Header Ads

Devrimci Karargah Davası'ndan: 'Hanefi Avcı'yı İşkence Tezgahlarından Tanıyoruz'

Devrimci Karargah davasına bugün devam edildi. Duruşmada savunma yapan Cemal Bozkurt, aynı soruşturma kapsamında başka bir dosyadan tutuklu bulanan Hanefi Avcı için "işkenceci" dedi, tasfiye amaçlı tutuklandığını söyledi.

Bostancı'da Orhan Yılmazkaya'nın bir çatışmada öldürülmesinin ardından başlatılan Devrimci Karargah davasına bugün devam edildi.

Beşiktaş'taki İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 3. duruşmasına, 8'i tutuklu 20 sanık katıldı.

Tutuklulardan Cemal Bozkurt, savunmasını Kürtçe yapmak istediğini ancak devletin asimilasyon politikaları nedeniyle anadili olan Kürtçe'yi unuttuğunu ve bu yüzden Türkçe yapmak zorunda olduğunu söyledi. Bozkurt, KCK davasından yargılananlara selam gönderdi.

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozkurt, 21 Eylül'de SDP ve TÖP'e yapılan operasyonlara değindi. "Hanefi Avcı'yı, yoldaş Ali Uygur'un işkencede katledilişinden ve yüzlerce devrimcinin işkence tezgahını hazırlayışından tanıyoruz" diyen Bozkurt, Hanefi Avcı'nın profesyonel işkenceciliğini pratik alandan teorik alana taşıdığını söyledi. Bozkurt, Avcı'nın tutuklanmasını devlet içi iktidar mücadelesinin sonucu olarak tasfiye edilmek istenişi olarak yorumladı.

Devletin 21 Eylül operasyonuyla devrimcileri halkın nezdinde kötü göstermeye ve halkın devrimcilere sırt çevirmesini sağlamaya çalıştığını ifade eden Bozkurt, Ezilenlerin Boykot Cephesi bileşenlerine yönelik baskılara dikkat çekti, referandum öncesi Ezilenlerin Sosyalist Partisi'ne yapılan operasyonu hatırlattı.

İŞKENCE İDDİASI

Tutuklulardan Ulaş Erdoğan, gözaltına alındığı gün boş bir araziye götürülüp 20 kişi tarafından işkenceye maruz kaldığını söyledi.

Kendisiyle ilişkili oldukları için tutuklu bulunan İGD Başkanı Zafer Kaygın ve Cenk Kahraman ile ilgili, aynı iş yerinde çalıştıklarını ve çalıştıkları yerin ekonomik olsun diye hepsi için bir ev tuttuğunu sadece ekonomik zorunluluktan bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, "Evimiz işçi eviydi. Cenk ve Zafer'in aileleri de evimize gelirlerdi. Polis aramasında ev de bir tırnak çakısı bile bulunmadı. Bu nasıl bir hücre evi?" diye sordu.

Kendisinde bulunan flash bellektekilerin ise babası ve arkadaşlarının düğünde çekilmiş fotoğrafları olduğunu belirten Erdoğan, "Örgütsel bazı şeyler de var, onları ben koymadım sorumlusu da ben değilim. Ayrıca bellekte yazan isimlerden Cevahir silinip yerine Cenk yazılmış adeta 'Cevahir'i bulamadık elimizde Cenk var' mantığı" diye konuştu.

Sözlerine "70 yaşında sendikacı adamı aldınız, nasıl bir mantık bu? Gerçi Kürdistan'da 7 yaşındaki çocukları katledenler için olağan bir davranış" diyerek devam eden Erdoğan, gözaltı süresince işkenceye maruz kaldığını ve barodan gönderilen avukatın adeta polis avukatı gibi davrandığını iddia etti. "Barodan beni savunmak için gelen avukat, polisin verdiği tüm evraklara gözü kapalı imza attı" dedi.

Zafer Kaygın, Cenk Büyük Kahraman ve Necdet Öztürk de kendileriyle ilgili herhangi bir delil olmadığı halde aylardır tutuklu olduklarını söylediler.

Mahkeme heyeti, tutukluların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 12 Nisan 2011 tarihine erteledi.

haber: etha

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.