Doğanın Sesi!
Ormanların sanayileşmeye kurban gitmesini önlemek için yıllardır müzakereler yürtülüyor. Bilim adamları, dünyanın akciğerlerinin tahrip olması önlenmediği takdirde iklimin büyük bir tehlikede olduğu uyarısında bulunuyor.
Ne BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ne de BM’nin iklim değişikliğine ilişkin müzakereleri, uluslararası bir orman politikası ve ormanların uluslararası arenada kabul görmüş bir tanımını ortaya koyabildi. Tropikal yağmur ormanlarının tahrip edilmesini önleyecek etkin önemler de yok. Çoğu uzman, 2010 yılında Cancun’daki İklim Zirvesi sırasında kararlaştırılan ve ormanların azalmasıyla yok olmasına yol açan salınımların azaltılmasına ilişkin müzakerelerin bu sorunu çözemeyeceğini düşünüyor.
Ormanların tahrip edilmesinin çevre üzerindeki olumsuz etkileri  tahmin edilenden daha büyük. BM çevre uzmanlarına göre dünya iklimini  felaketin eşiğine getirebilecek sera gazlarının yaklaşık beşte biri  ormanların yok edilmesinden kaynaklanıyor. Ağaçlar, ormanlar gezenimizin  akciğeri olarak atmosferdeki karbondioksiti emmeleri nedeniyle kilit  öneme sahip. Ormanlar yok oldukça gezegenimiz akciğer işlevinden yoksun  kalıyor.
Ormanlar tarım arazileri için feda ediliyor
Sanayileşmiş ülkelerde, dokunulmadan kalmış ormanların sayısı yok  denecek kadar az. Hemen hemen hepsi tarım arazisi yapılmak üzere  ağaçların kesilmesiyle tahrip edildi ya da sanayileşmeye kurban gitti. 
Bir çok topluluk, yüzlerce yıldır yaşam alanı olan ormanlara özenle  baktı. Ancak tropikal bölgelerdeki bazı ülkelerde, arazi hırsızlığı  özellikle son 50 yıldır büyük bir yıkıma yol açtı. Norveç Yağmur  Ormanları Vakfı’ndan Lars Lövold, bunun iklim için de korkutucu  sonuçlara neden olacağını söylüyor.
Lövold, “Bu ormanları gerçekten her zaman korumuş olan insanları  ödüllendirecek mekanizmalar bulmamız gerekli. Hâlâ var oldukları için  onlara teşekkür borçluyuz. Bunun yerine sanayileşmiş ülkelerde daha  ziyade ormanları tahrip edenlere ödün verme eğilimi var" diyor.
Değerli tropikal ağaçlar, hızlı para kazanmak için feda ediliyor.  Devasa büyüklükteki alanlar, sığır, bitki ya da plantasyon için arazi  açmak ya da petrol gibi hammaddelere ulaşmak adına tahrip ediliyor.  Sonuçta ekolojik sistem tüm biyolojik çeşitliliğiyle birlikte zarar  görüyor ve tekrar iyileşmesi mümkün olmuyor. Ancak Lövold, bu işten  kazançlı çıkanlar olduğunu da kaydediyor: "Bugüne kadar hep ağaçları  kesen ve ormanları tahrip edenler ödüllendirildi. Orman Kaybı ve Orman  Azalmasının Yol Açtığı Salınımların Azaltılması (REDD) yönündeki  müzakereler, ormanları koruyanların ödüllendirilmesi, tahrip edenlerin  cezalandırılmasına ilişkin mekanizmaların bulunmasıyla ilgili.“
Orman Kaybı ve Orman Azalmasının Yol Açtığı Salınımların  Azaltılması’na ilişkin uluslararası müzakerelere, 2007 yılının aralık  ayında Bali’deki iklim zirvesinde başlandı. Müzakerelerin temel fikri  ise atmosfere en fazla sera gazı salan sanayileşmiş ülkelerin,  kalkınmakta olan ülkelerdeki ormanların karbondioksitten arınılmasına  sağladıkları katkı nedeniyle para ödemesini içeriyordu. Kısacası bu  ormanları korunması için para gerekiyor. BM'nin tahminlerine göre,  emisyon ticareti yılda 30 milyar dolara yakın para getirebilir.
Ormanlar üzerinde hak talebi
Ancak ormanların kime ait olduğu konusunun açıklığa kavuşturulamamış  olması bir sorun. Bu kadar yüksek meblağlar söz konusu olunca, ormanlar  ve kullanımı üzerinde hak iddia edenlerin sayısı da artıyor. Hükümetler,  büyük arazi sahipleri ve firmalar, yerli halk grupları üzerinde  haklarını kabul ettirmeye çalışıyor.
Orman Kaybı ve Orman Azalmasının Yol Açtığı Salınımların  Azaltılması’na ilişkin uluslararası müzakereler, Cancun’daki son iklim  zirvesinde bazı engellere takıldı. Bugüne kadar ne uluslararası iklim  müzakerelerinde ne de BM anlaşmalarında, ormanların tanımı konusunda bir  uzlaşı sağlandı.
haber:dwturkce 

YORUM YAZIN