Header Ads

Hrant Dink Cinayeti Davasının 24. Duruşması: Yasin Hayal: Beni Bu İşin İçerisine Devlet Çekti

Hrant Dink'in katil zanlılarının yargılandığı davanın 24. duruşması bugün yapıldı. Duruşmada söz alan Yasin Hayal, bugünden itibaren isyan başlattığını söyledi.

Hayal, "Türkiye Cumhuriyeti devleti beni bu işin içerisine çekti, şimdi de beni ortadan kaldırmaya çalışıyor. Daha önceden de saldırıya uğradığımı söylemiştim, bu saldırılar devam ediyor. Bir kısım gardiyanların saldırıları devam ediyor. Yarın öbür gün ölürsem cesedime otopsi yapılmasın, çünkü katilim bellidir. Katilim Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bana tehditler savuranlar bilsinler ki ben öyle balkon çocuğu değilim, bu tehditlerden yılmayacağım. Bu tarihten itibaren isyan başlatıyorum" dedi.

Mahkeme heyetine tek sayfalık bir dilekçe sunan Hayal, dilekçesinin mahkeme salonunda okunmasını istemedi.

Dink ailesinin avukatları, Yasin Hayal'in açıklamalarına ilişkin kendisine sorular yöneltti.

Hayal'e kimden ölüm tehdidi aldığını soran Dink ailesinin avukatlarına Hayal, Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Hapishanesi'ndeki gardiyanlardan tehdit aldığı yanıtı verdi. Hayal, gardiyanların isimlerini bilmediğini, fakat yüzleştirme yapılırsa tanıyabileceğini söyledi.

Dink ailesinin avukatlarının Yasin Hayal'e yönelttiği bir başka soru ise, "Hangi devlet yetkilileriyle görüştün" şeklindeydi.

Hayal bu soruya, "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. Bu dönemde Erhan Tuncel ve Trabzon Terörle Mücadele Şube Müdürü Yahya Öztürk ile görüştüğünü söyleyen Hayal, McDonald's'ın bombalanmasının ardından gözaltına alındığını, Öztürk'ün kendisine "Sen kahramansın" dediğini söyledi.

Erhan Tuncel'in kendisini çok sayıda kişiyle görüştürdüğünü de belirten Hayal, "Arada bir bu isimlerin kim olduğunu soruyordum, ama kendisi geçiştiriyordu. Alperen Ocakları başkanıydı kuruma olan hürmetimden ona güveniyordum" şeklinde konuştu.

Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen, Yasin Hayal'in Erhan Tuncel ile tanışmadan önce sessiz sakin, kendi halinde bir insan olduğunu, 2002'de bir rahibi dövmekle başlayan bu sürece girdiğini söyledi. Avukat Belen, görüştüğü devlet yetkilileriyle ilgili bilgi vermesini istedi.

Hayal bir kez daha yöneltilen bu soruya, "Üzerinden beş yıl geçti, hatırlamıyorum. Erhan Tuncel'den Reşat Altay'a kadar bu kişiler sorumludur. Benim yoksulluğumu kullandılar" şeklinde yanıt verdi.

AVUKATLAR TİB KAYITLARINI İNCELEDİ

Bu duruşmada Dink ailesinin avukatları Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kayıtlarına ilişkin incelemelerini mahkemeye sundu. Emniyetin sanıklarla ilgili bağlantı bulunmadığı yönündeki raporunun gerçeği yansıtmadığını söyleyen Dink ailesi avukatları, yaptıkları incelemeler sonucunda, olay yerinde olan bazı kişilerin davada yargılanan sanıklarla telefon görüşmesi yaptıklarını tespit ettiklerini kaydetti. Avukat, olay yerinde bulunan 532'li bir numaranın Hacı Salihoğlu ve Mustafa Öztürk ile irtibatının olduğunu söyledi.

Avukatlar, kendilerinin tespit ettiği telefon numaralarına ait olay öncesi ve sonrasına ilişkin kayıtların korunması için tedbir kararı alınmasını istedi.

Avukatlar, İstihbarat Daire Başkanlığı'nın Ermeni gazeteci Hrant Dink cinayetindeki sorumluluğuna ilişkin de savunma yaptı.

Sanık avukatları Hrant Dink'in konuşmalarının tahrik unsuru içerdiğini ileri sürerek, bir kez daha tahrik indirimi istedi.


Dink'in katil zanlılarından Erhan Tuncel'in avukatı cinayetin aydınlatılmadığını söyledi. Aydınlatılmayan bölümlere Erhan Tuncel'in yerleştirilerek bu olayın perde arkasındaki kişi olarak gösterilmeye çalışıldığını belirten avukat, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü olan daha sonra Emniyet İstihbarat Daire Başkanı görevinde bulunan Ramazan Akyürek'in olayla ilgisinin olmadığını ileri sürdü. Tuncel'in avukatı, Ramazan Akyürek isminin hükümete yakın olduğu için Ergenekon tarafından çok fazla lanse edildiğini iddia etti.
Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'nun avukatı Feyzullah Şamar ise Hrant Dink'in toplumun hassasiyetlerini gözetmeden açıklamalar yaptığını savunarak, Dink'i suçladı. Ahmet Kaya'yı Kürtçe şarkı söyleyeceğine ilişkin açıklamasının ardından yaşadıklarını hatırlatan Şamar, "Kendisi haklı olarak bu ülkeyi terk etti, Hrant da böyle bir şey yapmalıydı" dedi. Hrant Dink'in konuşmalarının tahrik unsuru içerdiğini ileri süren Şamar, sanıkların tahrik indiriminden yararlanmasını istedi.

Diğer sanık avukatları da Ergenekon bağlantısı olmadığını ileri sürerek, cinayeti birkaç kişinin planlayarak gerçekleştirdiğini ileri sürdü.

Mahkeme heyeti, Dink ailesi avukatlarının, olayın yaşandığı an bölgede bulunan kişilerin sanıklarla görüştüğüne yönelik sunduğu dilekçe ile, TİB kayıtlarının 3 ay geri, 1 ay ileri tarihli korunma talebini, cumhuriyet başsavcılığına iletmekle yetindi.

Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 17 Ocak 2012 tarihine erteledi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.