Öğrenciye Cezada Çıta Yükseldi: Önce İnfaz Sonra Yargı
- MERVE EROL - |
En son ocak ayı başında Abdullah Gül’ün İstanbul Üniversitesi’ni ziyareti sırasında üzerlerindeki üç yumurtayla gözaltına alınan üç öğrenci için savcı, yumurta başına 44 ay hapis istemişti. Saç kestirmekten poşu takmaya, savcıların fantazi güçleri havsalayı aşıyor, malûm. 500′ü aştıkları söylenen tutuklu üniversite öğrencilerinin tam sayısını öğrenmek, takip etmek güç. Buna bir de lise öğrencilerini ekleyin…
Kampüslere canı istediği gibi giren polisin dışında, okulları patronlarının malı zannedip öğrenciye karşı gözleri dönen özel güvenlikçiler, bizzat güvenlikçilerin kimi fakültelere girmelerine göz yumduğu çeteler… Öğrencinin düşmanı çok.
Ama Selçuk Üniversitesi yönetimi kadar ileri giden de yok. Bazı “Türkiye gerçekleri”nin altını çizen Selçuk Üniversitesi yönetimi, kendi öğrencisine nefrette çığır açmış durumda…
16 Selçuk Üniversitesi öğrencisi, nisan ayında KCK operasyonu kapsamında gözaltına alındı. 15 öğrenci tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, tutuklanan Hasan Doğan dahil dört öğrenci için ilk “karar” kendi üniversitelerinden geldi ve “kanundışı kuruluşlara üye olmak (BDP binasına gidip gelmek kastediliyor), bu kuruluşlar adına faaliyet yapmak veya yardımda bulunmak” gerekçesiyle yükseköğretimden çıkarıldılar. Sadece Selçuk Üniversitesi’nden değil, total olarak “yükseköğretim”den…
Selçuk Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü’den yapılan açıklamada şöyle dendi: “YÖK disiplin yönetmeliğinde de ‘adlî soruşturma disiplin soruşturmasını geciktirmez’ diyor. Ağır cezada davalar uzun sürüyor. Öğrenci dava bitene kadar mezun olur. Mezun olduktan sonra ne cezası verilecek?”
Kan donduran bir mantık, hukuku alenen ayaklar altına alan bir uygulama, “muhafazakâr liberal”lere yakışacak bir icraat hızı… Aynı üniversitenin Sosyoloji Bölümü’nde kadrolu profesör olan Yasin Aktay, acaba bu durumu nasıl açıklar?
*ilk olarak birdirbir.org adresinde yayımlanmıştır.
YORUM YAZIN