Header Ads

David Bondia Garcia ile Söyleşi (2): İnsan Haklarını İhlal Eden Darbecilerin Yargılanabileceğine İnanıyorum


- SENA AKALIN -
 S.A. - Garzon´un tarihi bellek vakıflarının talepleriyle davayı açması İspanya´da neleri değiştirdi? Garzon´u destekleyenler ve yine karşı çıkanlar kimler oldu? 


David Bondia Garcia- Tarihi bellek vakıflarından  Garzon´a büyük bir destek geldi. Birçok milliyetçi sağcı grup da Garzon´a karşı bir kampanya başlattı. Fakat bence gelen destekler Garzon’un şahsından çok İspanya iç savaşında faşistlerin işlediği korkunç suçların ve yine Franko´nun diktatörlüğü sırasında işlenen cinayetlerin işkence dosyalarının  açığa çıkarılmasına yönelikti ve kısa zamanda bu destek artarak yeni bir hareketi başlattı. İspanya halkı ilk defa kendi geçmişiyle yüzleşmeye başladı. 

S.A- Franko´nun diktatörlüğü sırasında hayatını kaybeden veyahut kaçırılan ve bir daha haber alınamayan insanların ailelerinin bu davaya yönelik beklentileri nedir?

David Bondia  Garcia - Ailelerinin başına ne geldiğini bilmek, bu hakkin onlara sağlandığını görmek, işkenceye uğrayan kaçırılan, öldürülen veyahut bir daha hiç haber alınamayan babalarının, annelerinin neden öldürüldüklerini, nerde olduklarını bulmak. Beklentileri bu!

S.A. Peki, yaşananların çok uzun zaman önce oluşu davanın incelenebilmesini zorlaştırmıyor  mu?

David Bondia Garcia – Evet bazı suçların açığa çıkması zor olabilir fakat 1960’larda ve 1970’lerin başında işlenen suçlardan sorumlu olan bazı askerler, polisler bugün hala yaşıyorlar ve onların ifadeleri bu dava için bir hayli önem arz ediyor.

S.A Adolfo Scilingo, Arjantin cuntası sırasında işlediği suçları bir TV kanalına itiraf etti. İspanya’da Franko döneminde yaşananlarla ilgili hiç böyle bir itiraf skandalı yaşandı mı?

David Bondia Garcia: Hayır, şimdiye kadar hiç kimse böyle bir itirafta bulunmadı. Belki yayınlanmamış günlükler olabilir, bu konuda bir fikrim yok. Mesela bugün İspanya parlamentosunda Franko rejimi sırasında son idam kararlarında imzası bulunan siyasetçilerden biri seksen yaşında senatoda görev yapmayı sürdürüyor ve kimse onu yargılamak için bir şey yapmıyor.

S.A Peki siz bir hukukçu olarak Franko diktatörlüğü sırasında yaşananları nasıl tanımlarsınız?

David Bondia Garcia: Franko döneminde işlenen suçlar direkt olarak insan hakları ihlalleri olarak tanımlanabilir. İspanyol halkı, İspanyol İç Savaşıyla, İkinci Dünya Savaşı’ndan ya da Latin Amerika Diktatörlülerinden çok daha önce insanların zorla kaçırılması, kaybolması ve işkenceye uğraması gibi ciddi suçların işlenmesine tanıklık etmek zorunda kaldı. İç savaştan sonra Franko’nun başa geçmesi, işlenen suçlara karşı uzun süren sessizliği beraberinde getirdi ve dünyada da sanki bu suçlar ilk olarak dünya savaşıyla başlıyormuş izlenimini yarattı. Şimdi iç savaşta ve ayrıca 1939’dan 1975’e kadar süren Franko’nun diktatörlüğü sırasında ölen, kaybolan insanların torunları, torunlarının torunları, İspanya halkının ilk defa tarihinin en kanlı dönemiyle yüzleşmesini sağlayacak.

S.A: Arjantin’de Plaza De Mayo Anneleri, insan hakları örgütleri ve halkın çoğunluğu Videla diktatörlüğü döneminde yaşananların demokrasiye geçiş sonrası unutulmaması için çok büyük bir çaba sarf etti.  Arjantin toplumu yaşananlarla yüzleşmeyi tercih ederken İspanya’ya baktığımızda Franko dönemi sonrası demokrasiye geçiş sırasında diktatörlük sırasında yaşanılanların gündeme getirilmediğini görüyoruz. Sizce İspanyol toplumunun Arjantin örneğinde olduğu gibi demokrasiye geçiş sırasında geçmişiyle yüzleşmesini engelleyen neydi?

