Beynelmilel Ki Çok Güzel
![]() |
| - RAGIP DURAN - |
Geçen cumartesi akşamı, Yalova Restaurant’da Alman (Osnabrück) ve Çek konuklarının yanısıra, Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş’ı ağırlayan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale’nin eski çokuluslu – çokdilli manzarasını hatırlattı. İki adım ötede bu çokrenkliliğin müzikal anıtı Kardeş Türküler konseri başlayacaktı. Bir gün önce de Homeros Ödülü’nü kazanmışlardı. Uğur Dündar sohbeti uzatmayıp kitap imzalama işini başka bir zamana bıraksaydı, o da kareye girip bir başka renk daha katacaktı manzaraya. Bu yıl 49’uncusu düzenlenen Troia Festivali sayesinde kent ağustos sıcağında bir güzel serinledi, canlandı. İtalya’dan, kardeş kent Pomezia Belediyesi’nden bir heyet de vardı.
Çek heyetinden Pardubize Belediye Meclisi’nden bir üye, kendi ülkesinde Korsan Partisi’nden olduğunu beyan edince masa şenlendi: Çek Cumhuriyeti’nde deniz yok, korsan var… Bizim Kürtler de dağ korsanı olsa gerek… İkisi de Çanakkale’ye gelsin, burada deniz var, boğaz var, Ege var, Marmara var… Bu Korsan Partisi sadece internet üzerinden örgütlenip orada eylem yapıyormuş ve son seçimlerde 70 bin (evet, yetmiş bin!) oy alıp Belediye Meclisi’ne girmiş.
Bu hoş manzaranın bence daha da hoş ve önemli bir siyasal arka planı var. Olay Gazetesi sahibi ve yöneticisi Aynur Ganiler telefon etti: “Diyarbakır Özgür Haber gazetesi ile kardeş gazete protokolü imzalıyoruz. Naci Sapan da geldi. Beş buçukta belediye meclis salonundayız.” Salona girdiğimde Kürt dünyasının önemli şahsiyetlerinden biri olan Abdullah Demirbaş’ı gördüm. Naci’yle kucaklaştık. Abdullah ile Naci’nin kan ve ölüm toz bulutundan çıkıp Çanakkale’ye gelmesi bile başlı başına barışçı bir eylem. Bilmiyordum, bizim belediye ile Diyarbakır Sur Belediyesi zaten kardeş belediyelermiş. İki başkan ve iki gazeteci anlamlı, duygulu, akıllı ve siyasi konuşmalar yaptılar. Barışın, kardeşliğin önemini vurguladılar, korkunun gereksizliğinden dem vurdular. Somut dayanışmanın gerekliliğini dile getirdiler. Mesela bizim Belediye Başkanı, ay sonunda Sur’un bir başka kardeş belediyesi olan Irak Kürdistanı’ndaki Duhok kentine Demirbaş’ın davetlisi olarak gidiyor. Akşam da Yalova’da Demirbaş, Alman ve Çek belediyecilerle aynı masada kadeh kaldırdı. 12 konsolos yoktu ama, masada dört dil konuşuluyordu.
Her zaman her yerde yapılmayan güzel bir uygulama ile meclis
salonundaki toplantıda, konuklara da söz verildi protokol imza
töreninde. Eski belediye başkanları, CHP milletvekilleri, CHP ve İHD İl
başkanları, birkaç yurttaş söz aldı. Hepsi de Olay – Özgür Haber
kardeşliğinin önemine değindi. Bunlar konuşulurken, Foça’da hâlâ
gerginlik vardı, Şemdinli’de kan gövdeyi götürüyordu. İstanbul’un büyük
(tirajı büyük) medya organlarında Kürt karşıtlığı yaygınlaştırılıyordu.
Bölücü terörist ve şehit edebiyatı sürerken, çok az insan çözümden,
barıştan söz edebiliyordu. Oysa ki burada imzalanan protokol sayesinde
Çanakkaleli Diyarbakır’ı, Diyarbakırlı da Çanakkale’yi daha iyi
öğrenecek, tanıyabilecek, anlayabilecek… “Kim, neden, neye karşı
çıkıyor?”, “Kim, neyi, neden, nasıl istiyor?” gibi soruların yanıtları
belki de bu sayede ortaya çıkacak. Kısacası, “Kürt meselesi nedir?”
sorusunun yüzbir cevabını süre içinde daha çok insan arayabilecek ve
herhalde bulacak.Cumartesi günü başka iyi haberler de duyduk: Çanakkaleli işadamları örgütü ve diğer STK’lar da eylül sonunda Diyarbakır’a ziyarete gidecekler. Belki de ortak yatırımlar olacak.
Her Anadolu kentine böylesi çokrenklilik nasip olmaz. Barış, kardeşlik, çokulusluluk, çoketnili yapı öyle kendiliğinden oluşan, gelişen şeyler değil. Emek ister, koruma ister, geliştirme ister. Kısacası, eylem ister. Eylem için de akıl ve yürek gerek. Bunların hepsi de Çanakkale’de var!
*birdirbir.org

YORUM YAZIN