Header Ads

Savcılık: Hrant Dink'i 'Uyaran' MİT Görevlileri Suçlu Ama Zaman Aşımından Yargılanamazlar

Hrant Dink'i 2004 yılında İstanbul Valiliği'nde tehdit eden üst düzey MİT görevlileri hakkında yapılan suç duyurusu, zaman aşımı dolduğu için düştü. Ankara Savcılığı, "MİT'çiler suçlu ama yargılanamazlar" kararı verirken, Dink ailesinin avukatları karara itiraz etti. Avukatlar, savcılığın kararının bozularak MİT görevlilerinin "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçunu düzenleyen TCK 83. maddeden yargılanmasını istedi. Suç duyurusu bu şekilde kabul edilirse, MİT'çiler hakkında 15 ila 25 yıl arasında hapis cezası istemiyla dava açılabilir.

SAVCILIK: MİT'ÇİLER SUÇLU AMA...

2004 yılında Hrant Dink'i İstanbul Valiliğine çağırarak tehdit eden üst düzey MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk hakkında, Dink ailesi avukatlarının başvurusu ve Başbakan Erdoğan'ın soruşturma izni vermesi ile soruşturma açılmıştı. Ankara Savcılığı, yaklaşık bir yıl sonra kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi.

Kararda "şüphelilerin üzerlerine atılı suçun görevi ihmal veya görevi kötüyle kullanma suçlarını düzenleyen maddeleri ihlal eder nitelikte olduğu ancak zaman aşımı tarihi dolduğundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği" belirtildi.

MİT KABUL ETMİŞTİ


Hrant Dink'in "haddini bildirme" operasyonu dediği Valilikteki görüşme, MİT tarafından kabul edilmişti. Görüşmeye katılan Özel Yılmaz'ın, Ergenekon davasında sanık olmasıyla, görüşmeye katılanların üst düzey istihbarat görevlileri oldukları ortaya çıkmıştı. Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği yazıda görüşmeyi ve görüşmeye katılanların MİT mensubu olduklarını, cinayetten 3,5 yıl sonra kabul etmişti.

KARARA İTİRAZ

Dink ailesinin avukatları Fethiye Çetin ve Hasan Ürel, Ankara Savcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz etti.

Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na verilen itiraz dilekçesinde, "Bugün artık bütün ayrıntıları ve kanıtlarıyla ortaya çıktığı üzere, Hrant Dink cinayeti, hedef gösterilmesi ve süreç içinde giderek arttırılan bir psikolojik saldırı sonucunda gerçekleştirilmiştir. Cinayetten sonra yürütülen yargılama, soruşturma ve incelemelerle açıkça ortaya çıkan bir diğer olgu ise; başta MİT olmak üzere Devletin bütün istihbarat birimlerinin, Hrant Dink'in yaşamının ciddi ve yakın bir tehdit altında olduğunu, cinayet planlarını bildikleri ancak buna rağmen hiçbir önlem almadıkları ve cinayetin göz göre göre işlendiğidir" denildi.

Dilekçede 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun, MİT Bölge Başkan Yardımcısı Özel Yılmaz'a Hrant Dink'i koruma görevi yüklediği belirtilen dilekçede, ayrıca bu kişilerin İl Koruma Kurulu üyesi olduklarına dikkat çekildi. Dilekçede, "Bu kişiler, görevlerinin gereğini yapmak, Hrant Dink'i koruma altına almak yerine onu bir sabah valiliğe çağırıp Hrant'ın deyimiyle; haddini bildirmişler, onu tehdit etmişlerdir" denildi.

Dilekçede, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişlerine ifade veren Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında görevli Yılmaz Angın'ın "İstanbul İl Koruma Komisyonu'nda görev alan 2 üyenin Dink'i şifahen uyardıkları ancak Yönetmeliğe uygun bir koruma tedbiri almadıkları malumdur" dediği de aktarıldı.

Dilekçede, kanunlara göre söz konusu kişilerin Hrant Dink cinayetini engellemek, koruyucu ve önleyici tedbirler almakla yükümlü oldukları da belirtildi. Bu yükümlülüklerini yerine getirdemedikleri için TCK'nın 83. maddesine göre Hrant Dink cinayetinden sorumlu oldukları kaydedildi. Dilekçede, şöyle denildi: "Çünkü bu şahıslar, kanunla yükümlü kılındıkları eylemleri ihmal ederek Hrant Dink cinayetine sebebiyet vermişlerdir. Özel Yılmaz, Handan Selçuk, Muammer Güler (dönemin İstanbul Valisi) ve Ergun Güngör (dönemin İstanbul Vali Yardımcısı) görevlerini yapmış olsalardı hiç kuşkusuz Hrant Dink bugün yaşıyor olacaktı."

15 İLA 20 YIL CEZA ALMALARI GEREKİYOR

TCK'nın 83. maddesi ise şöyle: "Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 20 yıldan 25 yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine 15 yıldan 20 yıla kadar, diğer hâllerde ise 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir."

Avukatlar, ayrıca, İstanbul Valiliği'ndeki görüşmeye hangi makamın hangi yasal yetkiye dayanarak karar verdiğinin araştırılmasını ve soruşturmanın bu yönde derinleştirilmesini, MİT görevlilerine emir veren amirlerinin de olaydaki sorumluluklarının araştırılmasını talep etti.

Avukatlar, savcılık kararının usül ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, savcının suç tarihi olarak görüşme tarihini aldığını, ancak Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak 2007 olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Zaman aşımı süresinin TCK 83/2 uyarınca hesaplanması gerektiğini bildirdi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.