Çılgın Proje Yaşam Alanlarını Tehdit Ediyor

Uzmanların değerlendirmeleri, Başbakan Erdoğan'ın çılgın projesinin gerçekten 'çılgın' olduğunu gösteriyor. Çünkü bu proje İstanbul ve Marmara Bölgesi'nin nüfus yoğunluğunu arttıracak, yaşam alanlarının yok edilmesine yol açacak. 

SEÇİM YATIRIMI

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu, Başbakan Erdoğan'ın sunduğu projeyi siyasal rant projesi olarak değerlendirdi.

Muhçu, "Bu projeyle birlikte bilimsel ve şehirsel planlama ve şehircilik anlayışı ve ilkelerini reddeden, çağ dışı bir yaklaşımı gündeme getirmiştir. Projenin gerçekleşmesi halinde beraberinde İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde çok ciddi çevresel sorunları, tarım ve orman alanlarının, içme suyu havzalarının betonlaştırılması, bölgeye yeni nüfus göçlerinin özendirilmesi, ulaşımda yaşanan sorunların ve yetersiz altyapı sorunlarının daha fazla artması gibi sorunları da getirecektir" dedi.

Projenin 12 Haziran seçimlerine yönelik propogandif bir nitelikte sunulduğuna dikkat çeken Muhçu, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Ekonomik boyutu ve maliyeti konusunda ciddi bir analiz yapılmamış olması ve yeni bir kent kurma aracılığıyla elde edilen kentsel ranta dayandırılması projenin asıl niteliğini ortaya koymaktadır. Ciddi bir çalışma söz konusu değildir. Gerekli analizler ve etüt çalışmaları yapılmadan seçim telaşıyla ortaya atılmıştır."

KENTLER ARASINDAKİ DENGEDE ALTÜST OLACAK

Ülke gündemleriyle hiçbir alakası olmayan bu ölçekte bir yatırımın ekonominin sırtında bir kambur oluşturabileceğine vurgu yapan Eyüp Muhçu, diğer kentlerin geleceği açısından da çok büyük boyutta yeni sorunları gündeme getireceğini vurguladı. Muhçu, şöyle konuştu: "Marmara ve İstanbul'un nüfus yoğunluğu kentsel kapasiteyi zaten zorlamaktadır. Bunun üzerine 'İstanbul Kanalı'yla birlikte kurulması öngörülen, Silivri Çatalca hattında yeni bir kent yeni nüfus ve yeni göçleri öngörmektedir. Bu göçlerin olması kentlerin tüm dengelerini alt üst edecektir.

Geçmişte Marmara Bölgesi'ndeki yatırım kararları nedeniyle Doğu'dan Batı'ya göçler teşvik edilmiş, aşırı nüfus birikimi sağlanmış ve bu süreçte Doğu ile Batı arasında ekonomik eşitsizlikler gündeme gelmiştir. Bunun bedellerini de toplum ve ülke halen ödemeye devam etmektedir. Bu koşullarda yeni yatırımların ülke coğrafyasında dengeli bir şekilde dağıtılması yerine yine Marmara Bölgesi'nde yatırımların yapılmasının öngörülmesi yeni göçleri de teşvik edecektir. Varlıklı ile yoksul arasındaki gelir dağılımı eşitsizliği Doğu ile Batı arasındaki farkı daha da derinleştirecektir."

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu, yaşanan sosyal ve toplumsal sorunların gelecekte daha büyük bir boyutta yaşanmasına hükümetin bu tür projeleriyle alt yapısını oluşturduğunun altını çizdi.

YAŞAM ALANLARININ YOK EDİLMESİ DEMEK

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, projenin hem olumlu, hem de olumsuz yönlerinin olduğuna vurgu yaptı. Bugün Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar doğrultusunda olumsuz yönlerinin daha ağır bastığının anlaşıldığını belirten Kahraman, "Bu tür projeyle birlikte hem nüfus çekecek ilgi odakları yaratılmaya çalışılıyor. Hem de İstanbul'un doğal ve çevresel değerlerini tehdit altına alacak yeni bir yapılaşmadan bahsediyoruz. Bu etkiler birlikte havza alanlarının işgali ve buradaki ormanların yok edilmesi anlamına geliyor ki İstanbul'un yaşam alanlarını kaybetmesi demek oluyor. Bu açılardan değerlendirildiğinde olumsuz yönü ağır basan bir proje. Boğaz trafiğinin rahatlatılması açısından olumlu bir proje" dedi.

'SİT ALANLARINI YAPILAŞMAYA AÇACAK'

Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Emine Girgin, İstanbul'un nüfusunun artması yeni yapılaşma ve yerleşim yerlerinin geliştirilmesini getirecek bir proje olmasından kaynaklı olarak projeyle olumlu bakmadıklarını belirtti. Girgin, "İstanbul'un Kuzey'inde yeni bir kentin oluşmasını sağlayacak ve Bölgedeki SİT alanlarının yapılaşmasına olanak sağlayacak her türlü projeye karşıyız" dedi.

haber:etha