Galatasaray'da Evlatları Karşıladı
İHD İstanbul Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası'nın son gününde "gözaltında kayıpları unutma, unutturma, tanıklık et, hesap sor" demek için Taksim Tramvay Durağı'ndan Galatasaray Lisesi önüne yürüyüş gerçekleştirerek oturma eylemi yaptı.
Taksim'de toplanarak "Sizi aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz" yazılı pankart açan insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları, sessiz bir şekilde yürüyüşe geçti. Kayıp yakınları, kayıplarının fotografları ile karanfillerin bulunduğu, mumların yakılarak "Beni bul anne" yazılı olduğu Galatasaray Lisesi önüne gelerek oturma eylemi yaptı. Eylemde Ahmet Kaya'nın "Beni bul anne" şarkısı dinletildi.
Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız'ın oğlunun fotografına sarılarak ağladığı eylemde, kayıp yakınlarının yaptıkları konuşmalar duygulu anlar yaşanmasına neden oldu. Anne Yıldız yaptığı konuşmada, bu tablodan utanılması gerektiğinin altını çizerek, "Allah'tan korkun. Hani verdiği canı Allah alırdı? Siz benim oğlumu aldınız" diyerek feryat etti.
Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, 16 yıldır Galatasaray Meydanı'nda oturduklarını hatırlatarak, "Analarımız yerlerde sürüklendi, coplandık, bu alan bize yasaklandı. Ancak yılmadık, ısrarla arıyoruz kayıplarımızı. 16 yıldır sağır kulaklara seslendik, yetkililer bizi duymadı" dedi.
"Biz bu katliamın devlet eliyle yapıldığını haykırdık" diyen Karakoç, Başbakan Erdoğan'ın ileri demokrasi söylemlerine işaret ederek, "Başbakan ileri demokrasi diyor, ileri demokrasi 5 bin kayıptan bahsetmek midir? İleri demokraside faili meçhuller olabilir mi?" diye sordu.
Karakoç, devletin biran önce anaların gözyaşlarını dindirmesini, kayıpların faillerini ortaya çıkararak cezalandırmasını istedi.
Başbakan Erdoğan'ın yeni adliye sarayları açılması yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Karakoç, "Yeni adliye saraylarından bahsediyorlar, onların başını yesin adliye sarayları. Biz adalet istiyoruz. Bin yıl da geçse biz burada olacağız" dedi.
'GÖZALTINDAKİ KAYIPLARIN HANGİSİNİN KAYDI VAR?'
Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe, oğlunun Özgür Gündem Gazetesi muhabiri olduğunu belirterek, "Benim oğlum gerçekleri, faili meçhulleri yazdığı için öldürüldü. Biz çocuklarımızın katillerini istiyoruz" dedi. Baba İhsan Tepe ise adalet saraylarının adaletsizlik olduğunu ifade etti.
Tolga Baykal Ceylan'ın annesi Kadriye Ceylan, "Kaybedilen yakınlarımızın bulunması için Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun, kayıplarımız verilsin, failler yargılansın dedik. Hükümet talebimizi kabul etmedi ama bir komisyon kurdu. Gördük ki bu vicdanı hür olmayan bir komisyon. Gözaltında kaydı yok diyen Zafer Üskül adeta bizimle dalga geçiyor. Gözaltındaki kayıpların hangisinin kaydı var?" diye konuştu.
Anne Ceylan, "Suçun örfbas edildiği, suçlunun beraat ettirildiği bir yerde yargıçlar hüküm giyer. Tek bir kayıbımız kalmayıncaya kadar aramaya devam edeceğiz. Türkiye bu utançdan kurtulmak zorundadır" dedi.
Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, "Vicdan sahibi insanlara sesleniyorum; Bize sahip çıkın, sessiz çığlığımızı duyun. Bu insanlar, ülkesindeki insanların rahat yaşaması için mücadele ettiler" dedi.
'SORUMLULAR YARGI ÖNÜNE ÇIKARILSIN'
İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci, ağabeyinin kaybolma sürecini anlatarak, "Ağabeyim gözaltına alınırken üniversitede okuyor, karikatür çiziyordu. Ama maalesef bu devlet onu gözaltına aldı ve kaybetti, diğer kayıplar gibi" diye konuştu. Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığının altını çizen Bahçeci, "Bütün kayıplarımızın suçluları yaşıyor. Sorumlular yargı önüne çıkarılsın" dedi.
'BABAMI ÇOK ÖZLEDİM'
Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya ise, "Buraya geldiğimde babamın mezarına gelmiş gibi oldum, çok duygulandım. Babamı çok özledim" dedi.
'ONLAR EN KIYMETLİMİZDİ'
"Bu fotograflarda gördükleriniz etiyle, kemiğiyle bizim en kıymetlimizdi" diyen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, "Bu meydandan, bu sokaktan geçen insanların gördüğü gibi bir taş duvar olmadı bu meydan bizim için. Kayıplarımız bulununcaya kadar bu meydan bizi ağırlamaya devam edecek. Siz tanık olmaya devam edeceksiniz" diye konuştu.
1994 yılında gözaltına alınan Recep Güler'in ismini de kayıplar listesine eklediklerini ve bulmak istediklerini belirten Ocak, "Onlar yarınımız ve yarınlarımızda aradığımız insanlarımız olacaklar" dedi.
'KAYIPLARIMIZI ARAMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklama yapan Hayrettin Eren'in ablası İkbal Eren, kayıpları aramaktan asla vazgeçmeyeceklerini belirterek, "Onları bir gece vakti yatağından aldılar, sokaktan aldılar, kucağımızdan aldılar. Gözaltına alınırken, sorgudayken tanıkları vardı. Gözaltına alanlar devletin sınırsız desteğiyle hareket eden güvenlik güçleriydi" dedi.
Devletin, kayıplarını ve kendilerini hukukun korumasından çıkarılarak, hukuksuzluğun vahşetine terkettiğini ifade eden Eren şöyle konuştu: "Sesimizi duyurmak için 16 yıldır bıkmadan, usanmadan, kar kış demeden her hafta bu meydandan yönetenlere seslendik. Sesimizi tüm dünya duydu ama yönetenler duymazlıktan, görmezlikten geldi. Bu kez, gözaltında kaybedilen evlatlarımıza, sevdiklerimize sesleniyoruz; sizi kaybedenler yargılanıncaya kadar, evrensel hukuka göre adalet yerini buluncaya kadar, bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmeyinceye kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Sizi aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz."
haber: etha foto: efkan bolaç

YORUM YAZIN