David Bondia Garcia: Dediğiniz doğru, İspanya’da birçok insan kaybolan, öldürülen ailelerine ne olduğunu merak etti. Toplum, Bellek Vakıfları aracılığıyla devlete baskı uyguladı. Fakat geçmişle yüzleşmek için asla Arjantin’deki Plaza De Mayo Anneleri hareketi gibi büyük bir hareket düzenlenmedi. Ayrıca demokrasiye geçiş süresinde devlet, geçişin ancak geçmişi kurcalamadan tertemiz bir sayfayla başlayabileceğini iddia etti. Bu büyük bir hataydı. İspanya’nın demokrasiye geçiş sürecini tamamlaması için geçmişiyle yüzleşmesi, insan haklarını ihlal eden suçluları yargılaması şarttı.

S.A: Garzon’un İspanya Anayasa Mahkemesindeki görevine son verilmesi sonrası uğraştığı şeyler hakkında bize biraz bilgi verir misiniz?

David Bondia Garcia: Şu an Uluslararası Adalet Divanı Başsavcısı Morena Ocampo’yla birlikte Kolombiya’da Salvador Uribe başkanlığı döneminde işlenen insan hakları ihlallerini inceliyor. Bu ihlaller, Kolombiya ordusunun ve paramiliter güçlerin, yerlilerin ve sendikaların işkenceye uğraması ve öldürülmesini içeriyor.

S.A: Peki sizce Garzon’un açtığı bu davalar devletlerin uluslararası insan hakları komisyonuna karşı olan sorumluluklarının daha çok bilincine varmalarını sağladı mı?

David Bondia Garcia: Evet ben daha çok bilincinde olduklarını düşünüyorum. Mesela daha önce bir diktatör elini kolunu sallayarak yurtdışına çıkabilirdi. Şimdi insan hakları gönüllüleri, Garzon ve onun gibi savcıların varlığı sayesinde bu diktatörler eskisi gibi rahat hareket edemiyorlar. Bugün İngiltere’de insan hakları aktivistlerinin sayesinde Donald Rumsfeld’e karşı açılmış bir dava mevcut. Mesela Bush’a bakalım, görevi sona erdiğinden sadece deprem sonrası Haiti’ye gitmiş olması sizce düşündürücü değil mi?

S.A: İspanya’ya geri dönecek olursak Garzon’un Franko döneminde işlenen suçları incelemek için açtığı dava engellenirse sizce ne olur?

David Bondia Garcia: İspanyol hükümeti İspanya’nın geçmişiyle yüzleşmesinden ve konuyla ilgili araştırmaların yürütülmesinden sorumlu. Bir millet geçmişini tanımazsa, incelemezse kimliğini yitirir. Mesela bu konuda İspanya Devlet Başkanı Zapatero’nun tarihin kendi yargılamasını gerçekleştirdiğini söylemesi kanımca son derece talihsiz bir açıklamaydı. Tarih böyle bir yargılama yapamaz sadece yaşanılanları anlatabilir. Yargıyı ancak hukuk yoluyla sağlayabiliriz. Bu yüzden İspanyol İç Savaşı’nda ve Franko döneminde işlenen suçların açığa çıkartılması uluslararası insan hakları normlarının İspanya mahkemelerinde uygulanmasının, İspanya’daki demokrasinin sağlamlaştırılması adına şart olduğunu düşünüyorum.

S.A :  Son olarak sizin de bildiğiniz gibi halen birçok ülke geçmişlerinde kanlı lekeler bırakan darbe rejimleri sırasında işlenen suçları ve suçluları yargılamayı reddediyor. Sizce Garzon’un Arjantin ve Şili darbeleriyle ilgili açtığı davalar ve şimdi Franko davası bu ülkelerin kendi darbecilerini yargılamasında etkili olabilir mi?

David Bondia Garcia: Ben hala bir umut olduğunu düşünüyorum ve bu ülkelerde insan haklarını ihlal eden darbecilerin yargılanabileceğine inanıyorum. Şu an demokrasiyle yönetilen ama geçmişiyle yüzleşemeyen birçok ülke var. Bu ülkelerin geçmişlerinde işlenen suçlara karşı sessiz kalarak, araştırılmasını teşvik etmeyerek büyük bir suç işlediklerine inanıyorum. Şu bir gerçek ki bu ülkelerdeki demokrasiler ancak ve ancak darbeler sırasında sivillerin öldürülmesinden, kaçırılmasından ve işkence görmesinde sorumlu olan suçluların yargılanması yoluyla sağlamlaştırılabilir.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.