MKE'den Skandal Rapor: Bomba Bizim Ama Suçlu Ceylan
Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde 28 Eylül 2009 tarihinde hayvanlarını
otlatırken taburdan atılan patlayıcıyla öldürülen 14 yaşındaki Ceylan
Önkol olayı ile ilgili yürütülen soruşturmada henüz bir arpa boyu yol
alınmadı. Makina ve Kimya Endüstrisi (MKE) Kurumu Genel Müdürlüğü’nden yaklaşık 3
yıldır beklenen rapor ise ilgili avukatlara yeni ulaştırıldı. Patlamaya
neden olan cisim ile ilgili MKE Mühimmat Fabrikası Başuzman Makina
Mühendisi İdris Aydoğdu tarafından hazırlanan raporda, tüm suçun cisime
vurduğu iddia edilen Ceylan’da olduğu belirtiliyor.
Küçük çaplı katliam
Bahsi geçen mühimmatın zemine çarpması ve infilak etmek sureti ile personel zaiyatı oluşturmak için tasarlandığı yüksek patlayıcılı blast ve fırakmantasyon gösteren bir mühimmat türü olduğu belirtilen raporda mühimmatın "küçük çaplı" bir mühimmat olması nedeniyle havan ve top mühimmatında olduğu gibi büyük çukur açmayacağı savunuldu.
Patlama sırasında küçük parçalara ayrılan mühimmatın vücut bütünlüğünü büyük ölçüde bozmayacağının altı çizilen raporda, “Havan ve top mühimmatı olsaydı vücudun parçalandığına ve her bir uzvun 30-40 metre gibi mesafeden toplaması gibi bir durum oluşurdu. Tüm dosya kapsamı olay yeri ve ölenin fotoğrafları incelendiğinde atılan bir havan mühimmatının isabet etmesi değil yerde bulunan patlamayan bir bomba atar mühimmata elindeki tahra denilen demirden üretilen cisimle çömelerek vurması sonucu olabileceği” iddiasında bulundu.
Oysa Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer tarafından hazırlanan bağımsız uzman raporunda Önkol’un tahra ile patlayıcıya vurmadığı kendisini savunma pozisyonunda iken öldüğünün altı çizilmişti.
İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Rehşan Bataray Saman, asker ve polisin şüpheli olduğu bütün dosyalarda bu sorunun aynısının yaşandığını vurgulayarak, soruşturmanın bu şekilde sürüncemede bırakıldığını, etkisiz yazışmalar ile uzatılıp zaman aşımının dolması beklendiğine dikkat çekti.
Kaynak: Özgür Gündem
Küçük çaplı katliam
Bahsi geçen mühimmatın zemine çarpması ve infilak etmek sureti ile personel zaiyatı oluşturmak için tasarlandığı yüksek patlayıcılı blast ve fırakmantasyon gösteren bir mühimmat türü olduğu belirtilen raporda mühimmatın "küçük çaplı" bir mühimmat olması nedeniyle havan ve top mühimmatında olduğu gibi büyük çukur açmayacağı savunuldu.
Patlama sırasında küçük parçalara ayrılan mühimmatın vücut bütünlüğünü büyük ölçüde bozmayacağının altı çizilen raporda, “Havan ve top mühimmatı olsaydı vücudun parçalandığına ve her bir uzvun 30-40 metre gibi mesafeden toplaması gibi bir durum oluşurdu. Tüm dosya kapsamı olay yeri ve ölenin fotoğrafları incelendiğinde atılan bir havan mühimmatının isabet etmesi değil yerde bulunan patlamayan bir bomba atar mühimmata elindeki tahra denilen demirden üretilen cisimle çömelerek vurması sonucu olabileceği” iddiasında bulundu.
Oysa Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer tarafından hazırlanan bağımsız uzman raporunda Önkol’un tahra ile patlayıcıya vurmadığı kendisini savunma pozisyonunda iken öldüğünün altı çizilmişti.
İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Rehşan Bataray Saman, asker ve polisin şüpheli olduğu bütün dosyalarda bu sorunun aynısının yaşandığını vurgulayarak, soruşturmanın bu şekilde sürüncemede bırakıldığını, etkisiz yazışmalar ile uzatılıp zaman aşımının dolması beklendiğine dikkat çekti.
Kaynak: Özgür Gündem
YORUM YAZIN