12 Eylül Davası Başladı: Tüm Kurumlar, Sorumlular ve İşkenceciler Yargılansın
12 Eylül darbesini gerçekleştiren generallerden Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın ilk duruşmasında sanık avukatlarının davanın yok hükmünde sayılması talebi reddedildi. Sanıkların evlerinde telekonferans yöntemiyle ifadelerinin alınmasının teknik olanaklarının olup olmadığı ilgili kurumlara soruldu. Teknik olanakların bulunduğu belirtildi.
Darbeci generallerin avukatları Bülent Hayri Acer, Sezin Duygu Tuncer, Mithat Burak Başkale, davanın hukuken yok hükmünde olduğunu iddia etti.
Avukat Acer, darbeyi, darbe anayasasını ve darbenin kurumlarından MGK'yı savundu. "12 Eylül Anayasası Türk hukuk düzeninin temel belgesidir. MGK Anayasal bir kurumdur. Anayasal organın çıkardığı kanunlar, anayasanın teminatı altındadır. Anayasanın teminat altına aldığı hiçbir program, eylem, plan suç sayılamaz. Eğer bu gayri meşru ise 12 Eylül Anayasası da gayri meşrudur. Savcılığın böyle bir soruşturma yapmaya yetkisi yok. Soruşturmasız dava olmaz. Bu dava hukuken yok hükmündedir" dedi.
İddianamenin de yok hükmünde olduğunu ileri süren sanık generallerin avukatı Acer, iddianamenin kabul kararının okunmamasını talep etti.
Müdahil avukatlar da söz aldı. Avukat İbrahim Güçlü, "Hukuk oyunlarıyla bu davanın üstesinden gelinemez. Toplumsal ve siyasi bir davadır" dedi.
Avukat Fikret Babaoğlu ise sanıkların duruşmaya katılmaları gerektiğini söyledi. "Ya Pinochet gibi tekerlekli sandalyede getirilmeli ya da Mübarek gibi kafeste getirilmeli. Huzurda yargılama yapılmalı" diye konuştu.
Avukat Aygün Erdoğan, sanıkların suçu sabit olduğunu belirterek, "Planlayarak darbe yapmışlardır. Bu nitelikte bir suçun yargılanamayacağına dair hüküm hiçbir yasada yoktur" şeklinde konuştu.
Avukat Kazım Genç de uluslararası sözleşmeleri, AİHM'in Litvanya kararını hatırlattı, "Yargılama yapılmalı" dedi.
Avukat Mustafa Remzi Toprak, "Darbe sonrası darbeciler bir düzen kurmuştur, ama bu düzene rağmen de yargılanmaları gerekir" diye belirtti.
Avukat Arif Ali Cangı, 15. maddenin kaldırıldığını hatırlattı, yargılamanın önünde engel olmadığını söyledi.
Müdahil avukatlar, sanık avukatlarının yargılamanın yapılamayacağı yönündeki talebinin reddini istedi. Ara vererek talebi değerlendiren mahkeme heyeti sanık avukatlarının talebini reddetti.
Bu arada davaya Milliyetçi Türkiye Partisi, Ankara 68'liler Derneği, TÖBDER, Devrimci 78'liler Federasyonu, Hak-Par, Büyük Birlik Partisi, Diyarbakır Barosu, BDP, ÇHD, İHD, EMEP, Türkiye Barolar Birliği, Eşitlik ve Demokrasi Partisi, CHP, Kamu Çalışanları Vakfı, MHP kurumsal olarak müdahil olurken, 500'ü aşkın bireysel müdahilin adı okundu.
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın sağlık durumlarının duruşmalara katılmalarının önünde bir engel teşkil edip etmediğinin tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumu karar vermedi. ATK raporunda karar için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi istendi.
***
CHP adına müdahillik talebinde bulunan CHP'li vekil, hükümetin müdahilliğini kastederek "Hükümet içerisinde çok farklı kurumlar mağdur olmadıkları halde, mağdur olarak davaya katılıyorlar. Doğrudan mağdur olmayanlar davaya katılmamalı, gerçek mağdurlar belirlenmeli. Hükümet üyelerinin bu davada mağduriyet ilişkisi olamaz" dedi.
CHP adına söz alan Avukat Şanal Saruhan, partilerinin o dönem kapatıldığını, arşivlerinin SEKA'ya gönderilerek parti tarihinin yok edildiğini belirtti. Yargılamanın özel yetkili mahkemede yapılmasını eleştiren Saruhan, "Özel yetkili mahkemeler olağandışı mahkemelerdir. DGM'ler görevini size devretti. 12 Eylül kalıntısı mahkemelerdir" dedi.
Mağdur oldukları ve döneme tanıklık etmek istediklerini belirten Saruhan, bu nedenle müdahillik başvurusunda bulunduklarını söyledi.
