Direnişteki Roseteks İşçilerine Destek Verirken Saldırıya Uğrayan Avukatlar Suç Duyurusunda Bulundu
Direnişteki Roseteks işçilerine yönelik polis müdahalesi ve avukatların saldırıya uğraması, Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde protesto edildi.
Çağdaş Hukukçular Derneği, direnişteki Roseteks işçilerine hukuki destek sunmak isterken avukatların saldırıya uğramasını Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde yaptığı eylemle protesto etti.
Direnişteki Roseteks işçilerinin de katıldığı basın açıklamasında, "Polis terörüne teslim olmayacağız" yazılı pankart açıldı.
ÇHD adına açıklama yapan Av. Diren Yeşil, 1 Eylül günü polis müdahalesine maruz kalan Roseteks işçilerine hukuki destek vermek için Köşebaşı Restorant önüne giden ÇHD İstanbul Şube Başkanı Av. Taylan Tanay ile İstanbul Barosu İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Mücadele Kurulu Şişli Bölge Koordinatörü Av. Şükriye Erden'in saldırıya maruz kaldığını hatırlattı. Av. Erden'in kolunun kırıldığını belirten Yeşil, saldırı talimatını bizzat Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürü ve yardımcılarının verdiğini söyledi. Av. Yeşil, "Saldırı arkadaşlarımızın şahsında sürdürdüğümüz mücadelemizedir" dedi.
Sedat Selim Ay'a işaret ederek, "Başında bir işkence hükümlüsü bulunan İstanbul polisinin bu saldırısı hiçbirimiz açısından şaşırtıcı değildir" diyen Av. Diren Yeşil, saldırının sorumluları hesap verene kadar olayın takipçisi olacaklarını dile getirdi.
Yeşil, yaygın polis şiddetine de dikkat çekti, sadece siyasal mücadele yürütenler değil, herhangi bir nedenle polisle karşı karşıya gelenlerin polis terörüne maruz kaldığını söyledi. Yeşil, şöyle konuştu: "Ankara'da dur ihtarına uymadığı için, İzmir'de maddi hasarlı bir trafik kazasına karıştığı için polis, halktan insanlarımızı katlediyor. Fatih'te hamile eşini hastaneye götüren bir insanımız saatlerce işkenceye maruz kalıyor. İşte Engin Çeber yasal bir dergi sattığı için günlerce işkence yapılarak katledildi." Yeşil, polis terörüne teslim olmayacaklarını söyledi.
TANAY: SORUŞTURMADAN UMUTLU DEĞİLİZ

