İHD: Eylemcinin Öldürülmesi Sorgulanmalıdır
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi yaptığı yazılı açıklama ile
deniz otobüsünü kaçıran eylemcinin sağ ele geçirilmek yerine
öldürülmesinin yaşam hakkı ihlali olduğunu belirtti.
İHD, 12 Kasım 2011 günü İzmit Karamürsel seferini yapan Deniz Otobüsü'nü, 18 yolcu, 4 mürettebat ve 2 stajyer ile birlikte kaçıran eylemcinin saat 05.35 sıralarında yapılan operasyonla ölü olarak ele geçirildiğini hatırlattı.
İHD İstanbul Şubesi, kimsenin düşünceleri, mücadelesi uğruna sivil şahısları tehlikeye atması, masum kişilerin can güvenliği ve vücut bütünlükleri üzerinden taleplerini dile getirmesi, pazarlık yapması, sivillerin rehin alınması, kaçırılmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade ederek şöyle devam etti: "Siyasi mücadelelerin barışçı yöntemlerle verilmesi insanlığın esas hedefi olmalıdır. Deniz otobüsünün kaçırılması olayı nedeniyle belirtmek istiyoruz ki, her kim olursa olsun, suç işleyen birinin sağ olarak yakalanması, adalet önüne çıkarılması güvenlik güçlerinin öncelikli görevidir."
Yolcu ve mürettebatın can güvenliklerine, vücut bütünlüklerine kaçırma eylemi dışında özel bir saldırgan tutum içinde olmayan eylemcinin, yolcu ve mürettebatın hayatları tehlikeye atılmadan, ikna edilerek ya da etkisiz hale getirerek bir sona ulaşmak mümkün göründüğüne işaret eden İHD, "Bu kişinin öldürülmesi ve yolcuların hayatlarının riske atılması sorgulanmalıdır" dedi.
1996 yılında Çeçenistan'daki siyasi duruma dikkat çekmek için Trabzon'da Avrasya Feribotunu kaçıran eylemcilere karşı devletin sakin, anlayışlı ve şiddetten uzak tutumunu hatırlatan İHD, "Kimsenin burnu kanamadan bu tür eylemlerin sonuçlandırılabildiğini gördüğümüzde, silahlı olduğu bile şüpheli olan PKK eylemcisine yönelik bugünkü imhacı tutum açık bir çifte standart ve ayrımcılık olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.
İHD, 12 Kasım 2011 günü İzmit Karamürsel seferini yapan Deniz Otobüsü'nü, 18 yolcu, 4 mürettebat ve 2 stajyer ile birlikte kaçıran eylemcinin saat 05.35 sıralarında yapılan operasyonla ölü olarak ele geçirildiğini hatırlattı.
İHD İstanbul Şubesi, kimsenin düşünceleri, mücadelesi uğruna sivil şahısları tehlikeye atması, masum kişilerin can güvenliği ve vücut bütünlükleri üzerinden taleplerini dile getirmesi, pazarlık yapması, sivillerin rehin alınması, kaçırılmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade ederek şöyle devam etti: "Siyasi mücadelelerin barışçı yöntemlerle verilmesi insanlığın esas hedefi olmalıdır. Deniz otobüsünün kaçırılması olayı nedeniyle belirtmek istiyoruz ki, her kim olursa olsun, suç işleyen birinin sağ olarak yakalanması, adalet önüne çıkarılması güvenlik güçlerinin öncelikli görevidir."
Yolcu ve mürettebatın can güvenliklerine, vücut bütünlüklerine kaçırma eylemi dışında özel bir saldırgan tutum içinde olmayan eylemcinin, yolcu ve mürettebatın hayatları tehlikeye atılmadan, ikna edilerek ya da etkisiz hale getirerek bir sona ulaşmak mümkün göründüğüne işaret eden İHD, "Bu kişinin öldürülmesi ve yolcuların hayatlarının riske atılması sorgulanmalıdır" dedi.
1996 yılında Çeçenistan'daki siyasi duruma dikkat çekmek için Trabzon'da Avrasya Feribotunu kaçıran eylemcilere karşı devletin sakin, anlayışlı ve şiddetten uzak tutumunu hatırlatan İHD, "Kimsenin burnu kanamadan bu tür eylemlerin sonuçlandırılabildiğini gördüğümüzde, silahlı olduğu bile şüpheli olan PKK eylemcisine yönelik bugünkü imhacı tutum açık bir çifte standart ve ayrımcılık olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.
YORUM YAZIN