EDP adına konuşan Barış Dirik, referandumda evet oyu verdiklerini böylece yargılama sürecini başlattıklarını söyledi. "12 Eylül siyasi partileri kapattı. Daha sonra Siyasi Partiler Yasası'yla 12 Eylül devam etti. Biz yeni bir partiyiz ama siyasi parti yasakları sürüyor. Bu nedenle davaya müdahiliz" şeklinde konuştu.
BDP adına Meral Danış Beştaş konuştu. "Partimizin temel ilkeleri geçmişle yüzleşme ve hakikatleri açığa çıkarmaktır. Bu dava 12 Eylül ile yüzleşmeyi sağlamayacaktır biliyoruz, ama parti olarak geçmişle yüzleşme adına atılmış her türlü adımı destekliyoruz. Bu yüzden müdahillik talebinde bulunuyoruz. Darbenin sonuçlarını en yakından, en derinden hisseden kesimi partimiz temsil ediyor. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları anlatmak için müdahiliz. Siyasi Partiler Kanunu'nun en büyük mağduru bizim partimiz. Özel yetkili mahkemeleri eleştirdi" dedi.
Avukat Rasim Öz, "Faşist generallerin eylemleri öncelikle Türkiye işçi sınıfına karşıdır. Sendikalar kapatıldı, mallarına el konuldu. Sosyalistler ve Kürt halkına karşıdır bu darbe. Mutlaka tutuklanmalı ve yargılanmalıdırlar. Darbecilerin eylemlerine MHP destek verdi. Kemal Türkler'i kim öldürdü" dedi. Sanıkları kasteden Öz, "Onlar gebermeden yargılanmalılar. Gelseler bir yüzlerine tükürecektim" diye konuştu.
TÖBDER adına söz alan İsmet Yalçınkaya, "12 Eylül döneminde 210 üyemiz öldürüldü, 200 üyemiz mağdur oldu, derneğimiz kapatıldı, mallarına el konuldu. Bu nedenle müdahiliz" dedi.
Abdi İpekçi, Cavit Orhan Tütengil ve Doğan Öz adına Avukat Hasan Üre söz aldı. Darbe koşullarının olgunlaşması için bu cinayetlerin işlendiğini belirten Üre, "Kaos ortamı yaratılmak istendi. Sanıklar bunu engelleyebilirlerdi ama engellemediler" şeklinde konuştu.
Doğan Öz'ün kızı Bengi Heval Öz ise, "Siyasi görüşü ne olursa olsun 12 Eylül'ün mağdur ettiği herkes bu davaya müdahil olabilmeli. Babam kontrgerillayı araştırırken öldürüldü. Kontrgerilla şemasını çiziyordu. Hazırladığı kontrgerilla raporu mahkemenize yardımcı olacaktır" dedi.
Cezaevinde işkence ile öldürüldüğü söylenen ülkücü Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun avukatı Mustafa Remzi Toprak, "Müvekkilim cezaevinde namaz kılmakta ısrar ettiği için dövülerek öldürüldü. Sanıkların ve birinci derece yakınlarının mal varlıklarına el konulsun ve tutuklansınlar" talebinde bulundu.
Büyük Birlik Partisi (BBP) adına Remzi Çayır, 18 yaşında Mamak'a konulduğunu söyledi. "Darbeciler sağcı ve solcu ayrımı yapmadan herkese işkence yaptılar. Eline silah verdiklerimiz silahlarını bize karşı yöneltti. O dönemin en çok acı çekenleri ülkücülerdir" dedi.
MHP adına Yaşar Yıldırım, "En büyük zararı biz gördük. Darbeye hazırlık aşamasında MHP'nin yetkilileri ve bir bakanı Konseyin taşeronları tarafından katledildi. Partimiz kapatıldı, müdahiliz" şeklinde konuştu.
***
12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını isteyen çok sayıda kişi, kurum, siyasi parti, Ankara Adliyesi önünde eylemine devam ediyor. Adliye önünde kurulan iki ayrı kürsüde, darbe tanıkları konuşmalar yapıyor, gerçek adalet istiyor.
ESP, "12 Eylül'den hesap soruyoruz. Adalet istiyoruz", SDP "Adalı'nın yoldaşları hesap soruyor", ÇHD "Sıkıyönetimden özel görevliye 12 Eylül hukuku sürüyor", 12 Eylül'ü Yargılama Platformu Kürtçe ve Türkçe "Evren ve Şahinkaya ile başladı, onlarla bitmesin. Süren 12 Eylül tüm kurum ve yasalarıyla kaldırılsın. Bütün darbeciler ve suç ortakları yargılansın", ÖDP, “İki 12 eylülden de hesap soracağız" pankartları ile alanda bulunuyor. HDK flamaları taşınıyor. 12 Eylül mağdurları ellerinde kaybettiklerinin fotoğraflarını, o dönemde yargılananlar ellerinde iddianameleri taşıyor. 12 Eylül'ün ardından ordudan atılan mağdurlar da adliye önünde. DTK Eş Başkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk, BDP Milletvekili Sırrı Sakık, KESK Genel Başkanı Lami Özgen de adliye önündeki eylemlere katıldılar. 104 yaşındaki Berfo Ana, 12 Eylülcülerinin kaybettiği oğlunun mezarını bulmak için ambulansla adliye önüne geldi.
