Header Ads

Karadon Madeni Faciası Bilirkişi Raporu: 30 Kişi Kurtarılabilirdi

Başbakan Erdoğan'ın "kader" dediği Karadon faciasında ölen 30 işçinin kurtarılabileceği ortaya çıktı. Bilirkişi raporuna göre, saat 13.15'ten, patlamanın meydana geldiği 13.27'ye kadar geçen 12 dakikada ocaktaki metan gazı oranının yüzde 4'ün üzerinde seyrettiğine dikkat çekildi, "Son 12 dakikada, patlama olasılığının çok yüksek olduğu bilindiği halde, Yapı-Tek çalışanlarına neden haber ulaştırılmadığı, neden tüm ekipmanların durdurulmadığı, neden acil kaçış planının uygulanmadığını anlamak mümkün değildir" denildi.

ERDOĞAN 'KADER' DEMİŞTİ

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu'nda 17 Mayıs 2010 tarihinde büyük bir grizu patlaması meydana gelmişti. Facida 30 madenci yaşamını yitirirken, ikisinin cesedi ancak aylar sonra çıkarılabilmişti. Madencilerin göçük altında çıkarılması çalışmaları sürerken bölgeye giden Başbakan Erdoğan, iş kazası için "kader" açıklaması yapmıştı: "Bu bölgenin insanı zaten bu tür olaylara alışık. 20 yıl öncesine kadar incelediğimizde 90'lı yıllardan bugüne kadar Zonguldak bölgesinde birçok kaza, grizu faciaları yaşadık. Ben de geldim bu ocaklar nasıl bir ocaktır diye indim. 2000 metre derinlikteki o kömür madeni ocaklarında çalışan kardeşlerimin nasıl çalıştıklarını gördüm. Bu mesleğin de kaderinde maalesef bu var. Bu mesleğe giren kardeşlerim de bu mesleğin içinde bu tür şeyler olabileceğini bilerek giriyor."

BİLİNMESİNE RAĞMEN ACİL KAÇIŞ PLANI UYGULANMADI

Ancak, grizu faciasına ilişkin hazırlanan bilirkişi, "kader" olmadığını ortaya koydu. Soruşturmayı yürüten Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı'nın talebi üzerine hazırlanan ikinci bilirki raporunda ölümlerden sorumlu olan yetkililerin isimleri de verildi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Tevfik Güyagüler ve Doç. Dr. Hasan Aydın Bilgin ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Süleyman Başterzi'den oluşan bilirkişi heyetinin 16 sayfalık raporunda, galeri-1'de yapılan çalışmalar kapsamında dinamit atımı sonrası degaj (ani gaz boşalması) meydana geldiği, açığa çıkan büyük miktardaki gazın hava ile galeri-2'ye taşındığı, burada oluşan kıvılcımın, sıcak yüzey gibi tutuşturucu ile temas etmesi sonucu patlamanın meydana geldiği belirtildi.
Raporda, TTK bakım rapor defterindeki kayıtlara göre galeri-2'de saat 13.15'ten, patlamanın meydana geldiği 13.27'ye kadar geçen 12 dakikada metan gazı miktarının yüzde 4'ün üzerinde seyrettiğine dikkat çekildi. Raporda, "Son 12 dakikada, patlama olasılığının çok yüksek olduğu bilindiği halde, Uzaktan Gaz İzleme Merkezi görevlilerince nasıl bir çalışma yapıldığı, görevlilerin aşağıda çalışan Yapı-Tek çalışanlarına neden haber ulaştırmadığı, neden tüm ekipmanların durdurulmadığı, neden acil kaçış planının uygulanmadığını anlamak mümkün değildir" denildi.

ÇALIŞMALAR DURDURULMALIYDI

Degaj sonrası metan gazı oranının patlama seviyesi olan yüzde 5'i geçme olasılığının yüksek olduğuna dikkat çekilen raporda, "Olayda, Uzaktan Gaz İzleme Merkezi'nce ölçülen tehlikeli metan oranına rağmen, çalışmaların durdurulmadığı anlaşılmakta olup, bu durum büyük bir hatadır. Uzaktan Gaz İzleme Merkezi'nde nöbette bulunan maden mühendisi Taşkın Oruç ve maden teknikeri Özcan Güneyoğlu'nun, konunun önemini idrak edip çalışmanın durdurulmasını sağlamaları gerekirdi" denildi.

Faciadan önce galeride yapılan dinamit atımının ardından degaj meydana geldiği hatırlatılan raporda, bunu önlemek için yapılan kontrol sondajlarının yapılmadığı belirtildi. Ocakta havalandırmada kullanılan pervanelerin hatalı yerleştirildiği, bunun sonucunda da galeri-1'de degaj sonrası açığa çıkan metanın, patlamanın olduğu galeri-2'ye taşındığı kaydedildi. Sistemdeki hava kapılarının güvenli olmadığı da kaydedilen raporda, gaz yükselmesi durumunda sesli, ışıklı ikaz veren seyyar metan dedektörlerinin bulundurulmamasının da büyük hata olduğu vurgulandı.

Raporda, Yapı-Tek yöneticisi Halim Köse, Yapı-Tek Şantiye Şefi Kadir İpek, Yapı-Tek İş Güvenliği Uzmanı Ertekin Sayın, Yapı Denetim Sorumlusu Mustafa Küçük, Karadon Müessese Müdürü İsmail Güner, İş Güvenliği Şube Müdürü Murat Taşçı, Havalandırma ve Tozla Mücadele Başmühendisi Vedat Küçükbükücü, İş Güvenliği Başmühendisi Kaya Altınsoy, Uzaktan Gaz İzleme İstasyonu görevlileri Taşkın Oruç ve Özcan Güneyoğlu ile ölen mühendisler Koray Kebapçı ve Ramazan Yavuz suçlandı.

EĞİTİM YETERLİ DEĞİL, İŞÇİLER İHMALKAR

Raporda, ölen maden işçileri için de "Yeterli eğitimi almadıkları düşünülmekle birlikte, ocağa girerken yanlarına karbonmonoksit maskelerini almayan işçiler, yaşamlarına mal olan bu kazada ihmalkar davranmışlardır" denildi.

SORUŞTURMADA TUTUKLU YOK

Geçen yıl Ağustos ayında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nin (ZKÜ) hazırladığı ilk rapor doğrultusunda tutuklanan 6 kişi, bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu serbest bırakılmıştı. Soruşturmayı yürüten Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı, suçların kişiselleştirilmediği gerekçesiyle tatmin edici bulmadığı ZKÜ'nün raporunu kabul etmeyerek, ikinci bir rapor istemişti.

2 yorum:

  1. neden bunları sorumlu tutuyorlar ;((

    YanıtlaSil
  2. sorumlular onlar olmayabilir bu durum çok üzücü
    birisinin başı ağrıyor olabilir diğeri de tuvalete gitmiş bu sonuçlar onların bu kaza ile ilgili bir şey yaptıkları kanıtını uyandırmaz hatta yanından bile geçemez

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.