Header Ads

Ankara Hopa Davasında 22 Tahliye

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndekî Ankara'daki Hopa davası sona erdi. Davanın ilk duruşmasında tutuklu 22 kişi hakkında tahliye kararı verildi.

SAVCI 5 TAHLİYE İSTEDİ

Avukatların görevsizlik talebini reddeden mahkeme heyeti, sanıkların savunmasının ardından savcının mütalaasını aldı. Savcı Göksel Ilgın, Ozan Sürer, Eda Dışkaya, Cüneyt Çakır, Fırat Konukçu'nun tahliyesini, 17 kişinin tutukluluk halinin devamını istedi. Avukatlar ise tutuklu 22 kişinin de serbest bırakılması talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti talepleri değerlendirdi. Tutuklu 22 sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verdi.

'SUSKUN TOPLUM YARATILMAK İSTENİYOR'

Savcının mütalaasının ardından avukatların savunmalarına geçildi. Avukat Ayhan Erdoğan, tahliye kararına katıldıklarını fakat eksik bulduklarını söyledi. Özel yetkili savcılığa çıkarılacak kişilere polisin gözaltında soru sorma hakkı olmadığına dikkat çekti. Yargılamanın demokratik tepkileri engellemeye yönelik olduğunu belirten Erdoğan, “Ben polisin bilinçli olarak saldırganca bir tutum geliştirdiğini düşünüyorum. Suskun toplum yaratılmak isteniyor” şeklinde konuştu.

'YASADIŞI ÖRGÜT POLİS TEŞKİLATI İÇİNDEDİR'

Avukat Erdoğan, bu davayla ilgili yasadışı bir örgütten bahsedilecekse bunu polis teşkilatı içinde aramak gerektiğini söyledi. “Polis teşkilatı içinde bir örgüt sahte delillerle, delil üreterek kendine muhalif herkesi susturarak, iktidara yaranmacı bir tutum sergilemektedir. Demokratik taleplerin suç şeklinde algılanması tehlikedir. Bizi otoriter rejime götürür” dedi.

Başbakan Erdoğan'ın Hopa'dan başlayarak Halkevleri ve Öğrenci Kolektiflerini işaret ederek hedef gösterdiğini söyleyen Avukat Erdoğan, polisin Başbakan'a yaranmak için bir tavır ortaya koyduğunu belirtti. Toplanacak bir delil olmadığı için derhal beraat kararı verilmesini istedi.

'YARGILANAN MUHALEFET ETME HAKKIDIR'

Avukat Arzu Becerikli, “Burada yargılanan muhalefet etme hakkı, görüşlerini oy kullanma dışında başka bir kanalla dile getirme hakkıdır. Anayasal düzenlemeyle bu hak korunmaktadır” dedi. Anayasada önceden izin alınmaksızın silahsız eylem yapılabileceği belirtildiğini yapılanında bu hakkın kullanılması olduğuna işaret eden Becerikli, “Burada silah polistedir. Gaz bombaları, coplar, küfürler, genç kızlara tacizler. Yapılan müdahale suç teşkil etmektedir” şeklinde konuştu.

Polisin Başbakan'dan aldığı talimatla hareket ettiğini söyleyen Avukat Becerikli, “Polisin yaranmacı tutumu anlaşılabilir fakat bu hukukun ihlal edilmesine neden olamaz. Polis yargı önüne çıkarılmalıdır, fakat buna ilişkin bir soruşturma yürütülmemektedir” dedi.

Biber gazı kullanımının aşırı şiddet içeren, öldürücü madde olarak tanımlandığını, Türk Tabipleri Birliği'nin buna ilişkin rapor hazırladığını hatırlatan Avukat Becerikli, “Bunun kullanımında hiçbir kısıtlama yoktur. Biber gazı kullanımına izin verilmesi görevini kötüye kullandığı ve aştığını PVSK'nın ihlal edildiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Avukat Becerikli, hukuka aykırı yargılamanın sona erdirilmesini istedi, 2911'e göre mahkemelerde yargılanması ve tahliye talebinde bulundu.

ERZURUM'DAKİ GÖREVSİZLİK KARARI HATIRLATILDI

Avukat Kazım Erkut Güzel, Hopa'daki tutuklamalar ve Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararını hatırlattı. Bunun emsal alınmasını istedi.

