Felsefenin Sanat Hali...
![]() |
- yazı: AYCA YILMAZ - |
Bu makaleler, Russell’ın İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’de ders verdiği dönemde kaleme alınmış makaleler. Neredeyse bir asır yaşayan ve bu uzun ömre karakterli bir entelektüel tutumu yerleştirebilen Russell, kaleme aldığı metinlerde anlaşılır olmaya özel bir dikkat sarf ediyordu. Gottlob Frege ve Ludwing Wittgenstein ile birlikte analitlik felsefenin kurucusu kabul edilen bu önemli isim, karmaşık başlıkları bile açık bir dille kaleme alıyordu.
Russell’ın renkli anlatımına bir örnek olması açısından, bugünlerde 4+4+4 eğitim sistemi ve “dindar-kindar nesil” tartışmaları bağlamında sıkça gündeme gelen “bilim ile din ilişkisi” konusundaki fikirlerinden bir bölüm aktarabiliriz:
Bazıları matematiği hiç sevmeyecek
“Herhangi bir konuda Hıristiyan bakış açısının delili İncil’dir. Bilimsel dünyanın delili ise gözlem ve tümevarımdır. Bilim nelere dayanarak İncil’in açıklamalarının kabul edileceğini sorar. Eski Ahit’in ilk kitabı Torah’ın yazarı yaratılış esnasında hazır mıydı? Kesinlikle hayır. Tanrı’nın onlara doğruyu ilham ettiğine inanabilir miyiz? Bu görüşte çok büyük sorunlar vardır. İncil tek kutsal kitap değildir ve diğer dinlerin farklı kozmolojileri vardır. Tarafsız bir araştırmacı neye inanacağını nasıl bilecek? İncil bazen kendi kendisiyle çelişmektedir. Adem ve Havva’nın yaratılışı konusunda oldukça tutarsız iki görüş vermektedir. Bir yerde Nuh’un gemisinde iki koyunun olduğunu söylerken diğer bir yerde yedi koyunun bulunduğunu söylemektedir. Sonra başka güçlükler de vardır. Güney Amerika’da yaşayan Cizvit Acosta sadece orada bulunan hayvanlar tarafından şaşkına çevrilir. Çünkü onların hepsinin Ararat (Ağrı) Dağı’ndan gelmiş olmaları gerekmektedir. Bu, Bradypus (tembel hayvan) konusunda özellikle şaşırtıcıdır, zira o, o kadar yavaştır ki, Nuh tufanından sonraki zaman boyunca onun Güney Amerika’ya ulaşması mümkün değildir. Tabii ki gemiciler çeşitli tuhaf hayvanları eski dünyadan getirmiş olabilirler, ancak saygıdeğer papaz bunun özellikle kokusu dayanılmaz olan kirli Acaciaların durumunda olanaksız olduğunu bilmektedir. Ayrıca, Eski Ahit’in ilk kitabının söyledikleri doğru olsa bile, dünyanın orada söylenilenlerden daha yaşlı olduğunu kanıtladığı görünen fosiller konusunda sıkıntılar bulunmaktadır. Genesis’in bu savunmasız doğrusuna olan inanç yavaş yavaş terk edilmektedir ve bilimsel kabulün önündeki engeller kalkmaktadır.”
Görüldüğü üzere, Russell ağır bir felsefe dili kurmak yerine, meramını yalın ve usta bir anlatımla aktarıyor okura. Anlatmanın yanı sıra anlaşılmanın altın kuralı!..
Ve kişisel bir itirafta bulunmak gerekirse, aynı zamanda önemli bir matematikçi olan Russell’ın matematikle ilgili fikirleri yüreğime su serpti. Matematiksel Düşünme Sanatı başlıklı makalede, “İyi düşünebilmelerine rağmen bazı insanlar matematiği hiçbir zaman sevmeyeceklerdir. Onlar matematikçi olmaya çalışmak zorunda değildirler ve temel ilkelerde yetersizliklerini kanıtladıktan sonra öğretmenleri onları serbest bırakmalıdır,” sözlerini okuduktan sonra, keşke yeni eğitim sistemi tartışmalarını yapanlar da Russell okusalardı diye düşünmeden edemedim!
FELSEFE YAPMA SANATI
Ve Diğer Makaleler
Bertrand Russell
Çeviren: Halil Kayıkçı
Gugukkuşu Kitapları
2012, 96 sayfa,
* bu yazı ilk olarak Radikal Kitap'ta yayımlanmıştır.
YORUM YAZIN