12 Eylül'ü Yargılama Platformu, sık sık "Katil devlet hesap verecek", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Biji bratiya gelan", "Anaların öfkesi katilleri boğacak" sloganları atıldı.
Platform adına bir konuşma yapan Celalettin Can, topluma iç savaş dayatıldığını, toplumun çeşitli kesimlerini karşı karşıya getiren uygulamalar yapıldığını söyledi. Konuşmasının darbecilere seslenen Can, “İşkenceler, idamlar, yasaklanan ve yakılan kitaplar, işinden atılan on binlerce kişi, milyonlarcamızın mağduriyetini ve acılarımızın sorumlususunuz. Yargılanmalısınız" dedi. Dünyanın en otoriter anayasanın hazırlandığını söyleyen Can, dünyanın en kalıcı ve en köklü milli güvenlik devletinin kurulduğunu kaydetti. Can, toplumsal muhalefetin şiddetle bastırıldığını, kamu kaynaklarının hortumlandığını, neoliberal politikaların uygulandığını söyledi. Can, “Etnik temizlik yapar gibi devrimci temizliği yaptınız, oluk oluk kan akıttınız, yargılanacaksınız” şeklinde konuştu.
'MARAŞ, 12 EYLÜL'E GİDEN YOL'
Maraş katliamı tanığı ve bir yılını işkencede geçiren Hamit Kapan; “Ben Maraş katilamı mağdurları adına ve Maraş'ta 12 Eylül'de hayatını kaybeden yoldaşlarım adına buradayım. Onlar adına burada darbecilerden hesap sormak için buradayım. Biz hesap sorma bilincini yükseltmeliyiz. Maraş katliamı, 12 Eylül'e giden yolun en önemli taşlarını oluşturmuştur. Bize, yoldaşlarımıza aylarca süren işkence yaptılar” dedi.
'MAHKEME GÖSTERMELİK, 12 EYLÜL İŞ BAŞINDA'
Sanatçı Ferhat Tunç, “Bugün sevinemiyoruz, toplandığımız alanda büyük bir hüzün var. Acılıyız. 32 yıldır hepimizi büyük bir demokrasi aldatmacası ile karşı karşıya bıraktılar. Bu ülkede gerçek anlamda darbelere darbeci zihniyete karşı bir yönetim ortaya çıkmış olsaydı 32 yıl bu süreç geciktirilmezdi. Bu binada görülen mahkeme göstermelik bir mahkemedir. Bundan hepimiz emin miyiz, bu göstermelik mahkemeyi kuranlar bugün de halkımıza kan kusturuyor” dedi. Tunç, “12 Eylül zihniyeti bu ülkede farklı olan herkese, her kesime düşman olan bir zihniyettir. Kürt sorununda çözümsüzlük, imha ve imhayı dayatanlar bugün benzer politika ile devam ettiriyorlar. Dün Çorum'da Maraş'ta Alevi katliamı yapanlar, bugün Alevilerin taleplerini görmezden geliyorlar, çözümsüz kılmaya devam ediyorlar. Onun için bu mahkeme göstermelik bir mahkemedir. Bu sürecin takipçisi olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. 12 Eylül döneminde kaybettiklerimizin bizden beklediği budur. Bu katilleri hak ettikleri cezayı bulana kadar bu sürecin takipçisi olacağız. Bu ülkeyi kan gölüne çeviren zihniyet ile hesaplaşmak için önemli bir fırsattır” şeklinde konuştu.
'ANNEM HER GÜN KATİLLERİYLE HESAPLAŞIYOR'
12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi Faruk Eren, annesinin yıllardır oğlunun mezarını aradığını söyledi. Eren, “Annem her gün katilleriyle hesaplaşıyor. Her cumartesi Galatasaray Meydanı'nda yakınlarımızı kaybedenlerle hesaplaşıyoruz. 32 yıldır kardeşimin katillerini arıyoruz. Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmasını ve kayıpların mezarlarının bulunmasını istiyoruz” dedi.
