Urfalı Er Murat Kılıç Kışlada Demir Sopayla Dövüldü. Ailesi TBMM'ye Şikayet Etti.
Şırnak'taki 2. Komando Tugayı'nda askerlik yapan Urfalı er Murat Kılıç, nöbet tuttuğu çadırdaki kedinin kaybolduğu gerekçesiyle bölük komutanı Binbaşı İhsan Gökoğlan tarafından demir sopayla dövüldü.
Radikal gazetesinin haberine göre, Kılıç'ın arkadaşı olan bir erin telefonuyla olaydan haberdar olan ve oğullarının yaralı olarak revirde yattığını öğrenen aile, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na başvurdu.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na verilen şikâyet dilekçesine yansıyan haliyle olay şöyle gelişti: "6 Eylül günü, Binbaşı Ali İhsan Gökoğlan, nöbet tuttuğu çadırdaki kedinin kaybolduğu gerekçesiyle er Murat Kılıç'ı demir sopayla dövdü. Ertesi gün 12 saat kesintisiz nöbetle görevlendirilen Kılıç, bir süre sonra ayakta durmaya dayanamayıp uyuya kaldı. Kılıç'ı uyurken gören Binbaşı Gökoğlan'ın tepkisi bu sefer daha sert oldu. Binbaşı'nın darbelerine dayanamayarak bayılan Kılıç, üzerine yangın bidonuyla su dökülerek ayıltıldı ve ağır hakaretler eşliğinde dayağa devam edildi. Korktuğu için hastaneye gidemeyen Kılıç, 8 Eylül'de fenalaşarak revire götürüldü."
Asker arkadaşının 9 Eylül'de telefon etmesiyle olaydan haberdar olan baba Halit Kılıç, şunları anlattı:
"9 Eylül sabahı bir telefon aldık. Murat'ın asker arkadaşı olduğunu söyleyen bir kişi, binbaşının oğlumun kafasına kum dolu yangın söndürme tenekesi ile vurduğunu ve durumunun ağır olduğunu söyledi. Biz haberi alır almaz oğlumuzun durumunu öğrenmek için endişeler içinde Şanlıurfa Askerlik Şubesi'ne gittik. Şırnak'taki yetkili personel, Murat'ın sadece annesiyle telefon görüşmesi yapmasına izin verdi. Anne Türkçe bilmediği için Kürtçe 'Oğlum nasılsın' dediği anda karşı taraftan telefonu oğlumun elinden alarak 'Kürtçe yasaktır' dediler ve konuşmayı kestiler. Oğlumun darp edilmesi yetmezmiş gibi bir de anlamsız gerekçelerle görüşmemize, onun sesini duymamıza izin vermediler. Sonra Şırnak'a oğlumuzun yanına gittik ve onu perişan halde gördük. Psikolojisi bozulmuş, yüzünde, kafasında yara izleri vardı. Olayları da asker arkadaşlarından dinledik. Murat hâlâ revirde tedavi görüyor. Biz oğlumuzun can güvenliğinden endişe ediyoruz ve askerlik yaptığı yerin derhal değiştirilmesini istiyoruz. Oğlumuz kafasına aldığı darbe sonrasında ölebilirdi. Allah öldürmemiş. Bizim yüreğimiz yandı başka canlar yanmasın."
Baba Kılıç, Binbaşı İhsan Gökoğlan'ın görevine son verilmesini istedi. Hakkında herhangi bir soruşturma açılmayan Binbaşı Ali İhsan Gökoğlan ise konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı.
Radikal gazetesinin haberine göre, Kılıç'ın arkadaşı olan bir erin telefonuyla olaydan haberdar olan ve oğullarının yaralı olarak revirde yattığını öğrenen aile, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na başvurdu.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na verilen şikâyet dilekçesine yansıyan haliyle olay şöyle gelişti: "6 Eylül günü, Binbaşı Ali İhsan Gökoğlan, nöbet tuttuğu çadırdaki kedinin kaybolduğu gerekçesiyle er Murat Kılıç'ı demir sopayla dövdü. Ertesi gün 12 saat kesintisiz nöbetle görevlendirilen Kılıç, bir süre sonra ayakta durmaya dayanamayıp uyuya kaldı. Kılıç'ı uyurken gören Binbaşı Gökoğlan'ın tepkisi bu sefer daha sert oldu. Binbaşı'nın darbelerine dayanamayarak bayılan Kılıç, üzerine yangın bidonuyla su dökülerek ayıltıldı ve ağır hakaretler eşliğinde dayağa devam edildi. Korktuğu için hastaneye gidemeyen Kılıç, 8 Eylül'de fenalaşarak revire götürüldü."
Asker arkadaşının 9 Eylül'de telefon etmesiyle olaydan haberdar olan baba Halit Kılıç, şunları anlattı:
"9 Eylül sabahı bir telefon aldık. Murat'ın asker arkadaşı olduğunu söyleyen bir kişi, binbaşının oğlumun kafasına kum dolu yangın söndürme tenekesi ile vurduğunu ve durumunun ağır olduğunu söyledi. Biz haberi alır almaz oğlumuzun durumunu öğrenmek için endişeler içinde Şanlıurfa Askerlik Şubesi'ne gittik. Şırnak'taki yetkili personel, Murat'ın sadece annesiyle telefon görüşmesi yapmasına izin verdi. Anne Türkçe bilmediği için Kürtçe 'Oğlum nasılsın' dediği anda karşı taraftan telefonu oğlumun elinden alarak 'Kürtçe yasaktır' dediler ve konuşmayı kestiler. Oğlumun darp edilmesi yetmezmiş gibi bir de anlamsız gerekçelerle görüşmemize, onun sesini duymamıza izin vermediler. Sonra Şırnak'a oğlumuzun yanına gittik ve onu perişan halde gördük. Psikolojisi bozulmuş, yüzünde, kafasında yara izleri vardı. Olayları da asker arkadaşlarından dinledik. Murat hâlâ revirde tedavi görüyor. Biz oğlumuzun can güvenliğinden endişe ediyoruz ve askerlik yaptığı yerin derhal değiştirilmesini istiyoruz. Oğlumuz kafasına aldığı darbe sonrasında ölebilirdi. Allah öldürmemiş. Bizim yüreğimiz yandı başka canlar yanmasın."
Baba Kılıç, Binbaşı İhsan Gökoğlan'ın görevine son verilmesini istedi. Hakkında herhangi bir soruşturma açılmayan Binbaşı Ali İhsan Gökoğlan ise konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı.
YORUM YAZIN