Header Ads

Kabataş'ta Saldırıya Uğradığını İddia Eden Zehra Develioğlu: "İnanmak İstemeyen Zaten İnanmayacaktır"


Gezi Parkı eylemleri sırasında İstanbul Kabataş'ta bir grubun saldırısına uğradığını iddia eden Zehra Develioğlu, o güne ait görüntülerin yayınlanmasının ardından ilk kez konuştu. Anlattığı gibi bir saldırının görüntülerde yer almamasıyla ilgili olarak 'Ben o acıları yaşadım ve yaşadığım bu acıların büyüklüğü bana yeter' açıklamasını yaptı.

Gezi Parkı olayları sırasında İstanbul Kabataş'ta bebeğiyle saldırıya uğradığı iddiası sonrası Adli Tıp Kurumu'ndan aldığı raporla savcılığa suç duyurusunda bulunan Zehra Develioğlu, olaydan 8 buçuk ay sonra Kanal D’de yayınlanan görüntü sonrası ilk kez konuştu.

Anadolu Ajansı'na açıklama yapan Develioğlu, "Benim yaşadığım acının büyüklüğü ve altında ezildiğim o yük yetmezmiş gibi bir de insanlara kendimi inandırmak zorunda bırakıldım. Çok ağır bir yük, çok büyük bir acı" dedi.

Kendisi hakkında bir karalama kampanyası başlatıldığını savunan Develioğlu, "Süreç medyada öyle bir hale ulaştı ki, sanki böyle bir olay yaşanmamış, bir kadın darp edilmemiş, bir çocuk bundan zarar görmemiş" dedi.

Develioğlu, saldırının detaylarını anlatmanın ve her anlatmada olayı tekrar yaşamanın kendisine çok acı verdiğini belirterek, "Benim yaşadığım acının büyüklüğü ve altında ezildiğim o yük yetmezmiş gibi bir de insanlara kendimi inandırmak zorunda bırakıldım. Çok ağır bir yük, çok büyük bir acı. Tarif edilemez bir acı. Temennim bunu bana yaşatan insanların, hak ettikleri cezaya çarptırılmaları ve benim çektiğim acıyla kıyaslanamaz ama onların da bunun bedelini ödemeleri" diye konuştu.

‘Bana zaten inanmak istemeyen, inanmayacaktır’
Develioğlu, "Ben o acıları yaşadım ve yaşadığım bu acıların büyüklüğü bana yeter. Bunu kimseye ispat etmek durumunda değilim. Bana zaten inanmak istemeyen inanmayacaktır. O görüntüleri ilahi bir kamera olup tepeden kaydetse bile inanmayacaklardır" dedi.

Faillerin tespiti ve hak ettikleri cezayı alabilmeleri için cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ve davanın soruşturma aşamasında olduğunu kaydeden Develioğlu, Adli Tıp raporuna göre, kendisinin ve bebeği Zeynep Develioğlu'nun vücudunda yaralanma ve morarmaların oluştuğunun tespit edildiğini hatırlattı. 

Adli Tıp Kurumu savcılığa aşağıdaki raporu göndermişti. Rapor olayın gerçekleştiği 1 Haziran'dan tam 4 gün sonra hazırlanmış.


Ne olmuştu?
Gezi Parkı olayları sırasında yaşandığı iddia edilen olay Kanal D’de perşembe akşamı yayınlanan bazı görüntülerle bir kez daha Türkiye’nin gündemine geldi.

Geçen yıl Haziran ayında, İstanbul Kabataş Vapur İskelesi’nin karşı kaldırımında bebeğiyle bekleyen başörtülü bir kadına Gezi eylemine giden bir grubun sözlü ve fiziki tacizi olduğu, kadının darp edildiği iddia edilmişti.

İskelede beklerken saldırıya uğradığını söyleyen Zehra Develioğlu’nun bu iddiası o günlerde çok tartışılmış, Başbakan Erdoğan da pek çok konuşmasında bu duruma sert ifadelerle tepki göstermişti.

Zehra Develioğlu, olayla ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmuş, birkaç gün sonra da bazı gazetecilere iddiasıyla ilgili ayrıntıları anlatmıştı.



Kanal D televizyonu 13 Şubat günü, 1 Haziran 2013'te saat 19.42’de çekilmiş olduğu belirtilen görüntüler yayınladı. 'Kabataş’ta aslında ne olmuş' başlığıyla verilen görüntüler Zehra Develioğlu’nun anlatımlarını doğrulamıyor.

Görüntülerde bir kadın bebek arabasıyla iskeleden çıkıp karşı kaldırıma geçip beklemeye başlıyor. O sırada birkaç grup önünden geçiyor. Görüntülerde herhangi bir kargaşaya ve gerginliğe dair bir işaret yok. Yaklaşık 10 dakika sonra eşi olduğu tahmin edilen bir erkek geliyor ve çift birlikte yeniden iskele tarafına geçip kameranın görüş açısından çıkıyorlar.

