Nur Sürer: Darbeciler Yargılanmadan Filmlerle Yüzleşme Olmaz
İPTAL EDİLEN FESTİVALLER
Altın Portakal tarihinde 1979 yılında Sansür Kurulu, yarışmaya katılan Yavuz Pağda'nın yönettiği "Yolcular", Yavuz Özkan'ın yönettiği "Demiryol" ve Ömer Kavur'un yönettiği "Yusuf ile Kenan" filmlerini yasaklayıp bazı bölümlerini kesmek istemiş, bunun üzerine tüm yapımcı ve yönetmenler şenlikten çekilme kararı almıştı.Jüri üyeleri, "Tüm filmleri değerlendirme olanağı bulamadığımızdan uzun metrajlı filmler dalında yapılan yarışmaya katılan yapıtları değerlendirmeme kararını oybirliğiyle aldık" açıklamasında bulunarak, durumu protesto etmişlerdi.
Sansüre karşı bir duruş sergileyen festival yönetimi, 16. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ni iptal etmişti.
O yıl, Feyzi Tuna'nın "Seninle Son Defa", Ümit Efekan'ın "Töre", Orhan Aksoy'un "Altın Şehir" ve "İsyan", Erden Kıral'ın "Kanal", Cüneyt Arkın'ın "Vatandaş Rıza", Metin Erksan'ın "Sensiz Yaşayamam", Korhan Yurtsever'in "Kara Kafa", İhsan Yüce'nin "Bebek", Yavuz Pağda'nın "Demiryol", Yavuz Özkan'ın "Demiryol" ve Ömer Kavur'un "Yusuf ile Kenan" adlı filmleri yarışacaktı.
DARBE OLUNCA FESTİVAL YAPILMADI
Uzun Metraj Yarışması iptal edilen 16. Altın Portakal'ın ardından 17. Altın Portakal Film Festivali'nin düzenleneceği 13 Eylül 1980 tarihinden bir gün önce 12 Eylül askeri darbesi gerçekleşmişti. Tüm yurtta sıkıyönetim ilan edilmesi nedeniyle festival iptal edilmişti.
1980 yılı jürisi Orhan Aksoy, Melih Cevdet Anday, Atilla Dorsay, Kami Suveren, Ara Güler, Kenan Değer, Erkal Güngören, Doğan Hızlan, Ahmet Keskin, Ergin Orbey, Atilla Özdemiroğlu, Nurettin Tekindor, Gani Turanlı, Tonguç Yaşar ve Tunca Yönder'den oluşacaktı.Festivalde Atıf Yılmaz'ın "Adak", Zeki Ökten'in "Sürü" ve "Düşman", Zeki Alasya'nın "Doktor", İhsan Yüce'nin "Bebek", Yavuz Pağda'nın "Yolcular", Yavuz Özkan'ın "Demiryol", Ömer Kavur'un "Yusuf ile Kenan", Erden Kıral'ın "Bereketli Topraklar Üzerinde", Tuncel Kurtiz'in "Gül Hasan" ve Süreyya Duru'nun "Derya Gülü" adlı filmleri yarışacaktı.
YARIŞAMAYAN FİLMLER YARIŞACAK
1979 ve 1980'de festivalin iptal edilmesi nedeniyle yarışmaya giremeyen filmler, Antalya Kültür ve Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından ve Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle düzenlenen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yarışmaya girecek.Yarışmanın jüri üyeliğini ise 1979 ve 1980 yıllarında jüri olarak görev yapan ve bugün hayatta olanlardan Emre Kongar, Hale Soygazi, Doğan Hızlan, Atilla Dorsay ile dönemin Antalya Belediye Başkanı Selahattin Tonguç üstleniyor.
NUR SÜRER: KENAN EVREN BULVARLARI NE OLACAK?
1980'de iptal edilen festivalde yarışmaya girecek olan filmlerden "Bereketli Topraklar Üzerinde"nin oyuncularından Nur Sürer, "darbe dönemiyle yüzleşme" olarak tanımlanan bu yılki festivali ETHA'ya değerlendirdi.
Bu yüzleşme için geç kalınmış olduğunu dile getiren Sürer, Kenan Evren yargılanmadan, genç ölümler durmadan gerçek bir yüzleşmenin sağlanamayacağını, o sorunlar çözülmeden filmlerle yüzleşmenin yetersiz olacağını belirtti.Helalleşme ve yüzleşme söyleminin Başbakan Erdoğan ile birlikte ortaya çıktığını dile getiren Sürer, "30 yıl sonra biz ne ile yüzleşeceğiz onlarla. Ben çok sıkıldım bu ülkeden, 30 yıllık bir gecikme var. O şehirlerde hala Kenan Evren bulvarları var, onu ne yapacağız? Adana'da, Antalya'da Kenan Evren bulvarları, liseleri var onları nerelere sokuşturacağız?" diye sordu.
'KENAN EVREN EVİNDE İFADE VERİYOR'
Türkiye'de binlerce mahkumun anayasayı değiştirmeye teşebbüsten cezaevinde bulunduğunu hatırlatan Nur Sürer, şöyle devam etti: "Anayasa değişti mi bu ülkede? Değişti. Kim değiştirdi? Kenan Evren. Kenan Evren evinde ifade veriyor. Şu anda da değiştirmek için uğraşıyor herkes. Bu masumlar boşu boşuna yatıyor. Onun için bunların hepsi bana sahte geliyor. 30 yıl sonra helalleşme, yüzleşme falan... Ben bunlara inanmıyorum. Bir sanatçıya umutsuz olmak yakışmıyor ama maalesef umutsuzum. Hiçbirşey inandırıcı gelmiyor. Şimdi gazeteyi açıyorum Nihat Doğan'ın Afrika maceraları... Ben mecburmuyum Seda Sayan'ın bizim başımıza bıraktığı adamın Afrika maceralarını gazeteden okumaya. Bunun için herkese herşeye inancımı kaybettim. Sadece oynamak istiyorum en iyi yaptığım şey oynamak."'GENÇLER ÖLÜRKEN YÜZLEŞME OLMAZ'
Filmlerin şimdiye kadar değerlendirilmemesini de eleştiren Nur Sürer, "30 sene size de geç gelmiyor mu? O gün doğan bazı insanlar ölüyor bu ükede görüyorsunuz. 20 yaşında askerler ölüyor. İnsanlar 20 yaşına kadar yetiştiriyor güzelim çocuklarını, ondan sonra 'vatan sağolsun.' Yoksul ailelerin çocukları ölüyor, ondan sonra da sinema ile filmler ile yüzleşmek istiyorlar. Bana inandırıcı gelmiyor.İnsanlar çöplerle besleniyor, ötesi 1.5 dolar ile geçiniyor, insanların yetiştirdiği çocuklar patır patır ölüyor bilmediğimiz birşey uğruna. Gereksiz. Kardeş kardeşi vuruyor. Ondan sonra yüzleşme diyorlar. Ben kimseyle yüzleşmiyorum. Kimse bugüne kadar bunlarla yüzleşmemiş de filmlerle yüzleşiyorlar. Filmlerle hiçbirşey olmaz. İnsanlar bugüne kadar film çekerek, şarkı söyleyerek devrim yapmamış. Dünyanın hiçbir yerinde yok bu. Onun için bizim filmlerimizle yüzleşme olamaz."
haber-röpörtaj: etha

YORUM YAZIN