Header Ads

İlhan Cihaner: Bu Şekilde Devam Ederse Başbakan'ın Alınması Yönünde de Engel Olmaz

MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılması için Başbakanlık'tan izin alınması gerekiyor mu? Hayır diyenler örnek olarak CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile Genelkurmay Başkanı E. Org. İlker Başbuğ'u örnek gösterdiler... Türkiye siyasi tarihinin en kritik günlerini, 'Benim aklım hiç karışık değil. Kafam çok net' sözleriyle değerlendiren Cihaner, 'Benimle ilgili soruşturma, MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasına dayanak gösteriliyor. Tam tersi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu bunun hukuk dışı olduğunu tespit etti' dedi. Cihaner'in sözleri şöyle:

- MİT yöneticilerinin savcılıkça çağrılması Hükümet için de sürpriz mi oldu?
Gerçekçi bulmuyorum. Yaşananlar, Erzincan'da görülen davanın pilot dava olduğunu gösteriyor. Oradaki olguların tamamı bugüne temel oluşturmuş durumda. O zaman olup biteni savunan AKP'li Bakanlar şimdi akıllarının almadığını söylüyor. Tahliye edildiğimde bu şekilde devam ederse Başbakan'ın alınması yönünde de engel olamayacağını söylemiştim.
- Neler oluyor?
Özel yetkili savcılıklar, mahkemeler aracılığıyla siyaset dizayn edilmeye çalışılıyor. Yazar Metin Çulhaoğlu'nun söylediği gibi, yargının siyasallaşması değil, siyasetin yargısallaşmasıdır bu. Özel yetkili yargı düzeniyle Türkiye'de artık her şey olabilir. MİT müsteşarlarını tutuklayabilirler de. Bundan sonra barış yoluyla Kürt sorununun çözülme ihtimali ortadan kalkmıştır.
- Sizce sorumlu siyasi iktidar. Neden?
AKP'nin ölümcül hataları oldu. Habur sürecindeki hukuksuzluklar, Oslo sürecinin ele yüze bulaştırılması, orada AKP'nin seçimi kazasız belasız atlatmasına yönelik pazarlığa girişildi. Yargı aracılığıyla politika üretilmez hale geldi.
- MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılması hukuken doğru mu?
Hukuk dışı buluyorum. MİT Kanunu'nun 26'ncı maddesi Başbakan'ın iznini gerektiriyor.
- Soruşturma yetkisi kimde?
CHP'li Tanju Özcan'ın suç duyurusuyla ilgili Ankara'da da soruşturma olduğu anlaşılıyor. Savcılar soruşturmaları birleştirmeliydi. Niye İstanbul yetkili? Bunlar AKP'nin yaptığı her yasanın kaosa neden olduğunun göstergesi.
- Ne yapılmalı?
Başta Emre Taner olmak üzere MİT mensuplarının tarihi bir sorumluluğu var. Türkiye'nin son 10-15 yılına dair bildiklerini açıklamaları gerekir. Yüksek yargıçları, gazetecileri dinleyip konuşmaları servis edenler kim? Kanunsuz takipleri kim yaptı? Dink davasıyla, Erzincan-Erzurum davasıyla ilgili bildikleri ne varsa anlatsınlar. MİT yöneticilerinin bugüne kadarki komploları kimin yaptığını açıklaması gerekiyor. Eğer terörist yaftasını yerlerse bundan sonra söyleyeceklerine güvenilmez. Hanefi Avcı'nın konumuna düşerler. Bir ülkenin Yargıtay'ı, Danıştay'ı, yüksek yargıçları, gazetecileri dinlenecek. MİT'in bütün bunları açıklamasının zamanıdır. Herkes teröristse yıkıp yeniden kuralım bu ülkeyi.
- Siyasi irade konuşulmasını ister mi?
Bu süreçte herkesin arınma sürecine destek vermesi gerekir. Öncülüğü Meclis'in yapması gerekir ama AKP toplumu kamplaştırdığının farkında değil. Komisyon kurup dinlemeleri, servisi kimin yaptığını belirlemeli.
Bakan da çağrılabilir
- Oslo görüşmesinin, Habur'un arka planı ne? Tüm PKK eylemlerinin olağan şüphelisi olan askerler bir yerden sonra nasıl dokunulmaz hale geldi?
- Şaşırma duvarı çoktan aşıldı Türkiye'de. Kanlarına şöhret girmiş hukukçuların her seferinde daha iddialı işler yapma arzusunu da yabana atmayın.
- Yaşananlar MİT'in içindeki bir tartışmanın ipuçlarını veriyor. Bir boyutuyla ise siyaseti, daha büyük oranda Türkiye'yi dizayn etmek isteyen bir dış güç var. Başbakan'ın bundan kendini inandırıcı şekilde sıyırması gerçekçi olmayacak. Çünkü Oslo'daki görüşmeye MİT mensupları doğrudan Başbakan'ın talimatıyla gittiklerini söylüyorlar. Başbakan'ın sorumluluğu Müsteşara göre daha ağırdır. Habur'da da öyle. Özel yetkili savcılık Adalet Bakanı'nı çağırıp, 'Sen orada neyi organize ettin?' diye sorabilir. Eğer sen bu hataları yapanların yıllardır sırtını sıvazlarsan, bunlar olur. MİT'in de günahı  büyük. Oslo görüşmelerinin sızdırılması çok ilginçti. Tutanaklarda hakem devlet deniyor ya... Yani o masadaki 3'üncü taraf kimse onun üzerine gitmek gerekir.

Haber-Röpörtaj: Özlem Akarsu Çelik/Akşam

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.