'KENAN EVREN VE ARKADAŞLARI KATİLDİR'
12 Eylül'ün en büyük işkence merkezi Diyarbakır Cezaevi'nde yaşamını yitiren Cemal Arat'ın annesi Sakine Arat, “Ben kürdüm. 4 evladımı kaybettim. Ben bu evlatlarımın hakkını istiyorum. Evlatlarımın hakkını aradığım için her gün ceza veriyorlar. Kenan evren ve arkadaşları katildir, yargılanmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
'MARAŞ, ÇORUM, GAZİ'Yİ YARATANLAR DA YARGILANSIN'
Enver Tağaç'ın annesi Gülşah Tağaç, “Benim oğlum işçisini, emekçisini, köylüsünü seven birisiydi. Ben de öyleyim. İnsan ayrımı yapmam. Tüm insanlarımı severim. Bugün görüyorum ki sadece Kenan Evren yargılanacak. Sadece Kenan Evren'in yargılanması çözüm değil. Maraş, Çorum, Gazi'yi yaratanlar da yargılansın. Devlet onları çok iyi biliyor maaşlarını veriyor” diye konuştu. Gülşah Tağaz, “12 Eylül'ü yaratanlar da davaya müdahil olmuşlar. Biz yananlar orada müdahil olmalıyız. Benim oğlum öğrenciydi okulundan attılar, 8 yıl yatırdılar. Yoğun işkencelerden geçti, 12 Eylülde 35 gün Gayrettepe'de işkence gördü, insanlıktan çıkarmışlardı. Tüm katillerin yargılanmasını istiyorum. Devrimcilere omuz omuza verin” çağrısında bulundu.
BERFO ANA AMBULANSLA GETİRİLDİ
32 yıldır oğlu Cemil Kırbayır'ı arayan 104 yaşındaki Berfo Ana, oğlunun mezarının kendisine verilmesini istedi. Berfo Ana, adliye binasının önüne ambulansla getirildi, tekerlekli sandalyede oturarak ancak konuşmasını yapabildi.
Fatsa eski Belediye Başkanı Fikri Sönmez'in (Terzi Fikri) oğlu Naci Sönmez, Bu davayı bulandırmaya çalışabilirler, AKP bugün kendi meşrebince bu davayı sulandırmak için elinden geleni yapabilir. ama unutmamalıyız ki bu dava başlamışsa devrimcilerin sosyalistlerin 32 yıldır sürdürdüğü mücadele sonucudur. Biz dişimizle mücadelemizle bugünlere geldik” dedi. Sönmez, “Mahkeme salonuna Pinochet gibi gelmeyi bile beceremeyen Evren'in avukatı diyor ki, 'Mahkemede katillerin başları yargılanmaz'. Bu bir insanlık suçu değil miydi? bu ülkenin toplumuna silah doğrultarak 82 anayasasını dayattınız. Kimse bizim Fatsa yolundan geri adım atığımızı düşünmesin” şeklinde konuştu.
'TÜSİAD, YÖK, YARGI İLE HESAPLAŞMAKTIR'
12 Eylül'de cezaevinde eşi öldürülen Mukaddes Erdoğdu Çelik, “Katiller ile yüzleşip onların yüzüne karşı hesap istediğimiz söyleyemiyoruz. Şimdilik bundan mahrum bırakıyorlar, ama eğer haklılığımıza inancımızı korumaya devam ettiğimiz sürece, 12 Eylül ile hesaplaşmayı sürdüreceğiz. Bu, kapitalist sömürü düzeni ile, faşist rejimlerle, TÜSİAD ile, YÖK ile, baskıcı yargı sistemi ile hesaplaşmaktır, 12 Eylül'le hesaplaşmak” dedi.
ÖDP'nin programında bir konuşma yapan gözaltında yaşamını yitiren Özgüç Tuncay'ın ablası Sabriye Tuncay, "Özgüç, yüreği insan sevgisiyle dolu bir insandı. Ben insanlarla değil, sistemle hesaplaşılması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Tuncay, AKP'nin "12 Eylül ile hesaplaşıyoruz" söylemine inanmadığını da belirtti.
DİSK üyeleri de Ankara Adliyesi önünde toplandı. 12 Eylülün ardından kapatılan DİSK'in genel sekreteri Adnan Serdaroğlu, 12 Eylül hukukunun yargılanması gerektiğini söyledi. Bugünkü yargılamanın bir başlangıç olduğunu söyleyen Serdaroğlu, tüm sorumluların yargılandığı gerçek yargılamanın bir an önce başlamasını istedi.
***
Darbeci generallerden Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın duruşmasına yarın sabah devam edilecek.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan daha önceki "daha büyük salon" talebini yineleyecek. Başsavcılığa "Büyük salon var mı" yazısı gönderilerek, daha önce gönderilen yazının akibeti sorulacak.
Mahkeme ayrıca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında sistematik işkence yaptıklarına dair soruşturma açılıp açılmadığını soracak. Mahkeme heyetinin bir başka kararı ise işkence iddialarıyla ilgili olarak yerel savcılara gönderilen görevsizlik kararlarının listesini istemek oldu.