Avukat Taylan Tanay da basın mensuplarının sorusu üzerine, suç duyurusunda bulunduklarını ve ellerindeki saldırı görüntülerini savcı ile paylaştıklarını söyledi. Tanay, ancak Emniyet'in başında işkenceci Sedat Selim Ay olduğu için soruşturmadan çok umutlu olmadıklarını ekledi.
Roseteks işçilerinin, hakları için 7 haftadır Köşebaşı Restorant önünde direndiğini hatırlatan Tanay, işçilerin 4 haftadır saldırıya uğradığını, polislerin patronu savunduğunu söyledi. Tanay, "Biz de işçilerin yanındayız. Olay günü işçiler önce evlerinden gözaltına alındı, sonra biber gazı sıkıldı. Buna müdahale ettiğimiz için saldırıya uğradık" dedi.
Av. Şükriye Erden ise yoğun biber gazı sıkıldığını, bu sırada koluna bir darbe aldığını ve düştüğünü anlattı. Erden, ne ile vurulduğunu görmediğini ancak kolunun bu nedenle kırıldığını düşündüğünü söyledi.
'HAKLARIMIZ YERİNE BİBER GAZI ALDIK'
Direnişçi işçilerden Ayşe Koçer ise "Beni orada sürüklediler. Avukat arkadaşlar beni kurtardı ellerinden. Benim yüzümden Avukat Şükriye hamının kolu kırıldı. Bize yardımcı oldukları için avukatlar zor duruma düştü. Biz orada hiçbir şey yapmadık, elimizde sadece su şişesi vardı, onlara (polise) karşı da hiçbir şey yapmadık. Haklarımızı alacak yerde biber gazına maruz kaldık. Polisler de o lokantada yemek yiyordu gözümüzün önünde" diye konuştu.
(etha)
Çağdaş Hukukçular Derneği, direnişteki Roseteks işçilerine hukuki destek sunmak isterken avukatların saldırıya uğramasını Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde yaptığı eylemle protesto etti.
Direnişteki Roseteks işçilerinin de katıldığı basın açıklamasında, "Polis terörüne teslim olmayacağız" yazılı pankart açıldı.
ÇHD adına açıklama yapan Av. Diren Yeşil, 1 Eylül günü polis müdahalesine maruz kalan Roseteks işçilerine hukuki destek vermek için Köşebaşı Restorant önüne giden ÇHD İstanbul Şube Başkanı Av. Taylan Tanay ile İstanbul Barosu İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Mücadele Kurulu Şişli Bölge Koordinatörü Av. Şükriye Erden'in saldırıya maruz kaldığını hatırlattı. Av. Erden'in kolunun kırıldığını belirten Yeşil, saldırı talimatını bizzat Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürü ve yardımcılarının verdiğini söyledi. Av. Yeşil, "Saldırı arkadaşlarımızın şahsında sürdürdüğümüz mücadelemizedir" dedi.
Sedat Selim Ay'a işaret ederek, "Başında bir işkence hükümlüsü bulunan İstanbul polisinin bu saldırısı hiçbirimiz açısından şaşırtıcı değildir" diyen Av. Diren Yeşil, saldırının sorumluları hesap verene kadar olayın takipçisi olacaklarını dile getirdi.
Yeşil, yaygın polis şiddetine de dikkat çekti, sadece siyasal mücadele yürütenler değil, herhangi bir nedenle polisle karşı karşıya gelenlerin polis terörüne maruz kaldığını söyledi. Yeşil, şöyle konuştu: "Ankara'da dur ihtarına uymadığı için, İzmir'de maddi hasarlı bir trafik kazasına karıştığı için polis, halktan insanlarımızı katlediyor. Fatih'te hamile eşini hastaneye götüren bir insanımız saatlerce işkenceye maruz kalıyor. İşte Engin Çeber yasal bir dergi sattığı için günlerce işkence yapılarak katledildi." Yeşil, polis terörüne teslim olmayacaklarını söyledi.
TANAY: SORUŞTURMADAN UMUTLU DEĞİLİZ

Avukat Taylan Tanay da basın mensuplarının sorusu üzerine, suç duyurusunda bulunduklarını ve ellerindeki saldırı görüntülerini savcı ile paylaştıklarını söyledi. Tanay, ancak Emniyet'in başında işkenceci Sedat Selim Ay olduğu için soruşturmadan çok umutlu olmadıklarını ekledi.
Roseteks işçilerinin, hakları için 7 haftadır Köşebaşı Restorant önünde direndiğini hatırlatan Tanay, işçilerin 4 haftadır saldırıya uğradığını, polislerin patronu savunduğunu söyledi. Tanay, "Biz de işçilerin yanındayız. Olay günü işçiler önce evlerinden gözaltına alındı, sonra biber gazı sıkıldı. Buna müdahale ettiğimiz için saldırıya uğradık" dedi.
Av. Şükriye Erden ise yoğun biber gazı sıkıldığını, bu sırada koluna bir darbe aldığını ve düştüğünü anlattı. Erden, ne ile vurulduğunu görmediğini ancak kolunun bu nedenle kırıldığını düşündüğünü söyledi.
'HAKLARIMIZ YERİNE BİBER GAZI ALDIK'
Direnişçi işçilerden Ayşe Koçer ise "Beni orada sürüklediler. Avukat arkadaşlar beni kurtardı ellerinden. Benim yüzümden Avukat Şükriye hamının kolu kırıldı. Bize yardımcı oldukları için avukatlar zor duruma düştü. Biz orada hiçbir şey yapmadık, elimizde sadece su şişesi vardı, onlara (polise) karşı da hiçbir şey yapmadık. Haklarımızı alacak yerde biber gazına maruz kaldık. Polisler de o lokantada yemek yiyordu gözümüzün önünde" diye konuştu.
(etha)

YORUM YAZIN