Avukat’tan yazılı açıklama
Zehra Develioğlu'nun avukatı Abdurrahman Kayapınar, Al Jazeera'ye, yayınlanan görüntülerle ilgili olarak bir yazılı açıklamada bulunmuş, görüntülerin doğru olduğunu ama gerçeğin tümünü yansıtmadığını açıklamıştı. Kayapınar'ın açıklaması şöyle:

"Olayla ilgili yürütülen soruşturma aşamasında. olayın meydana geldiği bölgede bulunan bir kısım mobese kameralarının tahrip edildiği, tahrip edilmeyen kısmının ise olay yerini kaydetmediği tespit edilmiştir. Bu itibarla olay yerine ait net teşhise müsait görüntülere ulaşılamamıştır. Basında yayınlanan kamera kayıtları da mobese kamerası kaydı olmayıp bu nedenle net ve belirgin görüntüler içermemektedir." Yani Kayapınar görüntülerin doğru ama yetersiz olduğunu söylüyordu.

Kabataş ve gazeteciler
Açıklamada ayrıca, basında Zehra Develioğlu’na ait olmayan bazı beyanlara yer verildiği vurgulanıyor: 

"Basın yayın organları tarafından müvekkilime ait olmayan bir kısım beyanlar esas alınarak görüntülerin bu beyanları desteklemediği iddia edilmekte, müvekkilim etrafında kalabalık bir grup tarafından toplanılmış olması önemsiz bir olay gibi gösterilmekte, görüntülerin net ve belirgin olmamasından da istifade edilmek suretiyle müvekkilimin gerçek dışı beyanda bulunduğu yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır."

Develioğlu’nun saldırıya uğradığı iddiasının ardından dört gazetecinin bu konudaki röportajları ve beyanları kamuoyunda yer aldı.

Bunlardan biri Türkiye Gazetesi yazarı Balçiçek İlter’di.

İlter, Zehra Develioğlu ile görüştüğünü ve saldırıya uğradığı konusunda ikna olduğunu söylemişti.

Bugünkü köşe yazısında Develioğlu ile yeniden görüşme talebinin reddedildiğini söyledi ve şunları yazdı;

"Bırakın tacizi, itme-kakmayı, kalabalık grubu... Eğer bu görüntüler o görüntülerse, o kadar kısa süre içinde bir grup geçip gidiyor... Ama sadece gördüklerimizse... Hiçbir şey yaşanmamış ki! Nasıl olur? … Kanımca 1 Haziran’da olduğu öne sürülen bu olayın detaylarını Zehra Develioğlu çıkıp kameralar karşısında canlı yayında anlatmalıdır. Bütün sorular yöneltilmelidir, o da cevap vermelidir. Bunu bana, ona, ötekine değil, bu ülkeye borçludur. Gezi sürecinde tarafları en tahrik eden olaylardan birinin kahramanı olarak, bunu Gezi’de hayatını kaybeden o çocuklara da borçludur. Ve en çok da onu savunan Başbakan’a..."

Bir diğer isim ise Hürriyet yazarı İsmet Berkan’dı. 4 Şubat’ta CNN Türk’te görüntüleri izlediğini saldırıyı gördüğünü açıkladı. Devecioğlu’nun elindeki bebek arabasının devrildiğini söylemiş ve yandaki twitter iletilerini paylaşmıştı.

13 Şubat’ta NTV’de katıldığı programda ise kendisinin izlediği görüntülerin Kanal D’de yayınlananlarla aynı görüntüler olduğunu herhangi bir saldırıyı o uzaklıktan görmenin mümkün olmadığını söyledi.

Zehra Develioğlu’nun iddia edilen olaydan sonra görüştüğü gazetecilerden bir diğeri olan Halime Kökçe, görüntülerin yayınlanmasından sonra Al Jazeera’nin sorularını yanıtladı. Halime Kökçe’nin sözleri şöyle:

"Kanal D’nin haberinden sonra yeniden yoğunlaştı. Halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiğimizi iddia ediyorlar ve hakkımızda dava açılması gerektiği yazılıyor. Kanal D’de olayın kaydı diye gösterilen görüntüleri izledim ama benim düşüncem değişmedi. Ben Zehra hanımın anlattıkları üzerinden bu konuyu değerlendirdim. Şimdi Zehra hanımın artık çıkıp konuşması gerektiğini düşünüyorum."

Erdoğan ne demişti ?
Saldırıya uğradığını iddia eden Zehra Develioğlu, Bahçelievler’in AK Partili Belediye Başkanı Osman Develioğlu'nun geliniydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Gezi eylemleri sırasında bulunduğu Kuzey Afrika’dan dönüşünde düzenlenen mitinglerde ve partisinin grup toplantılarında bu konuya değindi. Yaptığı konuşmalarda; "Benim başörtülü kızlarıma, benim başörtülü bacılarıma saldırdılar… Kabataş’ta bir kızımız yanında bebeğiyle çok çirkin bir saldırıya maruz kalıyor. Polise gidiyor. Şikayette bulunuyor" demişti.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.