Header Ads

'Hikayesi Olan' Hikayeler: Hay Hikayeler


- EDA SARAÇ -
Kadıköy Mephisto Kitapevinde gezinirken, kapağında nar resmi olan bir kitap kapağı son derece ilgimi çekti. Daha sonra bu kitabın arkadaşım Vartan Estukyan’ın babası Pakrat Estukyan’ın yeni çıkan kitabı olduğunu fark ettim.

Nar, Ermeniler için “bolluk, bereket” anlamına geliyor. Bundan mütevellit, öykülerin arka planları da oldukça bereketli olmuş.

Öyküler, sadece Ermeniler’in hikâyelerine odaklanmamış; Sivas’ta yaşayan Ermeni bir ailenin Yerevan’daki radyoyu takip etme tutkusuna yer verdiği kadar; 6-7 Eylül olaylarına da yer vermiş.

Ve elbette gidenler, “bu memleket bizim!” derken gitmek zorunda kalanlar...

Amerika’ya göçen Ermeni aileleri...
Göçenlerin mamaları ( büyükanneleri)’nin öyküye dâhil olmasıyla ilginçleşen hayatlar...
Dil bile bilmeden Amerika’ya gelen ve orada torunlarına hatta hiç tanımadığı bir evsize tutunarak yaşamaya çalışan büyükanneler...
Amerika’da tutunmaya çalışırken iç yakan memleket özlemi...
Büyükannenin hiç kimseyle konuşmayan bir evsizin iç dünyasına girebilmesi ve bu iletişimin sonucunda hem büyükannenin hem de evsizin hayata bağlanabilmesi, tutunabilmesi...

Belki de gurbete artık iyiden iyiye alışmam gerektiği için, gurbet-memleket ikileminde gidip geldiğim için artık bu son hikâye üçlemesi, bana çok dokunaklı ve de içli geldi.

Hikâyenin sonrası? Hikâyenin sonrası enteresan ama çok da beklenmedik değil...

Uzun lafın kısası; “Hay Hikâyeler” soğuk kış günlerinde bir elinizde narın bereketini tutarken, öbür elinizde içeceğiniz bozanız veyahut sahlebinizle güzel gidecek bir kitap... Edinmeye çalışınız, okuyunuz...

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.