Mahkeme heyeti, diğer taleplere ilişkin kararını duruşmanın sonunda verecek. Darbeci iki generalin yargılandığı davaya yarın sabah 09.30'da devam edilecek.
Darbeci generallerin avukatları Bülent Hayri Acer, Sezin Duygu Tuncer, Mithat Burak Başkale, davanın hukuken yok hükmünde olduğunu iddia etti.
Avukat Acer, darbeyi, darbe anayasasını ve darbenin kurumlarından MGK'yı savundu. "12 Eylül Anayasası Türk hukuk düzeninin temel belgesidir. MGK Anayasal bir kurumdur. Anayasal organın çıkardığı kanunlar, anayasanın teminatı altındadır. Anayasanın teminat altına aldığı hiçbir program, eylem, plan suç sayılamaz. Eğer bu gayri meşru ise 12 Eylül Anayasası da gayri meşrudur. Savcılığın böyle bir soruşturma yapmaya yetkisi yok. Soruşturmasız dava olmaz. Bu dava hukuken yok hükmündedir" dedi.
İddianamenin de yok hükmünde olduğunu ileri süren sanık generallerin avukatı Acer, iddianamenin kabul kararının okunmamasını talep etti.
Müdahil avukatlar da söz aldı. Avukat İbrahim Güçlü, "Hukuk oyunlarıyla bu davanın üstesinden gelinemez. Toplumsal ve siyasi bir davadır" dedi.
Avukat Fikret Babaoğlu ise sanıkların duruşmaya katılmaları gerektiğini söyledi. "Ya Pinochet gibi tekerlekli sandalyede getirilmeli ya da Mübarek gibi kafeste getirilmeli. Huzurda yargılama yapılmalı" diye konuştu.
Avukat Aygün Erdoğan, sanıkların suçu sabit olduğunu belirterek, "Planlayarak darbe yapmışlardır. Bu nitelikte bir suçun yargılanamayacağına dair hüküm hiçbir yasada yoktur" şeklinde konuştu.
Avukat Kazım Genç de uluslararası sözleşmeleri, AİHM'in Litvanya kararını hatırlattı, "Yargılama yapılmalı" dedi.
Avukat Mustafa Remzi Toprak, "Darbe sonrası darbeciler bir düzen kurmuştur, ama bu düzene rağmen de yargılanmaları gerekir" diye belirtti.
Avukat Arif Ali Cangı, 15. maddenin kaldırıldığını hatırlattı, yargılamanın önünde engel olmadığını söyledi.
Müdahil avukatlar, sanık avukatlarının yargılamanın yapılamayacağı yönündeki talebinin reddini istedi. Ara vererek talebi değerlendiren mahkeme heyeti sanık avukatlarının talebini reddetti.
Bu arada davaya Milliyetçi Türkiye Partisi, Ankara 68'liler Derneği, TÖBDER, Devrimci 78'liler Federasyonu, Hak-Par, Büyük Birlik Partisi, Diyarbakır Barosu, BDP, ÇHD, İHD, EMEP, Türkiye Barolar Birliği, Eşitlik ve Demokrasi Partisi, CHP, Kamu Çalışanları Vakfı, MHP kurumsal olarak müdahil olurken, 500'ü aşkın bireysel müdahilin adı okundu.
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın sağlık durumlarının duruşmalara katılmalarının önünde bir engel teşkil edip etmediğinin tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumu karar vermedi. ATK raporunda karar için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi istendi.
***
CHP adına müdahillik talebinde bulunan CHP'li vekil, hükümetin müdahilliğini kastederek "Hükümet içerisinde çok farklı kurumlar mağdur olmadıkları halde, mağdur olarak davaya katılıyorlar. Doğrudan mağdur olmayanlar davaya katılmamalı, gerçek mağdurlar belirlenmeli. Hükümet üyelerinin bu davada mağduriyet ilişkisi olamaz" dedi.
CHP adına söz alan Avukat Şanal Saruhan, partilerinin o dönem kapatıldığını, arşivlerinin SEKA'ya gönderilerek parti tarihinin yok edildiğini belirtti. Yargılamanın özel yetkili mahkemede yapılmasını eleştiren Saruhan, "Özel yetkili mahkemeler olağandışı mahkemelerdir. DGM'ler görevini size devretti. 12 Eylül kalıntısı mahkemelerdir" dedi.
Mağdur oldukları ve döneme tanıklık etmek istediklerini belirten Saruhan, bu nedenle müdahillik başvurusunda bulunduklarını söyledi.
EDP adına konuşan Barış Dirik, referandumda evet oyu verdiklerini böylece yargılama sürecini başlattıklarını söyledi. "12 Eylül siyasi partileri kapattı. Daha sonra Siyasi Partiler Yasası'yla 12 Eylül devam etti. Biz yeni bir partiyiz ama siyasi parti yasakları sürüyor. Bu nedenle davaya müdahiliz" şeklinde konuştu.
