Taksim Meydanı'nı Ele Geçirme Projesinin Bilinmeyen Detayları
-Bu proje, bir bütün olarak neyi amaçlamaktadır?
Yayalaştırma adı altında sunulan proje, yaya odaklı değil araç odaklı bir projedir. Taksim Meydanı, dalış tünelleri, istinat duvarları ve rampalarla çevrelenmiş boş, işlevsiz, cansız, dokusu bozulmuş bir yüzey haline getirilecek. Proje, meydanın yalnızca yayayla değil, şehirle de ilişkisini kesintiye uğratacak.
Taksim Meydanı’nın yayalaştırılmasına ilişkin tasarılar, yıllardır Taksim ve çevresini kuşatan büyük soylulaştırma planının ayrılmaz bileşenidir. Güzel Beyoğlu Projesi ve Fransız Sokağı deneyi ile başlayıp Talimhane’nin turizme teşvik amacıyla insansızlaştırılması, Tarlabaşı’nın kamu-özel yatırımcı işbirliğiyle boşaltılıp dönüşüme hazır hale getirilmesi, İstiklal Caddesi üzerindeki Sin-Em Han’ın çeşitli usulsüzlüklerle Demirören Alışveriş Merkezi’ne dönüştürülmesi, Emek Sineması’nın benzer şaibelerle şekillenmiş projelere konu edilip kullanıma kapatılması, Taksim bölgesindeki yeme-içme mekanlarında uygulamaya konan masa-sandalye operasyonu, Şişhane’deki yatırım atağı ve Taksim Sahnesi ile Maksim Gazinosu’nu içeren yenileme projeleri ile devam eden bu planın eksik ve kilit parçası henüz ele geçirilememiş Taksim Meydanı’dır.
-Bu proje deprem tehdidine karşı bir önlem içeriyor mu?
Tam tersine! Taksim bölgesinde, deprem gibi bir afet anında toplanılabilecek yegane açık alan olan Taksim Gezi Parkı’na erişim, Taksim Topçu Kışlası‘nın yeniden inşa edilmesiyle engellenecek. Yeraltına yapılacak sert müdahaleler, bölgenin depreme dayanıklılığını tehlikeye atacak.
-Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçlar ne olacak?
Taksim bölgesindeki yeşil alanların tamamı ortadan kalkacak. Taksim Gezi Parkı’ndaki 50 yıllık ve tescilli ağaçlar en iyi ihtimalle duvarlar ardında kalırken, İnönü ve Elmadağ Caddesi üzerindeki sıra ağaçlar dalış tünellerinin inşası sebebiyle kesilecek. Bunu ağaçların işaretlenmiş olmasından ve büyükşehir belediyesinin bu işaretlemelere bir açıklama getirememesinden anlıyoruz.
-Taksim Topçu Kışlası, bir koruma projesi midir?
1939 yılında yıkılan Taksim Topçu Kışlası, koruma projesi adı altında yeniden inşa edilecek ve ticari bir işlevle karşımıza çıkartılacak. Kamusal alanları, mekanları kullanabilmek yine müşteri olmaya kalacak. Şehrin dört bir yanında korunmayı bekleyen kültür varlıkları yıpranmaya ve yok olmaya terk edilirken yarım asırdan uzun bir süredir ortada olmayan kışla, ekonomik rant üretmek amacıyla küllerinden yeniden yaratılacak.
-Yollar yeraltına alınınca yayalar meydana nasıl ulaşacak?
İstiklal Caddesi dışında Taksim’e çıkan bütün yollar yer altına alınacak. Bu dalış tünellerinin yanından yayaların geçmesi için yalnızca bir metre genişliğinde bir kaldırım bırakılacak. Meydana yayan çıkmak için 80 metre boyunca, tek sıra halinde bu rampalardan tırmanmak gerekecek. Bu yürüyüş boyunca tünele giren arabaların gürültüsü eşlik edecek yayalara.
-Taksim Meydanı, toplumsal ve siyasal anlamını koruyabilecek mi?
Bütün kamusal paylaşımlarımızın yanısıra toplumsal muhalefet ve emek mücadelesinin, özellikle de 1 Mayıs işçi bayramının vazgeçilmez alanı, Taksim Meydanı, bu tepeden inme projenin ağırlığı altında siyasal ve toplumsal karakterinden arındırılacak. Halihazırda bir polis karargahına dönüştürülmüş olan meydan ve Gezi Parkı çevresi üzerindeki kontrol ve denetim mekanizması, bu radikal ‘ıssızlaştırma’ operasyonu ile etkisini katlayacak, kitlelerin meydana erişimini engelleyecek.
-Meydanda gerçekleştirilmek istenen düzenleme nasıl bir ideolojik arka plana sahiptir?
Taksim Meydanı’nda gerçekleştirilmesi düşünülen proje, meydanın toplumsal muhalefetin ve kolektif iradenin vücut bulduğu bir alan olmasındansa günümüzün baskın tüketim ideolojisinin yaratmak istediği bireyci ve bencil, toplumdan kopuk, üretmeden tüketen ve politik olarak biatedenbireyin mekanı olmasını öngörmektedir. Proje ile eleştirel seslerin Taksim’den ötelenmesi, yerine toplumsal hayattan soyutlanmış bireyin ‘para harcama özgürlüğünün’ getirilmesi hedeflenmektedir. Taksim Meydanına yapılacak Taksim Camisi ve Gezi Parkı’na yapılacak Topçu Kışlası, iktidarın kendi zihniyet dünyasıyla paralel mekanlarını böylesine önemli bir alana yerleştirmesi ve böylelikle meydanı ele geçirmesini sembolize etmektedir.
Sadece İstanbullular’a değil, Türkiye coğrafyası üzerinde yaşam süren herkese ait olan Taksim Meydanı’nı eğer bugün sahiplenmezsek, gelecekte hem Taksim, hem de kamusal var oluş mekanlarımızın kalbine açılan bir büyük kapı yüzümüze kapanacak.
TAKSİM İÇİN MÜCADELE VAKTİ! 4 Kasım Pazar saat 17.00'de Meydandaki PTT'nin önünde!
*İmece Toplumun Şehircilik Hareketi
**illüstrasyon: Elif İnce'nin twitter hesabından alındı.

YORUM YAZIN