Avukat Güzel, iddia makamının internetten yayın yapan 5 siteyi terör örgütü yayını olarak gösterdiğini belirterek, “Böyle bir karar mı var savcı bey bizden gizliyor” diye sordu. İddianamede yer aldığı gibi kamu malına zarar verilmediğini de söyleyen Güzel, kaldırımların sökülmediği yönünde belediyeden yazı geldiğini hatırlattı. “Polisin iddiaları mesnetsiz kalmaktadır. Derhal beraat talebimizi yineliyoruz” dedi.

Avukat Mehmet Ümit Erdem, THKP/C örgütünün illegal yapılanmasını ve bu kişilerin hangi alanlarında, hangi kod adını kullanarak görev aldıklarının tanımlanmadığına dikkat çekti.
'THKP/C VARLIĞINI SÜRDÜRMÜYOR'

Avukat Mehdi Bektaş da, THKP/C'nin varlığını sürdürmediğini söyledi. “THKP/C fikir olarak vardır belki ama fiziki olarak yoktur. Hukuk fikirle uğraşmaz fiille uğraşır. Böyle iddialarla bu insanları buraya tıkmak iktidar yandaşlığıdır” dedi.

'8 ARALIK'IN İNTİKAMI ALINIYOR'

Avukat Deniz Özbilgin, Başbakan Erdoğan'ın 4 Aralık 2010 tarihindeki rektörler buluşması sırasında öğrencilerin taleplerini iletmek istediğini 8 Aralık günü ise Burhan Kuzu'ya Ankara Üniversitesi'nde yumurta atıldığını anlattı. Burhan Kuzu'nun bu olayın ardından “Bunların arkasında terör örgütü var” dediğini hatırlatan Avukat Özbilgin, polisin Kuzu'nun söylediklerini referans aldığını belirtti. “Bütün deliller 8 Aralık 2010 tarihi itibariyle başlamıştır. Bu kolektif yumurta şenliğinin intikamıdır” dedi.

Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, mahkeme heyetinin merak ettiği soruları yanıtlayacağını söyledi. O gün kendisinin de orada olduğunu ve en önde bulunduğunu söyledi. Çağdaş Hukukçular Derneği'nin de eylemin çağrıcılarından olduğunu söyleyen Avukat Kozağaçlı, polisin eylemin sona erdirilmesi yönünde anons yapmadığını söyledi. Avukat Kozağaçlı, polis anonsunun müdahalenin ardından yapıldığını üstelik eylemcilere yönelik değil o caddede bulunan insanlara yönelik yapıldığını kaydetti.

'THKP/C TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR'

THKP/C'nin silahlı bir örgüt olduğunu fakat terör örgütü olmadığını belirten Avukat Kozağaçlı, “Bize bir örgüt gerekiyor. THKP/C silahlı örgüttü, asla terör örgütü değildi. 1991'de girmiştir terör suçu bizim yasalarımıza. THKP/C'nin varlığını sürdürdüğü dönemde terör örgütü denilemez. Savcılık THKP/C Devrimci Yol Devrimci Gençlik diye bir örgütü iddianameye koyduktan sonra sol camiada bu gülme konusu olmuştur” dedi.

Hakim bunun üzerine, “İddianame belki solu birleştirir dedi”. Avukat Kozağaçlı, “Olmayan bir örgüte yardım etmiş olmaktan ceza istiyorsunuz. Silahlı örgütler kendisini saklamaz, silahlı propaganda üzerine kuruludur. Bu kadar gizli, gizli bir örgüt olamaz” şeklinde konuştu.

Hakim Kozağaçlı'ya, gülümseyerek “Yeterince örgüt propagandası yaptın, yeter artık” dedi.

Savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmaya kısa süre ara verdi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti tutuklu 22 kişinin de tahliyesine karar verdi.

Sabah saat 11.00'de başlayan duruşmayı gün boyunca ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, CHP ve BDP milletvekillerinin yanı sıra 31 Mayıs günkü eylemde polis tarafından dövülerek kalça kemiği kırılan Dilşat Aktaş ve Hopa'daki polis müdahalesinde yaşamını yitiren Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu'da izledi.

Sabah saatlerinden itibaren Adliye önünde bekleyişlerini sürdüren kitle duruşmanın sonuçlanmasının ardından Sakarya Caddesi'ne yürüdü. Sabah saatlerinde başlayan kar yağışı ve soğuk havada gün boyu bekleyişlerini sürdüren kitle ateşler yaktı. Horona durdu, halaylar çekti.

Duruşmanın ardından “Her yer Hopa, her yer direniş”, “Metin Lokumcu ölümsüzdür”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Diren, isyan et, özgürleş”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş” sloganlarıyla Mithatpaşa Caddesi üzerinden Sakarya Caddesi'ne yürüdü.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.