BDP adına Meral Danış Beştaş konuştu. "Partimizin temel ilkeleri geçmişle yüzleşme ve hakikatleri açığa çıkarmaktır. Bu dava 12 Eylül ile yüzleşmeyi sağlamayacaktır biliyoruz, ama parti olarak geçmişle yüzleşme adına atılmış her türlü adımı destekliyoruz. Bu yüzden müdahillik talebinde bulunuyoruz. Darbenin sonuçlarını en yakından, en derinden hisseden kesimi partimiz temsil ediyor. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları anlatmak için müdahiliz. Siyasi Partiler Kanunu'nun en büyük mağduru bizim partimiz. Özel yetkili mahkemeleri eleştirdi" dedi.
Avukat Rasim Öz, "Faşist generallerin eylemleri öncelikle Türkiye işçi sınıfına karşıdır. Sendikalar kapatıldı, mallarına el konuldu. Sosyalistler ve Kürt halkına karşıdır bu darbe. Mutlaka tutuklanmalı ve yargılanmalıdırlar. Darbecilerin eylemlerine MHP destek verdi. Kemal Türkler'i kim öldürdü" dedi. Sanıkları kasteden Öz, "Onlar gebermeden yargılanmalılar. Gelseler bir yüzlerine tükürecektim" diye konuştu.
TÖBDER adına söz alan İsmet Yalçınkaya, "12 Eylül döneminde 210 üyemiz öldürüldü, 200 üyemiz mağdur oldu, derneğimiz kapatıldı, mallarına el konuldu. Bu nedenle müdahiliz" dedi.
Abdi İpekçi, Cavit Orhan Tütengil ve Doğan Öz adına Avukat Hasan Üre söz aldı. Darbe koşullarının olgunlaşması için bu cinayetlerin işlendiğini belirten Üre, "Kaos ortamı yaratılmak istendi. Sanıklar bunu engelleyebilirlerdi ama engellemediler" şeklinde konuştu.
Doğan Öz'ün kızı Bengi Heval Öz ise, "Siyasi görüşü ne olursa olsun 12 Eylül'ün mağdur ettiği herkes bu davaya müdahil olabilmeli. Babam kontrgerillayı araştırırken öldürüldü. Kontrgerilla şemasını çiziyordu. Hazırladığı kontrgerilla raporu mahkemenize yardımcı olacaktır" dedi.
Cezaevinde işkence ile öldürüldüğü söylenen ülkücü Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun avukatı Mustafa Remzi Toprak, "Müvekkilim cezaevinde namaz kılmakta ısrar ettiği için dövülerek öldürüldü. Sanıkların ve birinci derece yakınlarının mal varlıklarına el konulsun ve tutuklansınlar" talebinde bulundu.
Büyük Birlik Partisi (BBP) adına Remzi Çayır, 18 yaşında Mamak'a konulduğunu söyledi. "Darbeciler sağcı ve solcu ayrımı yapmadan herkese işkence yaptılar. Eline silah verdiklerimiz silahlarını bize karşı yöneltti. O dönemin en çok acı çekenleri ülkücülerdir" dedi.
MHP adına Yaşar Yıldırım, "En büyük zararı biz gördük. Darbeye hazırlık aşamasında MHP'nin yetkilileri ve bir bakanı Konseyin taşeronları tarafından katledildi. Partimiz kapatıldı, müdahiliz" şeklinde konuştu.
***
12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını isteyen çok sayıda kişi, kurum, siyasi parti, Ankara Adliyesi önünde eylemine devam ediyor. Adliye önünde kurulan iki ayrı kürsüde, darbe tanıkları konuşmalar yapıyor, gerçek adalet istiyor.
ESP, "12 Eylül'den hesap soruyoruz. Adalet istiyoruz", SDP "Adalı'nın yoldaşları hesap soruyor", ÇHD "Sıkıyönetimden özel görevliye 12 Eylül hukuku sürüyor", 12 Eylül'ü Yargılama Platformu Kürtçe ve Türkçe "Evren ve Şahinkaya ile başladı, onlarla bitmesin. Süren 12 Eylül tüm kurum ve yasalarıyla kaldırılsın. Bütün darbeciler ve suç ortakları yargılansın", ÖDP, “İki 12 eylülden de hesap soracağız" pankartları ile alanda bulunuyor. HDK flamaları taşınıyor. 12 Eylül mağdurları ellerinde kaybettiklerinin fotoğraflarını, o dönemde yargılananlar ellerinde iddianameleri taşıyor. 12 Eylül'ün ardından ordudan atılan mağdurlar da adliye önünde. DTK Eş Başkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk, BDP Milletvekili Sırrı Sakık, KESK Genel Başkanı Lami Özgen de adliye önündeki eylemlere katıldılar. 104 yaşındaki Berfo Ana, 12 Eylülcülerinin kaybettiği oğlunun mezarını bulmak için ambulansla adliye önüne geldi.
