencilere selam gönderilirken, konservatuvardan bir dans ekibinin dans gösterisinin ardından halaylar çekildi. Nejat Yavaşoğulları, Akın Eldes ve Gencay Kıymaz da kısa bir konserle araştırma görevlilerine destek oldu.

Etkinlik İTÜ’lü araştırma görevlisi Sinem Öztürk’ün basın açıklamasını okuması ve 50d balonlarının atılmasının ardından sona erdi.

Yapılan açıklamada şunlar söylendi:

“15 Aralık’ta işten çıkarılan 14 araştırma görevlisi arkadaşımızla birlikte İTÜ’de asistan kıyımı son sürat devam etmektedir. YÖK’ün yüksek öğrenim sürelerine ilişkin bir görüş yazısını sistematik bir asistan kıyımına dönüştüren İTÜ Rektörü Mehmet Karaca ile köprülerin tamamen yakıldığı bir dönemdeyiz. Rektör, bölümlere insafsızca baskı uygulamaktadır. Açıklanan 33-a kadrosuna geçiş kriterleri ile sorumluluğu kendi üzerinden atarak Değerlendirme Kurulları’na yüklemektedir. Geçişler için nihai kararı verecek olan bu kurul, bölümlerin kendi iradelerini hiçe saymaktadır ve bölümlerin gelecekteki kadrolarını oluşturma haklarını engellemektedir. Açıklanan bu kriterler, 2013 sonu itibariyle mevcut araştırma görevlilerinin yüzde 80’inden fazlasını altı yıl cenderesine hapsedecek ve nihai olarak işsiz bırakacaktır.

Bugün artık tüm üniversite bileşenlerini doğrudan etkilemekte olan sorunlar sadece asistan kıyımı ile sınırlı değildir. İTÜ’nün 100 günü aşkın bir süredir “tek adam” rejimiyle yönetilmesinin sonucu olarak idari personele sürgün, dekanlar ve bölümler üzerinde artan rektörlük baskısı, soruşturma tehditleri, yürütücüsü değiştirilen projeler, el konulan laboratuar donanımları ve daha niceleri sayılabilir. Araştırma görevlileri olarak direnişimizi sonuna kadar kararlılıkla sürdüreceğimizi her fırsatta ifade ettik. Kararlılığımız sürüyor, direnişimiz kış koşullarına rağmen büyümeye devam ediyor.

Mehmet Karaca, aldığı her kararla, attığı her imzayla İTÜ’nün geleceğini karartıyor. Biz buna seyirci kalmayacağız. Personelinin özlük haklarına saldıran, sürgünlere gönderen, hukuksuz şekilde işten çıkartan ve üniversiteyi tamamen işlemez hale getiren Rektör Karaca’yı bugün bir kez daha istifaya davet ediyor ve bugünden itibaren tüm üniversite bileşenlerini İTÜ Rektörlüğü’nün hukuk tanımayan uygulamalarına karşı bir araya gelmeye ve dayanışmaya çağırıyoruz.” (soL)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.