12 Eylül'ü Yargılama Platformu, sık sık "Katil devlet hesap verecek", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Biji bratiya gelan", "Anaların öfkesi katilleri boğacak" sloganları atıldı.
Platform adına bir konuşma yapan Celalettin Can, topluma iç savaş dayatıldığını, toplumun çeşitli kesimlerini karşı karşıya getiren uygulamalar yapıldığını söyledi. Konuşmasının darbecilere seslenen Can, “İşkenceler, idamlar, yasaklanan ve yakılan kitaplar, işinden atılan on binlerce kişi, milyonlarcamızın mağduriyetini ve acılarımızın sorumlususunuz. Yargılanmalısınız" dedi. Dünyanın en otoriter anayasanın hazırlandığını söyleyen Can, dünyanın en kalıcı ve en köklü milli güvenlik devletinin kurulduğunu kaydetti. Can, toplumsal muhalefetin şiddetle bastırıldığını, kamu kaynaklarının hortumlandığını, neoliberal politikaların uygulandığını söyledi. Can, “Etnik temizlik yapar gibi devrimci temizliği yaptınız, oluk oluk kan akıttınız, yargılanacaksınız” şeklinde konuştu.
'MARAŞ, 12 EYLÜL'E GİDEN YOL'
Maraş katliamı tanığı ve bir yılını işkencede geçiren Hamit Kapan; “Ben Maraş katilamı mağdurları adına ve Maraş'ta 12 Eylül'de hayatını kaybeden yoldaşlarım adına buradayım. Onlar adına burada darbecilerden hesap sormak için buradayım. Biz hesap sorma bilincini yükseltmeliyiz. Maraş katliamı, 12 Eylül'e giden yolun en önemli taşlarını oluşturmuştur. Bize, yoldaşlarımıza aylarca süren işkence yaptılar” dedi.
'MAHKEME GÖSTERMELİK, 12 EYLÜL İŞ BAŞINDA'
Sanatçı Ferhat Tunç, “Bugün sevinemiyoruz, toplandığımız alanda büyük bir hüzün var. Acılıyız. 32 yıldır hepimizi büyük bir demokrasi aldatmacası ile karşı karşıya bıraktılar. Bu ülkede gerçek anlamda darbelere darbeci zihniyete karşı bir yönetim ortaya çıkmış olsaydı 32 yıl bu süreç geciktirilmezdi. Bu binada görülen mahkeme göstermelik bir mahkemedir. Bundan hepimiz emin miyiz, bu göstermelik mahkemeyi kuranlar bugün de halkımıza kan kusturuyor” dedi. Tunç, “12 Eylül zihniyeti bu ülkede farklı olan herkese, her kesime düşman olan bir zihniyettir. Kürt sorununda çözümsüzlük, imha ve imhayı dayatanlar bugün benzer politika ile devam ettiriyorlar. Dün Çorum'da Maraş'ta Alevi katliamı yapanlar, bugün Alevilerin taleplerini görmezden geliyorlar, çözümsüz kılmaya devam ediyorlar. Onun için bu mahkeme göstermelik bir mahkemedir. Bu sürecin takipçisi olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. 12 Eylül döneminde kaybettiklerimizin bizden beklediği budur. Bu katilleri hak ettikleri cezayı bulana kadar bu sürecin takipçisi olacağız. Bu ülkeyi kan gölüne çeviren zihniyet ile hesaplaşmak için önemli bir fırsattır” şeklinde konuştu.
'ANNEM HER GÜN KATİLLERİYLE HESAPLAŞIYOR'
12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi Faruk Eren, annesinin yıllardır oğlunun mezarını aradığını söyledi. Eren, “Annem her gün katilleriyle hesaplaşıyor. Her cumartesi Galatasaray Meydanı'nda yakınlarımızı kaybedenlerle hesaplaşıyoruz. 32 yıldır kardeşimin katillerini arıyoruz. Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmasını ve kayıpların mezarlarının bulunmasını istiyoruz” dedi.
'KENAN EVREN VE ARKADAŞLARI KATİLDİR'
12 Eylül'ün en büyük işkence merkezi Diyarbakır Cezaevi'nde yaşamını yitiren Cemal Arat'ın annesi Sakine Arat, “Ben kürdüm. 4 evladımı kaybettim. Ben bu evlatlarımın hakkını istiyorum. Evlatlarımın hakkını aradığım için her gün ceza veriyorlar. Kenan evren ve arkadaşları katildir, yargılanmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
'MARAŞ, ÇORUM, GAZİ'Yİ YARATANLAR DA YARGILANSIN'
Enver Tağaç'ın annesi Gülşah Tağaç, “Benim oğlum işçisini, emekçisini, köylüsünü seven birisiydi. Ben de öyleyim. İnsan ayrımı yapmam. Tüm insanlarımı severim. Bugün görüyorum ki sadece Kenan Evren yargılanacak. Sadece Kenan Evren'in yargılanması çözüm değil. Maraş, Çorum, Gazi'yi yaratanlar da yargılansın. Devlet onları çok iyi biliyor maaşlarını veriyor” diye konuştu. Gülşah Tağaz, “12 Eylül'ü yaratanlar da davaya müdahil olmuşlar. Biz yananlar orada müdahil olmalıyız. Benim oğlum öğrenciydi okulundan attılar, 8 yıl yatırdılar. Yoğun işkencelerden geçti, 12 Eylülde 35 gün Gayrettepe'de işkence gördü, insanlıktan çıkarmışlardı. Tüm katillerin yargılanmasını istiyorum. Devrimcilere omuz omuza verin” çağrısında bulundu.
BERFO ANA AMBULANSLA GETİRİLDİ
32 yıldır oğlu Cemil Kırbayır'ı arayan 104 yaşındaki Berfo Ana, oğlunun mezarının kendisine verilmesini istedi. Berfo Ana, adliye binasının önüne ambulansla getirildi, tekerlekli sandalyede oturarak ancak konuşmasını yapabildi.
Fatsa eski Belediye Başkanı Fikri Sönmez'in (Terzi Fikri) oğlu Naci Sönmez, Bu davayı bulandırmaya çalışabilirler, AKP bugün kendi meşrebince bu davayı sulandırmak için elinden geleni yapabilir. ama unutmamalıyız ki bu dava başlamışsa devrimcilerin sosyalistlerin 32 yıldır sürdürdüğü mücadele sonucudur. Biz dişimizle mücadelemizle bugünlere geldik” dedi. Sönmez, “Mahkeme salonuna Pinochet gibi gelmeyi bile beceremeyen Evren'in avukatı diyor ki, 'Mahkemede katillerin başları yargılanmaz'. Bu bir insanlık suçu değil miydi? bu ülkenin toplumuna silah doğrultarak 82 anayasasını dayattınız. Kimse bizim Fatsa yolundan geri adım atığımızı düşünmesin” şeklinde konuştu.
'TÜSİAD, YÖK, YARGI İLE HESAPLAŞMAKTIR'
12 Eylül'de cezaevinde eşi öldürülen Mukaddes Erdoğdu Çelik, “Katiller ile yüzleşip onların yüzüne karşı hesap istediğimiz söyleyemiyoruz. Şimdilik bundan mahrum bırakıyorlar, ama eğer haklılığımıza inancımızı korumaya devam ettiğimiz sürece, 12 Eylül ile hesaplaşmayı sürdüreceğiz. Bu, kapitalist sömürü düzeni ile, faşist rejimlerle, TÜSİAD ile, YÖK ile, baskıcı yargı sistemi ile hesaplaşmaktır, 12 Eylül'le hesaplaşmak” dedi.
ÖDP'nin programında bir konuşma yapan gözaltında yaşamını yitiren Özgüç Tuncay'ın ablası Sabriye Tuncay, "Özgüç, yüreği insan sevgisiyle dolu bir insandı. Ben insanlarla değil, sistemle hesaplaşılması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Tuncay, AKP'nin "12 Eylül ile hesaplaşıyoruz" söylemine inanmadığını da belirtti.
DİSK üyeleri de Ankara Adliyesi önünde toplandı. 12 Eylülün ardından kapatılan DİSK'in genel sekreteri Adnan Serdaroğlu, 12 Eylül hukukunun yargılanması gerektiğini söyledi. Bugünkü yargılamanın bir başlangıç olduğunu söyleyen Serdaroğlu, tüm sorumluların yargılandığı gerçek yargılamanın bir an önce başlamasını istedi.
***
Darbeci generallerden Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın duruşmasına yarın sabah devam edilecek.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan daha önceki "daha büyük salon" talebini yineleyecek. Başsavcılığa "Büyük salon var mı" yazısı gönderilerek, daha önce gönderilen yazının akibeti sorulacak.
Mahkeme ayrıca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında sistematik işkence yaptıklarına dair soruşturma açılıp açılmadığını soracak. Mahkeme heyetinin bir başka kararı ise işkence iddialarıyla ilgili olarak yerel savcılara gönderilen görevsizlik kararlarının listesini istemek oldu.
Mahkeme heyeti, diğer taleplere ilişkin kararını duruşmanın sonunda verecek. Darbeci iki generalin yargılandığı davaya yarın sabah 09.30'da devam edilecek.
YORUM YAZIN